Pozantı’da yaşadıklarımın intikamı için gerilladayım
Pozantı’da yaşadıklarımın intikamı için gerilladayım
Pozantı’da yaşadıklarımın intikamı için gerilladayım
Türk devletinin ve AKP hükümetinin “taş atan” Kürt çocuklarına işkence merkezi haline getirdiği Adana Pozantı Cezaevinde kalan ve o vahşetin mağdurlarından T.T (İntikam Mamxori) yaşadıklarının intikamını almak için gerilla saflarına katıldı.
Kamuoyunda önce “taş atan çocuklar” daha sonra da “Pozantı mağdurları” olarak tanındılar. Daha çocukluklarını bile doğru dürüst yaşamamış olan Kürt çocuklarına Adana Pozantı Cezaevinde yapılan işkenceler insanlık tarihine bir kara leke olarak yazıldı. Elinde her türlü gelişmiş silahı kullanan Türk polislerine karşı taş atarak tepkilerini ortaya koyan bu çocuklara yapılan Pozantı uygulamaları AKP’nin Kürtlere yaklaşımındaki niyetini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermişti. Pozantı Cezaevi geçmişte olduğu gibi bugün de Kürtlere reva görülenin kendisi olmuştu. Kürt çocuklarına yaşatılan o işkenceler Kürt toplumunun hafızalarında yer edindi. Özellikle o vahşeti yaşayan Kürt çocukları için “her anının hesabı sorulması gereken” bir dönem oldu. Onun içindir ki o vahşeti yaşayanlar Türk devleti ve AKP hükümetine karşı aktif mücadele vermek için gerilla saflarına katılıyorlar. Onlardan birisi de kamuoyunda T.T olarak bilinen ve şimdi geril saflarında olan gerilla İntikam Mamxori oldu.
Gerilla İntikam Mamxori 1992 yılında Adana’da dünyaya gelmiş. Sadece üç yıl okul okuyabilmiş. Beş çocuklu aile aslen Şırnak-Beytüşşebap’ın Çığlı köyünden. Köyleri Türk devleti tarafından yakılınca bundan otuz yıl önce Adana’ya göç etmek zorunda kalmış. Adana’ya göç eden ailenin başı yine devletle belaya girmiş. Özellikle sürgünde büyüyen çocuklar dünyayı algılamaya başladıktan sonra Türk devletinin inkâr ve asimilasyon politikalarına karşı çıkmaya başlamışlar. Bunlardan birisi de İntikam olmuş.
AJANLIĞI KABUL ETMEYİNCE POLİSTEN DAYAK
İntikam, 2008 yılında Kürtler için “kara gün” olan Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komplo sonucu Türkiye’ye teslim edilmesinin yıl dönümünde 15 Şubat’ı protesto eylemine katıldıktan sonra Türk polisleri tarafından gözaltına alınır. İntikam’ın hayat hikâyesinde dönüm noktası olan o gözaltı onun için bir daha unutulmayacak sürecin başlangıcı olur. Bir arkadaşıyla birlikte gözaltına alınıp götürüldükleri Adana Terörle Mücadele şubesinde polisler tarafından kendilerine yapılan ajanlık teklifi karşında İntikam da “ben namusumu, şerefimi çöpte bulmadım” diye cevap verince 5 polis tarafından kaba dayakla işkenceye maruz kalır.
ÇOCUK ŞUBEDE İŞKENCE
Adana Çocuk Şubeye götürülen İntikam beş gün orada kalır. Kendisinin yalnız olmadığına dikkat çeken İntikam Çocuk Şubede de işkenceye maruz kaldıklarını şu sözlerle ifade etti: “Orada sürekli işkence yapıyorlardı. Adli tıpa gidiş geliş oluyordu ve hepsi de kabustu. Sürekli hakaret ve arabanın içinde de yumruk atıyorlardı. Kaldığımız yer soğuk bir nezarethaneydi. Başka çocuklar da vardı ve sürekli olarak tekme tokatla bizi dövüyorlardı.”
ÖNCE ASKER ARDINDAN GARDİYAN DAYAĞI
Hakim karşısına çıkan İntikam tutuklanır ve ilk olarak Kürkçüler Cezaevine götürülür. Yaklaşık 30 kişilik bir çocuk grubu bir hafta Kürkçüler Cezaevinde kalırlar. Oraya bilinçli gönderildiklerini söyleyen gerilla İntikam “Kürkçülere ilk gittiğimizde oradaki askerler halay çekerek bize doğru gelip ‘teröristler geldiler diyorlardı. Bizi sıraya dizdiler. İlk başta bir asker geldi ve tekme tokat bizi dövmeye başladı. Ondan sonra diğer askerler ve komutanları da gelerek bizi tekme tokat dövdüler. Sonra bizi soydular, yere yatırdılar. Sonra bizi tek tek odaya alıp çırıl çıplak soydular. Amaç onurumuzla oynamaktı.
