GÖRÜNTÜLÜ

‘Rojava devrimi insanlık için umut kapısıdır’

Rojava Devrimini savunmak için Fransa’dan Rojava’ya gelen Soran, Rojava Devriminin insanlık için bir umut kapısı olduğunu ifade etti.

Rojava devrimi insanlığın ortak değeri haline geliyor. Dünyanın farklı yerlerinden Rojava devirimine katılan enternasyonalist ve devrimciler DAİŞ ve diğer çete guruplarına karı verilen öz savunma başta olmak üzere inşa çalışmalarında yer aldı.

Rojava devrim saflarına katılanlardan biri de Fransız Soran. YPG saflarında Soran Fransız olarak tanınıyor. Kürdistan’ın farklı yerlerini gezdiğini ancak Rojava’nın farklı olduğunu anlatan Soran tüm dünya gençliğine çağrı da bulunarak “yaşamı anlamlı kılmak için gelip Rojava’yı görmeleri gerekir” dedi.

Rojava’da çetelere karşı tüm insanlık adına mücadeleye dikkat çeken Soran, “Ortadoğu’nun tümünde milliyetçilikten uzak, tüm halkları içinde barındıran, cinslerarası eşitlik ve demokratik ekolojik sistemin sadece Rojava demokratik sisteminde olduğunu bu ilerici insanlık için çok büyük bir kazanç ve umut kapısıdır” tespitinde bulundu. Soran ayrıca Rojava devrimin temel gücünün kadın olduğuna dikkat çekti.

Bir yıla yakın süredir Rojava devrim saflarında yer alan Soran ile Rojava devrimine katılımı ve izlenimlerini konuştuk.

DEVRİMİ İÇİNDE YAŞAMAKİÇİN ROJAVA’YA GELDİM

Sizi Rojava’ya çeken nedir?

Rojava devrimini uzun süredir ilgi ile izliyordum. Özellikle YPG,YPJ savaşçılarının DAŞI çetelerine karşı başarısı beni etkiliyordu. Yaklaşık bir yıl önce hem DAIŞ çetelerine karşı mücadele etmek, hem de devrimin inşa koşulları içinde yer almak için Rojava’ya geldim. Rojava’ya gelen yabancı enternasyonalist yoldaşların temel bir sorunu var. Hem Rojava, hem de Kürdistan halkı ve Ortadoğu tarihini fazla tanımıyorlar. Ama dünyanın başına bela olan DAIŞ çetelerine karşı savaşma gereğini duyarak Rojava’ya geliyorlar. Sadece DAIŞ çetelerine karşı mücadele için değil, devrimi görmeye geldim. İyi ki de geldim. YPG,YPJ ve Rojava halkının DAIŞ çetelerine karşı başarılı olmasının altındaki gerçeklik dayandıkları ideolojik ve felsefik güç olduğunu gördüm. İdelojilerinden aldıkları güç, onlarda güçlü bir irade ve geniş bir düşünceyi de yaşatıyor.

Bugün Ortadoğu’da milliyetçilikten uzak, tüm halkları içinde barındıran, cinsler arası eşitlik ve demokratik ekolojik sistemin sadece Rojava demokratik sisteminde olduğunu görüyoruz. Bu da ilerici insanlık için çok büyük bir kazanç ve umut kapısıdır. Bunun ikinci bir örneği, yeri yoktur. Tüm bu özellikler benim Rojavaya gelmeme neden oldu. İnsanlık tarihinde bir çok devrim demokratik ve özgürlük ölçülerinden uzaklaştıkları için yıkılmaktan kurtulamadılar. Onun için şimdi Rojava demokratik sisteminin kazanımları sadece Ortadoğu etkilemiyor, ülkem Fransa ve dünya için çok güzel örnekler ortaya çıkarıyor ve etkiliyor.

Yüz yıl önce çizilen ulus devlet sınırları çizildiğinde Suriye ve Rojava Fransız sömürgesi altında yer aldı. Gelişin Fransız halkının biz de bu değişim yer almak istemesi anlamına mı geliyor?

