Rapor işkencesinden ölüm kararı çıktı
Rapor işkencesinden ölüm kararı çıktı
Rapor işkencesinden ölüm kararı çıktı
Metris Cezaevi’nde haftalardır süren rapor işkencesinden çıkan sonuca göre, 13 hasta tutsak ölünceye kadar cezaevinde kalacak. Muayeneler sonucunda sadece bir hasta tutsak, ölmeden önce tahliye edildi. 4 tutuklunun ise rapor işkencesi sürüyor.
Haziran ayının başında adli tıp raporu için Metris Cezaevi’ne getirilen 18 tutsaktan sadece biri tahliye edilirken, 10 tutsağa “cezaevinde kalabilir” raporu verildi. 2 tutsak ise Metris Rehabilitasyon Cezaevi’ne gönderilecek, 3 ay sonra durumları yeniden gözden geçirilecek. 4 tutsağın işlemleri ise sürüyor. ATK’nın “Cezaevinde kalabilir” diyerek ölüme terk ettiği tutsaklardan Avni Uçar’ın var olan tek böbreğine de kanser sıçramış durumda. 56 yaşındaki Hasan Tuğrul ise hiç konuşamıyor, hatırlamıyor, alt bezi kullanıyor, kimsenin yardımı olmadan yürüyemiyor.
Haziran ayının başında Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinden 18 hasta tutsak adli tıp raporu için Metris Cezaevi’ne getirildi.
Bu tutsakların büyük bir bölümü, müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü. Büyük bir kısmı da 15-20 yıldır cezaevinde.
Yargı Paketi’yle İnfaz Yasası’nın 16. maddesindeki değişiklik gerekçesiyle yeniden rapor istenen hasta tutsaklar için bu süreç tam bir işkenceye dönüştü. Yolculuk yaptıkları ring araçlarının içinde saatlerce elleri kelepçeli bir şekilde bekletildiler. Su dâhil hiçbir insani ihtiyaçları karşılanmadı. Bu süre içinde tedavilerini olamadılar. Özellikle kemoterapi ve diyaliz hastalarının sağlığı iyice bozuldu.
SADECE BİR KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ
Haftalardır rapor işkencesine maruz kalan 18 tutsaktan sadece kanser hastası Taylan Çintay tahliye edildi
17 KİŞİ ÖLÜME TERK EDİLDİ
ATK, Salih Tuğrul ve Hasan Kaçar’a ise Metris Rehabilitasyon Cezaevi’nde 3 ay tedavisi yapıldıktan sonra durumunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönünde raporu verdi.
Mehmet Emin Akdağ, Suphi İsmail, Filit Tiltay, İsmail Elmas, Avni Uçar, Ali Ekber Oruç, Hüseyin Dinç, Hüseyin Yıldız, Sebgetullah Güler ve Kamil Turanlıoğlu’na ise “Cezaevinde kalabilir” raporu verildi.
Hakan Gölünç, Hasan Alkış, Fikret Güzelaydın ve Ergin Aktaş’ın tetkikleri sürüyor.
HİÇBİR İHTİYACINI KARŞILAYAMIYOR
ATK’nın ölüme terk ettiği tutsaklardan biri Ali Ekber Oruç. 21 yıldır cezaevinde olan Oruç, müebbet hükümlüsü.
1969 Amed doğumlu olan Oruç, genetik nörolojik bir hastalık huntington. Bu hastalık, kişilerde bazı hareket bozukluklarının yanı sıra mental gerilik de yaratıyor. Erzurum Cezaevi’nden Metris Cezaevi’ne getirilen hasta tutsağın, bütün vücudu titriyor. Yürürken duvarlara çarpıyor, dengesini kaybedip yere düşüyor. Elleriyle hiç bir şey tutamıyor, hiç bir ihtiyacını karşılayamıyor. Kaşığı dahi ağzına götüremiyor. Çok zor da olsa yavaş yavaş konuşabiliyor. Ancak çok dikkatli dinlenilmediği zaman ne söylediği anlaşılmıyor. Hafızası zayıflamış, geçmişi pek hatırlamıyor.