Askerlerden geçtikten sonra gardiyanlara verdiler. Biz kendi kendimize ‘bunlardan kurtulduk’ dedik ama bu sefer gardiyanlar ellerinde hortumlar ve çekpaslarla bizi bekliyorlardı. Hepimiz sıraya dizilmiştik ve sürekli olarak ellerimize ve ayaklarımıza vuruyorlardı. Öyle oldu ki ellerimiz ayaklarımız şişti ve ayakta kalamıyorduk. Uzun bir koridordu ve gelen giden bize vuruyordu. Sayımız kalabalıktı ve hepimiz de çocuktuk. Beş gün kaldık ve bu süre zarfında her gün işkenceye maruz kalıyorduk.”
Tabii Kürkçüler Cezaevinde kalınan bir haftalık süre zarfında cezaevinin bütün ağır işleri Kürt çocuklarına yaptırılır. Ağır erzak çuvalları o körpecik çocukların sırtına verilerek başka bir işkence çocuklar üzerinde uygulanır. Gardiyan dayağı ise her gün devam eder.
POZANTI’DA HER GÜNÜ İŞKENCEYLE GEÇEN 8 AY
Bir hafta sonrasında çocuklar Pozantı Cezaevine götürülürler. Pozantı’ya gittiklerinde asker dayağı ardından da yine gardiyan dayağı ile karşılanırlar. Her bir çocuk artık koğuşuna sürünerek gider.
İntikam bu yaşadıkları karşısında “isyan etmemek elde değildi. Bir taş attığım için başıma bunlar geliyordu yine de ben baş eğmedim ve pes etmedim” diyor.
Sekiz ay geçen Pozantı sürecinde İntikam 15 kişilik koğuşta 35 kişi kaldıklarını söylüyor. Sekiz ay boyunca geçen her gün işkence ile doludur. Koğuşlarda her suçtan insan vardır. Siyasilerle adli tutuklular iç içedir. Tabii adli tutuklular genelde yüz kızartıcı suçlardan alınmış kişilerdir ve bunların çoğu da çocuk yaşını aşmış yetişkin kişilerden oluşmaktadır. Siyasilerin hepsi de Kürt çocuklarıdır. Gardiyanlar olmadığı zaman da adli tutuklular Kürt çocuklarına işkence yapıyorlarmış.
26 YIL CEZA VERİLİR
Sekiz ay sonrasında tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen İntikam’a devlet 26 yıl ceza verir. Hem tutukluluk süresinde yaşadıkları hem sonrasında yaşadıkları İntikam’ın psikolojisini olumsuz etkiler. Artık ailesinden bile kaçtığını söyleyen İntikam “Dışarıda, mezarlıklarda, bahçelerde yatıyordum” diyor.
İKİNCİ DEFA TUTUKLANIR
Türk polisleri 2009 yılında İntikam’ı “eyleme katılmış” diyerek bu sefer evinde gözaltına alır. Yine Adana emniyetini götürülen İntikam orada da iki gün boyunca işkence görür. Bu sefer de tutuklanan İntikam yine Kürkçüler Cezavine götürülür. Kürkçüler Cezaevinde kendisini karşılayan başgardiyan üç yüz metrelik koridor boyunca İntikam’ın sırtına biner.
Kürkçüler’den sonra yine Pozantı’ya götürülen İntikam 4 ay cezaevinde kalır. Bu dört ay da diğer tutukluluk süresinden farksız olmaz. Yine işkencelerle geçen bir süre olur.
“TAŞ ATAN ÇOCUKLAR”IN HİKAYESİ BASINDA İŞLENİR
Cezavinde ikinci defa çıkan İntikam ilk başlarda bir boşluk yaşar. Ama kısa bir süre sonra yaşama daha sıkı sarılmaya karar verir. Bu sefer gençlik çalışmalarıyla birlikte siyasi çalışmalarda yer alır. O zamanlar “taş atan çocuklar” gündemde olduğu için İntikam’ın hikayesi de basının ilgisini çeker. Sonuçta o da taş attığı için tutuklanmış ve daha sonrasında da 26 yıl ceza verilmişti.
İntikam gerçekleri basına anlattıktan sonra sürekli olarak polisler tarafından takip edilir. Bunun üzerine o da İnsan Hakları Derneği (İHD)’ye başvurur. Yaşadığı o işkencelerden sonra yılmayan İntikam “Bir Mazlum Doğan, Kemal Pir arkadaşların direnişlerini düşüncükçe ne olursa olsun düşmana teslim olmayacağımı söylüyordum. Mücadeleden vazgeçmeyecektim. Benim bu duruşum mahallede herkes tarafından saygı ile karşılanıyordu” diyor.