Evet yüz yıl önce Fransa devletinin de taraf olduğu Syks Picot anlaşması ile tüm Ortadoğu ve Kürdistan coğrafyası parçalandı, büyük acılara sebep oldu. Fransa’daki arkadaşlarıma bu topraklarda batı devletlerinin yapmış olduğu hataları anlatıyorum. Bir kişi elbette bu büyük sorunu hal edemez. Ama insan ortaya çıkan Rojava devrime katılarak destek ve katkı sunabilir. Arkadaşlarıma Fransa’da DAİŞ’in nasıl katliamlar yaptığını, bunun tüm insanlığın temel sorunu olduğunu anlatıyorum. Avrupa insanları haberleri izliyor, arkasından bu benim sorum değil gafletine kapılarak, gidip yatıyor. Şimdi YPG, YPJ’nin karşısında savaştığı DAİŞ çeteleri tüm insanlığın başına bela ve herkes için tehlikedir. Eğer komşunun evi yanmaya başlarsa yangının sördürmesi için gidip yardım etmen lazım.

ROJAVA DEVRİMİNİN DÜŞMANLARI ÇOKTUR

17 Ekim, Paris Komünü, Vietnam-Küba ve Fransız burjuva devrimi gibi, insanlık düşmanı DAİŞ’e karşı direnişin geliştiği Rojava devrimi insanlık değerleri açısından ne anlam ifade ediyor sizce?

İnsanlık tarihindeki devrimlerin ortak özelliklerinin başında özgürlük, eşitlik ve demokratik ölçüleri gelmektedir. Fransız yazar Viktor Higo, “devleti temsil eden küçük bir elit, ülkenin tüm imkan ve zenginlikerini elinde bulundurarak halk üzerinde egemenlik sağlamaktadır” diyor. Halk bu elit kesimi sırtında taşıdığına rağmen devletin oluşturduğu sistemden kaynaklı çoğu zaman devletin bu zülümkar yüzünü göremiyor. Sistemin bu yüzünü görüp anlayamadığı için de mücadele yapacak gücüde ortaya çıkaramıyor. Tarihte yer yer büyük sorun ve krizler oluşmuştur. Bu kriz yada kaos dönemlerinde halk özgürlük ve eşitliğin olmadığını, bir zülm düzeni olduğunu gördüğü anda başkaldırı gerçekleştirip devrim yapmıştır. Fransa, Rusya, İspanya devrimleri ve Paris Komün tarihi böyle gelişmiş. Rojava’da devrim koşullarının böyle başladığını görürürüz.

İnsanlık tarihindeki bir çok devrim idelojik ve örgütsel alanda yeterli bir gücü kavuşmadığı için yeniliyor. Mesala Fransa devriminde Şah öldürüldü. Yeni gelen burjuvazi halka ait ne varsa maddi ve manevi olarak kendi kontrolleri altına alıp, farklı bir egemenlik altına koydu.

AB VE ABD’DE SOL HAREKET ZAYIF

Rojava’da devriminin gelişmesi ile insani değerleri yüceltiliyor. Onun için Rojava devriminin düşmanları çok. Rojava’ya devrimene sadece DAİŞ değil, Suriye rejimi, Türk devleti, KDP sistemi ve arkasındaki gizli güçlerin tümü düşmanlık yapıyor. DAİŞ selefi ve fanatik bir islam düzeni, Suriye rejimide tekli Esat ailesi için istiyor. Türk devleti ise Kürtlerin her türlü kazanımlarına imha ile yaklaşıyor. Dış güçler Rojava projesinin sadece Rojava ile sınırlı kalamayacağını tüm dünyaya etkisinin olacağını iyi biliyor. Yüz yıllık geçmişi olan Sol hareketler Avrupa ve ABD gibi batı ülkelerinde oldukça zayıftır. Rojava 5 yıllık devrim olmasına rağmen sosyalist bir yaşam ve demokratik bir sistem kuruldu.

Sovyetler birliği dağıldıktan sonra bir çok çevre sosyalizmin bittiğini düşündü. Gerçeğinde Sovyet Sosyalizmi örneğinde halk adına, halk için oluşturulduğu ama aslında halka ait bir şey içinde olmayan vasat sistem oluşturlumuştu. Sovyet Rusya’sının çökmesi kapitalizmin zaferi değildir. İnsanlar buna inanmaması gerekir. Kapitalist sistem her şeyden önce bir kriz sistemini oluşturdu. Doğanın tahribi, ekonomik sorunlar, toplumsal katmanlar arasındaki sınıf çelişkilerinde uçurumlar oluşmuştur.

