Haziran 2025 tarihli rapor, sağlıktan iletişim hakkına, ifade özgürlüğünden infaz uygulamalarına kadar çok sayıda alanda ağır hak gaspları yaşandığını ortaya koyuyor. Rapor bu ihlallerin derhal sona erdirilmesi çağrısında bulunuyor.
TEDAVİYE ERİŞİM ENGELLERİ
Rapora göre, ağır hasta tutuklular kelepçeli muayene ve jandarma gözetiminde muayene gibi insanlık dışı uygulamalar nedeniyle hastaneye sevk edilmiyor. Hayati risk taşıyan birçok hasta, tedaviye ulaşamıyor.
KÜRTÇE YASAĞI
Kürt tutsakların anadilinde yazdığı mektuplar “anlaşılmadığı” gerekçesiyle gönderilmiyor. Cezaevi idaresi, Kürtçe yazışmaların yalnızca mahpusun kendi cebinden yaptıracağı çeviriyle kabul edileceğini bildiriyor. Uygulama, anadilde haberleşme hakkının ihlali ve asimilasyon siyaseti olarak değerlendiriliyor.
KİTAP VE GAZETE YASAKLARI
Mahpuslara üç kitap sınırı getirilmiş; Özgür Politika, Ronahî, Demokratik Modernite gibi muhalif yayınlara keyfi şekilde el konulmuş durumda. Kişisel defter ve ajandalara dahi el konulması, ifade ve düşünce özgürlüğüne doğrudan müdahale olarak nitelendiriliyor.
SAVUNMA HAKKI ENGELLİ
Mahpusların avukatlarına ve milletvekillerine yazdığı mektupların “infial yaratma” gibi soyut gerekçelerle alıkonulduğu belirtiliyor. Bu uygulama, hem hukuki savunma hakkını hem de kamuoyunun bilgi edinme hakkını gasp ediyor.
TAHLİYE ENGELLERİ
İdare ve Gözlem Kurulları’nın, “iyi hal” değerlendirmesini cezalandırma ve itirafa zorlama aracına dönüştürdüğü vurgulanıyor. Bazı mahpuslar, siyasi görüşleri veya koğuş arkadaşlıkları nedeniyle tahliyelerinin defalarca ertelendiğini bildiriyor. Raporda, “Bu kurullar, yargı yetkisini fiilen gasp etmekte; infaz hakimlikleri ise itirazları gerekçesiz biçimde reddederek mahpusların hak arama yollarını tıkamaktadır” deniliyor.
TALEPLER VE MECLİS'E ÇAĞRI
Milletvekili Newroz Uysal Aslan, hasta tutsakların tedaviye erişiminin sağlanması, Kürtçeye yönelik yasakların kaldırılması, yayın ve mektup sansürünün son bulması gibi talepleri sıraladı. Raporda, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun acilen harekete geçmesi gerektiği vurgulanıyor.
DEM Partili vekil, “Bizler, cezaevlerinde insan onuruna aykırı infaz pratiklerine son verilmesini; adaletin cezalandırmaya değil, onarıcı bir anlayışa dayanmasını talep ediyoruz. Bu sesi duyun! Bu sessiz çığlığı büyütün! Bolu F Tipi Cezaevi’nde adalet yerini bulana dek mücadelemiz sürecektir.” diye vurguladı.