POZANTI GERÇEĞİ DEŞİFRE OLUR
2011 yılında tekrardan İntikam’ın tutuklanma kararı çıkar. Bu sefer tutuklanmamak için bir süre ortalıktan kaybolur. Bu sıralarda Pozantı Cezaevinde Kürt çocuklarına uygulanan vahşet ve işkence tüm dünyanın gündemine oturmuştur. Diğer çocuklar gibi İntikam’ın da hikayesi basına yansır. Tv’lerde canlı yayına da katılan İntikam’ın yaşadıkları günlük gazetelerde de çıkar. İntikam yaşanılanlar karşında “sessiz kalamazdım. Taş atan çocuklara yapılanların bilinmesi gerekiyordu” diye ifade ediyor.
KCK’DEN TUTUKLANIR
Pozantı Cezaevinin gerçek yüzü basına yansıdıktan sonra Türk devleti 2012’de bu sefer “KCK davası” adıyla İntikam’ı gözaltına alır. Önce Adana Emniyetine, ardından da özel bir araçla Tarsus Cumhuriyet Savcılığına götürülür. Orada savcılık tarafından bazı gardiyanların resimleri gösterilir. Ama gösterilen resimlerde işkenceci gardiyanların hiç birinin de resmi yoktur.
Tekrardan Adana Cumhuriyet Savcılığına getirilen İntikam tekrardan tutuklanır. Tekrar girdiği Kürkçüler Cezaevinde İntikam’ı “itirafçılar” koğuşunda tutarlar. O süreci İntikam şöyle anlatıyor“İtirafçılar koğuşunda olduğumu anlayınca kapılara vurarak isyan etmeye başladım. Siyasi koğuşa arkadaşların yanına geçmek istiyordum. Ama beni bırakmıyorlardı. Cezaevi müdürüyle konuştum ama beni orada tutacaklarını söyledi. Siyasi koğuştaki arkadaşlar da benim orada olduğumu duymuş ve beni yanlarına almak için onlar da çaba harcıyorlardı. Çabalarım sonuç vermeyince intihara kalkıştım. O zaman beni Adana Kurtepe Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine götürdüler. On beş gün orada kaldıktan sonra tekrar Kürkçülere geldim. Tabi hastaneye gidiş sırasında hem askerler hem de gardiyanlar beni dövüyorlardı. Onlar hakaret ettikçe ben de cevap veriyordum. Cezaevine döndükten sonra beni itirafçıların koğuşuna aldılar. O zaman ki mahkememde 46 yıl ceza isteniyordu. Müdüre ısrarla beni neden itirafçıların içinde tuttuklarını sorduğumda o da ‘Adalet bakanlığının talimatıyla seni orada tutuyoruz’ dedi. Tabi bütün bunların yanında bir de beni ajanlaştırmaya çalışıyorlardı.”
7 YIL 8 AY CEZA VERİLİR
İntikam’ın yaşadıklarını öğrenen aile bu sefer durumu basına yansıtır. Altı ay cezaevinde kalan İntikam tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılır. Kısa bir süre sonra 7 yıl 8 ay verilen cezası kesinleşir. Yurt dışına çıkmaya karar veren İntikam’a “yurt dışına çıkış yasağı var” diyerek pasaport verilmez.
“BANA YAŞATILANLARIN İNTİKAMINI ALACAĞIM”
Artık Türkiye’de kalamayacağını gören İntikam daha etkili mücadele yürütmek üzere gerilla saflarına katılmaya karar verir. 2012 sonbaharında gerilla saflarına ulaşan İntikam “Bir taş attım diye başıma bu kadar şey gelmişti. Eğer kalsaydım onlarca yıl cezaevinde kalacaktım. Karar verdim dağa çıktım. Adımı da İntikam koydum. Bu benim için anlamlıydı. Bugün buradayım bana yaşatılanların intikamını alacağım” diyor.
Pozantı Cezaevi ve diğer cezaevlerinde kalmış olan Kürt çocuklarının kendisi gibi gerilla sahasında mücadele etmesi gerektiğini ifade eden İntikam “O yaşadıkları işkenceye ve zulme karşı taş atan her bir Kürt çocuğu gerillaya katılıp intikam almalı. Sadece Kürt çocukları da değil, bütün Kürtler artık Edî Bese diyelim. Ben bugün buradayım ve çok mutluyum. Kendimi sistemin o kirliliklerinden arındırıyorum” diye belirtiyor.