ROJAVA’DA TÜM İNSANLIK İÇİN YENİ BİR SİSTEM KURULUYOR

Suriye krizi başladığında Rojava’da imkansızlıklar içinde yeni bir düşünce ile halkların ortak değerinden oluşan bir sistem oluşturuldu. Rojava’da oluşturulan bu yeni sistem tüm dünya insanlığı için yeni bir çıkış, yeni bir umuttur. Bu sistem milliyetçilik, dincilik ve cinsiyetçilikten uzak, ahlaki ve politik değerleri esas alıyor. Rojava sistemi demokrasiye, cinsler arası eşitliğe, toprak sevgisi ve halklar arası özgürlüklere dayanıyor. Bu özellikler dünya insanlığının en fazla ihtiyaç duydukları şeylerdir. Dünya ve bölge krizler yaşarkan Rojava’da gelişen bu sistemi tüm dünya izliyor, görüyor ve gıpta ile bakıyor. Kantonlar şeklinde inşa edilen sistem tüm Suriye için de demokratik bir model olabilir. Bu model tüm ortadoğu içinde krizden çıkış sağlayabilir. Avrupa ve Amerika içinde örnek alınabilinir bir sistemdir.

Rojava devriminin etkileri çok büyük olduğu için mi bu kadar fazla düşmanları vardır?

Rojava halkı ve hareketi dünya ve devrim tarihindeki eksik yönleri çok iyi biliyor, sonuç çıkarıyor. Alınan bir karar yaşamda zemin bulmuyorsa hemen yenisi üzerinde arayışlara gelişiyor. Bunun için Rojava projesi ütopik değil, gerçekçi ve yürüyebildiğini gördüğüm ve daha çok sevmeye başladım. Rojava devrimi için dört önemli temel şeyi görebildiğimi söylemeliyim. Bu dört esaslı konunun başında demokratik konfederalizm sistemi geliyor. Bu sistem AB ve ABD olduğu gibi bir sloğan demokrasi değil, tamamen halka dayanan herkesi kapsayan demokrasinin aslıdır.

Fransa gibi bir ülkede halk bir kaç yılda seçim yapıyor. Ama Fransa başkanı ister sağ ister sol olsun devlet politikası uyguluyor. Onun için herhangi bir değişim ve gelişmede olmuyor. Rojava sistemi kapitalist yada ulus devletin merkezi otoritelerinin aksine yerel güç olan komünler ile halkın kendisine dayanıyor. Köy ve mahallerdeki komünler kent meclislerini oluşturarak kendisini direk yönetim içinde temsil ediyor. Örneğin bir yerde okul, yol yada elektriğe mi ihtiyaç var. Oranın insanları çözümü için tartışıp kendi sorunların kendisi hal ediyor. Rojava devrimindeki ikinci önemli nokta Ekolojidir. Ekoloji ve insan yaşamı bir bütündür. İhtiyaç kadar üretim, ihtiyaç kadar tüketim ve doğanın korunması gerekir. Ekonoloji ile doğanın tahribatının önlenmesi kadar, insanlar arasındaki ekonomik ve sosyal dengeyi de sağlar. Hava, su, toprak korunması yine tüketimden kaynaklı çöpler insanlar için temel bir sorundur.

ROJAVA’DA KADIN BAŞAT BİR ROLE SAHİPTİR

Kadın devrimi Rojava devriminin en önemli gelişmelerinden birisi olup kadın erkek eşitliğine dayalı bir sistem oluşturulmuş durumdadır. Ordoğu’nun kadını hiçleştiren ile batının kadını metalaştıran yaklaşımlarına rağmen Rojava devriminde en kadın öz savunmada olduğu kadar yaşamın her alanında ve inşa içinde öncü bir konumdadır. Bu gelişme ortadoğu toplumunun değişiminde büyük bir etki sağlayacaktır. Kadın evleri kurulmuş, kadın akademileri var. Kadının bu aktivitesi insan zihniyetinin değişmesini de sağlıyor.

Avrupa’da kadının özgür olduğunu söylüyor, Rojava devrimindeki kadın özgürlüğünün farkı nedir?