BİR BACAĞI KASIKTAN KESİK
1981 doğumlu olan Suphi İsmail ise, bir mayın patlamasında sağ bacağını kasığından kaybetti. Yaralı halde tutuklanarak Van F Tipi Cezaevi’ne konulan İsmail’in bacağı kendi rızası alınmadan kesildi. Bir sabah uyandığında bacağının kesilmiş olduğunu gördü. Suriyeli olan Suphi İsmail’in aile ziyaretçisi bulunmuyor.
İKİ ELİ KESİLDİ
Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olan Ergin Aktaş’ın ise iki elinin bileklerinden itibaren yok. Aktaş da, Suphi İsmail gibi uyandığında iki elinin kesildiğini görüyor.
Ellerinin kesilmesine yol açan patlamadan önce de başından vurulmuş. Bu nedenle kafatasında çizik bulunuyor. Konuşmakta zorlanıyor ve unutkanlık yaşıyor.
Aktaş’ın Yargıtay aşaması da dâhil olmak üzere bütün yargı süreci bir yıl da tamamlanmış. Kürtçe savunma yapmak isteyen Aktaş, avukatsız yargılandı, savunma yapamadı. Bunun sonunda ağırlaştırılmış müebbet, 28 yıl hapis ve binlerce liralık para cezası verildi.
BİR BÖBREĞİ YOK, DİĞERİNİ DE KAYBETMEK ÜZERE
ATK’nın cezaevinde ölüme terk ettiği bir diğer tutsak ise Avni Uçar. Müebbet hükümlüsü olan Uçar, böbrek kanseri. Bir böbreği alınmış durumda. Kanser, mesaneye de sıçradı. Diğer böbrekte de tümör tespit edildi. Yeni kitle 2 cm büyüklüğünde.
ALTINI ISLATIYOR
ATK, 56 yaşındaki Salih Tuğrul ile Hasan Kaçar’ın cezaevi hastanesinde 3 ay tutulduktan sonra yeniden başvuru yapılması yönünde rapor verdi.
ATK’nın “Biraz daha cezaevinde kalsın, sonrasına bakarız” dediği Salih Tuğrul, bütün reflekslerini ve hafızasını yitirdi. Hiç konuşamıyor ve sürekli ağzından salya akıyor. Tek başına yürüyemiyor, arkadaşlarının yardımıyla çok küçük adımlarla atabiliyor, asla merdiven çıkamıyor. Geriye doğru tek adım bile atamıyor, attığı gibi düşüyor. Sürekli altını ıslatıyor. Koğuşu banyo ve tuvalet zannediyor, orada banyo yapmaya ve tuvalet ihtiyacını gidermeye çalışıyor.
1984 doğumlu olan Hasan Kaçar ise, 10 yıldır cezaevinde. 51 kilo olan Kaçar, ankilozan spandilit hastası. Kronik, ağrılı bir hastalık olan ankilozan spandilit, kalça ve omuz başta olmak üzere eklem ve çevre yapılarında ortaya çıkıyor. Hastalığın ilerleyen aşamasında omurga kemikleri birbirine kaynıyor ve sırt kamburlaşıyor. Bu nedenle hastalık, bağırsak, böbrek, kalp ve akciğerler gibi yumuşak dokulara da zarar veriyor.
Sürekli ağrı çekiyor ve bu durumunu, “Ayak başparmağından enseye doğru her yerim ağrıyor” şeklinde anlatıyor. Bağışıklık sistemi de tamamen çökmüş olan Kaçar, ağrıları nedeniyle çok yavaş hareket ediyor.
RAPORU KİMLER VERDİ
Tutsaklara “Cezaevinde kalabilir” raporu vererek, ölüme terk eden isimler ise şöyle:
“Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu Başkanı Uzman Doktor Sadi Çağdır, adli tıp uzmanları Prof. Dr. İmdat Elmas ve uzman doktor Tansev Boran ile nöroloji uzmanı Prof. Dr. Abdülkadir Koçer, iç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Reşat Özaras ve Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı İbrahim Söylemez. “