Ehmet Milhim rejimin Hesekê’de 3 gündür geliştirdiği saldırıların Erdoğan, İran, Rusya ve Suriye arasında yaşanan yakınlaşma ve ittifaktan bağımsız ele alınamayacağını belirterek, “Demokratik Federal Sistem halkların özgür, demokratik, ortak yaşamını temsil ediyor. Bu durum Erdoğan’ın istemleriyle uyuşmuyor. Bundan dolayı da sistemimizin başarıya ulaşmasını engellemek için herşeyi yapıyor” dedi.

Kendisi de Hesekêlki bir Arap olan olan Kuzey Suriye Demokratik Federal Sistemi Kurucu Meclisi üyesi Ehmed Milhim, rejimin 2 gündür Hesekê’ye yaptığı saldırıların amaçlarını ajansımıza değerlendirdi.

‘TÜRKİYE, RUSYA, İRAN VE SURİYE YAKINLAŞMASINDAN BAĞIMSIZ DEĞİL’

Ehmed Milhim, Hesekê’de rejim güçlerinin 3 gündür geliştirdiği vahşi saldırıların Erdoğan, İran ve Suriye arasında yaşanan yakınlaşma ve ittifaktan bağımsız ele alınamayacağını ifade ederek, “Aslında saldırılar Minbic başarısı ve Bab’a için yapılan hazırlıktan dolayıdır. Çünkü bu başarı onları korkutuyor. Erdoğan her ne kadar YPG ve QSD güçlerini terör olarak adlandırsa da biliyor ki bu güçlerin demokratik bir çizgileri var. Bu da demokratik federal sistemdir. Bu sistem halkların özgür, demokratik, ortak yaşamını temsil ediyor. Tabi bu durum Erdoğan’ın istemleriyle uyuşmuyor. O diktatörlük kurmak istiyor. Yani Suriye’de böyle bir demokratik sistemin oluşması onun çıkarlarına aykırı ve diktatörlüğü için tehdit olarak görüyor” dedi.

‘BAŞARMAYALIM DİYE KENDİNİ İRAN VE RUSYA’NIN KUCAĞINA ATTI’

Milhim, DAİŞ’i Suriye’de geliştirenin bizzat Erdoğan’ın kendisi olduğunu vurgulayarak Şehba ve Minbic başarılarının Erdoğan’ın planlarını boşa çıkardığını söyledi. Milhim bu konuda şunları söyledi: “Fakat Türkiye’de yapılan başarısız darbe girişimi Erdoğan’a muhaliflerini susturma ve tasfiye etme fırsatı verdi. Erdoğan artık siyasette ne yaptığını ve yapacağını bilmiyor. Eskiden bazen uçak vurmaya kadar Rusya’ya bazen Amerika’ya saldırıyordu. Ama şimdi ise sırf Suriye’de demokratik bir sistemin gelişmemesi ve Demokratik Federalizmin başarmaması için kendini İran ve Rusya’nın kucağına attı. Suriye Rejimiyle yeninden yakınlaştı. Yani sırf bu proje başarılı olmasın diye her şeyi yapıyor.”

‘ORTAK YAŞAMIMIZI BOZAMAYACAKLAR’

Rejimin Hesekê’de sivillere karşı geliştirdiği bu saldırılarla halkların ortak yaşamını bozmak istediğini kaydeden Milhim, bu saldırıların amacına ulaşmayacağını belirtti. Milhim devrimin başlangıcından bu yana özelde Arap ve Kürt halkı arasında çelişki ve uçlaşma yaratmak istediğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama sonuçta başarılı olmadı bu gün hiç başaramaz. Çünkü artık halklarımız birçok şeyin farkında. Rejimin gerçeğini de tanıyorlar. Arap, Kürt, Süryani yine Müslaman ve Hristiyan halklar birlikte yaşıyor ve birlikte her türlü çalışmayı yapıyorlar. Mesela ben Arabım ama benim oğlum 6 yıl Süryani okulunda okudu. Burada Süryanice öğrendi yine Hristiyanlığı tanıdı. Bu noktada bir sorun yok, biz birlikte yaşıyoruz.

Ama şu anda Rejim güçleri sivillere karşı vahşi bir saldırı yapıyorlar. Zaten Baas Rejimi tarihinde de belki en büyük zararlarını Araplara verdi. Şimdi de uçaklar Arapların ve Kürtlerin mahallelerini bombalıyorlar. Bundan dolayı halk göç etmek zorunda kalıyor.”

‘ARAP KARDEŞLERİM QSD SAFLARINDA YERİNİ ALMALIDIR’

Ehmed Milhim, Arap halkının bir üyesi olarak tüm Arap halkını bu tehlike ve saldırılar karşısında YPG ve QSD güçlerine katılmaya onlarla her şekilde dayanışmaya çağırarak değerlendirmesini şöyle noktaladı: “Zaten Arap kardeşlerim rejimin gerçeğini biliyorlar. Rejimin halka nasıl zulüm ve işkence yaptığını biliyorlar. Zaten 2 gündür vahşi saldırılar altındalar. Hiçbir Arap kardeşimiz bu saldırılarda rejimin yanında yer almamalıdır. Rejimin yurtsever değildir. Ama demokratik Federalist sistemde hepimiz haklarımızla ve özgürce yaşayacağız. Bu sistem halk üzerindeki tüm işkenceleri ve zulmü yıkıyor. Hep birlikte bu saldırıları boşa çıkaralım ve Demokratik Federalizmi başarıya ulaştıralım.”