Kapitalizm kendi sınırları içinde kadına özgürlük tanıdığını iddia ediyor. Ama bunu tamamen kendi amaçları için kullanıyor. Geçmiş 5 yıla göre kadın Avrupa’da biraz daha gelişme kaydettiğini belirtelim. Ancak kadın üzerinde yeni egemenlik alanları oluşturulmuştur. Bu egemenlik öyle sinsi ve ince yapılıyor ki, ortadoğu yada başka yerlerdeki gibi kaba değil, hatta birçok insan kapitalist sistemin bu egemenliğini görmüyor bile. Avrupa ve Amerika’da her şey alınıp satılabiliniyor. Ama insanların beyinleri egemenlik altındadır. Bu pazarlamada en fazla kullanılan ise kadın bedeni bir reklam aracı gibi teşhir ediliyor. Her yerde pornografik şeyler var. Kadının eline öyle sahte özgürlük ölçüleri vermişler ki, kadının tüm arayışlarının önü bu şekilde kesilmek isteniyor. Tüm bu uygulamalar kadın özgürlüğü önündeki engellerdir. Kapitilast sistem içerisinde yaşayan erkeklerde aynı şekilde sömürülüyor. Ama kadın adeta beyaz bir katliamdan geçiriliyor. İnsanlar daraldığında işki ve uyuşturucu alıyor, bu şekilde insan beyinlerinin boşalmasını sağlıyorlar.

Rojava’da kadın yaşamın örgütlenmesinde başat bir rola sahiptir. Öz savunmadan tutalım, komin, meclis ve yönetim kademelerinin tümünde kadın kendi emeği ve gücü ile katılıyor. Kadının bu aktivitesi müthiş toplumsal bir emerji ve öz güven ortaya çıkarıyor. Aynı zamanda bölge ve dünya ilerici insanlığı için çok önemli bir değişim gücünü ortaya çıkarıyor.

Devrimin devam ettiği Rojava’da enternasyonalist kadın yoldaşların az katılmasından üzüntü duyuyorum. Kadın savaşçıların az katılması içinde yaşadıkları sistemin üzerindeki etkilerinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ortadoğu’daki milliyetçilik ve dini çelişkilerin aksine Rojava’da Kürt, Arap, Asuri-Suryani, Türmen, Çeçen vb halkarlar ortak ve barış içinde yaşıyorlar. Bu kendiliğinden oluşan bir şey değil, Rojava devriminin dayandığı ideolojik ve felsefeden kaynağını alıyor.

En son Minbic hamlesine de katıldım. Savaşanlar sanki halklar ve renkler mozaiğini oluşturuyordu. Dünyanın farklı bir ülkesinden gelen ile namazını kılan bir savaşçı birbirlerinden rahatsızlık duymadan aynı sofradan yemek yiyip, aynı pet şişeden su içiyordu. Kuran taşiyan ile haç taşıyanlar, Kürtçe konuşan, Arapça, Türkmence ve İngilizce, Fransızca konuşanlar yan yana aynı düşmana karşı savaşıyordu. Bu dünya insanlığının ihtiyaç duyduğu demokratik sistemdir.

Avrupa ve başka yerlerdeki ulus devlet yapılanması tek rengin gelişmesini istiyor. Oysa Ortadoğu bir halklar ve renkler mozaiği gibidir. Bu halklar ve kültürler yanyana durduğu zaman ancak huzur, barış ve kardeşlik gelişir. Şimdi faşizmi tekçilik temelinde yaşatan Erdoğan vardır. halkları bir birine kışkırtıyor, öldürtüyor. Bu faşist mantık geçmişte Ermeni, Rum, Asuri katliamlarını gerçekleştirdi. şimdi de Kürtler üzerinde katliam geliştirilmek isteniyor.

ROJAVA DÜNYA HALKLARININ UMUDUDUR YARDIM ETMELİDİR

Dünya ve bölgenin yaşadığı bu çelişki ve çatışmaların aksine Rojava’da halklar, renkler, inançlar ve kültürler bir arada, ortak demokratik değerler etrafında birleşerek yeni bir yaşam kurmuş. Dünya insanlığının hayal ettiği ve ihtiyaç duyduğu böylesi güzel bir sistemi dünyanın her tarafından insanların gelip görmesi gerekir. Çünkü Rojava birlikte yaşamanın çok güzel bir örneğidir.

Rojava’yı burada mı tanıdın yoksa?

Ben aslen Fransalıyım ve tüm ailem Fransız kökenlidir. Kendi ülkemi de çok seviyorum. Gençliğimde Ortadoğu’daki sorunları tv ve basından izliyordum. Özellikle El Kaide’nin 11 Eylül saldırısından sonra olaylar daha fazla ilgimi çekti. Ortadoğuda neden sürekli savaş var ve insanlar ölüyor diye düşünmeye başladım. Anlamak için Lübnan’a giderek bir yıl orada kaldım. Öğrenciydim ülkeme döndüm ve daha sonra da Güney Kürdistan’a giderek orada üç yıl yaşadım. Burada kaldığım süre içinde hem okudum, hemde yaşayarak Kürtleri tanımaya başladım. Rojava devrimi başladığında ilgimi çekmiş, takip etmeye başladım. Özellikle DAİŞ çetelerine karşı Kobanê ve Şengal zaferleri başta olmak üzere verilen mücadele beni oldukça etkilemişti. Bu direniş içinde yer almak için Rojavaya gelmeye karar verdim.

GÜNEY KÜLTÜRÜ İYİ SİSTEMİ KÖTÜDÜR!

Güney Kürdistan’da da kaldım ve halkınıda seviyorum. Kürt halkının kültürel yapısı güzeldir. Güney Kürdistan’ın kültürel yapısı Rojava ve Rojhilat’tanfarklılıkları olsada güzel yönleri çoktur. Ama şunu iyi anladım ki, Güney Kürdistan’daki sistem çok iyi değil. Özellikle Şengal’i bırakıp DAİŞ’e teslim eden peşmergenin Şengal, Ninova ve Mahmur’da savaşmadığını gördükten sonra sistemini sevmemeye başladım. Başta peşmergenin elindeki silah, teknik ve maddi imkanlara rağmen neden savaşmadığını anlayamıyordum. Petrol satıyorlar, Amerika, Avrupa para ve silah veriyor. Bu kaynağını sistemden ve zihniyetinden alıyor. Peşmerge neden Şengal’i terk etti, neden Mesihi, Türkmen halklarını çetelerin eline bırakıp koruyamadığını Rojava’ya geldiğimde net bir biçimde gördüm. Rojava’da devrim çok kıt imkanlarla başladığını da herkes biliyor. Devrim bir kaç insanla başladı, silahlar sadece ferdiydi, maddi imkanlar oldukça sınırlıydı. Ona rağmen çetelere karşı iddialı bir mücadele vererek büyük başarılar elde edildi. Bu başarıların temelinde hiç şüphesiz savaşanların ideolojik ve feleselerinden aldıkları iradi güçle mümkün oldu. Koban’ê zaferi ve arkasında DAİŞ çetelerine vurulan darbeler bu idelojik güç ve inançla yapılan mücadeleden ileri geliyor.

Şengal’de YPG devreye girmemiş olsaydı Ezidiler üzerinde büyük bir katliam yapılacaktı. Kobanê zaferinden sonra Til Hemis, Çiya’yê Kızwana, Şeddad, Hol, Grê Spi ve en son Mimbiç çetelerin elinden alınarak özgürleştirildi. YPG, YPJ’nin öncülük ettiği güçler son bir yıllık süre içinde üç Lübnan toprakları kadar toprağı çete işgaiinden kurtardı. Rojava’yı gördükten sonra devrim ve direnişin burda geliştiğini görebildim. Rojava’da direnişin yaratmış olduğu devrim kaynağını güzel zihniyet yapısından alıyor. Rojava’da çetelere karşı savaşan YPG, YPJ güçleri maddi imkanlar için savaşmıyor. Tamamen toprağı ve özgür geleceği için büyük bir irade ile savaşıyor. YPG, YPj savaşçıları ne için savaştıklarını iyi biliyorlar.

Bir çok yeri de dolaştın; YPG-YPJ’nin diğer güçlerden farkını nasıl gördün?

YPG’ye katılmadan önce Fransa’da askerlik yapmadığım için askeri konularda bir bilgi sahibi değildim. Askeri konularda her şeyi Rojava’da öğrendim. Devletlerin askerlerini de biraz tanıyorum. Fransa’da ailemden bazıları asker kökenliler de vardı. Fransa ve Amerika gibi yerlerde askerler para alıyor, evlerine gidiyor. Ama YPG, YPJ maddi şeylerle savaşan bir güç değildir. Tüm hayatlarını devrime adıyorlar. İçinde yar aldığım YPG,YPj taburlarında en fazla beni etkileyen arkadaşlar arasındaki ilişki ve yapılan fedekarlıklardır. Hamlede değilsen, noktadasın öyle bir şeyki sürekli arkadaşlarınla berabersin. Yaşamın her alanı kominal ve ortak yapılır. Hareketli taburlarda bulundum. Bu güçler iyi eğitimli ve kültür düzeyi yüksek savaşçılardan oluşuyor. Bu savaşçılar ülkesini, korumak için kendini adamış, amaçları için devrime katılmış insanlardır. Kürt, Rojava ve insanlığı korumak için söz vermiş olan bu savaşçılar ideal sahibi ve üstün iradeye sahipler.

Toplam on ay YPG, YPJ saflarında kaldım. YPG, YPJ, yeni kurulan bir ordu olduğu için zaman zaman disiplin zayıflıkları çıkıyor. Bunun için dışardan gelenler için belki fazla sorun değil, ama sürekli savaş olduğu için ordudaki düzen disiplin çok önemlidir. Ama son bir yıl içinde çok büyük gelişmelere de tanık oldum.

Bir süredir Rojava’dasın YPG içinde de kaldın Soran Fransız bir günü nasıl geçiyordu?

Yaşamın her alanı komünal bir şekilde olduğunu belirteyim. Bir günlük yaşamımızın nasıl geçtiğinden bahsedeyim. Yemekler, sosyal aktiviteler, kültürel çalışmaların tümü ortak ve birlikte yapılıyor. Sabah erkenden 4.30’da herkes “Rojbaş” ile uyanıyor. İştima alındıktan sonra, herkes kendisine ait silahlarını temizliyor, araçların bakımı yapılıyor. Daha sonra sabah kahvaltısı yapılıyor. Aradaki bir saatte bireysel işler yapıldıktan sonrada sabah eğitimi yapılıyor. Genelde sabah silah ve askeri konularda eğitim veriliyor. Öğle sonrasında ise genelde siyasi ve ideolojik eğitim yapılıyor. Öğlen 11.30’da öğle yemeği, bir saate yakın öğle arası vardır. saat 4.30-5 arası eğitimden sonra sportif faliyetler vardır. çoğunlukla veleybol ve savaş oyunları oynanır. Akşam yemeğinden sonra isteyen Tv izler, isteyen tartışma yürütebilir, isteyen ise farklı bir etkinlik yapabilir. Saat 10’da herkes yatması gerekiyor. Güvenlik zaten sürekli temel bir çalışmadır.

‘DÜNYA DEVRİMİ GELİŞSİN DİYE ROJAVA’YI İNŞA EDECEĞİZ’!

Rojava’ya gelip bu kadar şeyi yaşadıktan sonra Soran olaylara dünyaya nasıl bakıyor?

Bir yıla yakın kaldığım Rojavada bir çok şeyi gördüm, yaşadım. Kesinlikle yaşamımda çok önemli değişiklikler ortaya çıktı. Geçmiş yaşamıma baktığımda bu sorunun cevabını daha rahat görebiliyorum. Rojava’da her şeyi paylaştığın yoldaşları şehit düştüğünde unutman imkansızdır. Eskiye ve normal yaşama artık isan kolay kolay geri dönemiyor. Şehadetler insanı çok etkiliyor. Şehit düşen yoldaşlarımı yaşatmak için şimdi çok daha fazla çalışma sorumluluğunu hissediyorum.

Kolumun üzerinde sürekli YPG Halk Savunma Birlikleri yazıyordu. Ne ben nede savaşan yoldaşlarımız savaşı sevdiğimiz, yada askeri elbiseler güzel olduğu için savaşmıyoruz. Sadece Rojava düşmanları değil, insanlık düşmanları olduğu için savaşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Bu insanlık düşmanı halkların egemenlik altında kalmasını istiyor.

Şehit düşen yoldaşlarımız bu egemenliği kabul etmedikleri için fedaice savaştılar. Bu savaşta insanların diline, dinine, rengine bakılmaksızın tüm halklar için savaştılar. Büyük bedeller ödeyerek dünya insanlığın değerleri için Rojava’da savaş veriliyor. Bir yandan çete ve arkasındaki güçlere karşı savaş veriliyor, diğer yandan da inşa sürecinde askeri, ekonomik ve siyasal alanda çalışmalarımız devam edecek. Dünya örnek olsun ve dünya devrimi zafere ulaşsın diye Rojava’yı inşa edeceğiz.

Dünya insanlığı için savaş verildiğini söylediniz, dünya ilerici insanlık gençlerine ne söylemek istersin. Yine inşadan söz ettiniz uluslararası kurum ve kuruluşlara çağrınız nedir?

Frnsa, Avrupa ve Amerikadaki gibi ülkelerin sistemi gençlere yaşamsal alanda kimi imkanlar sunup sessiz kalmalarını istiyor. Bu ülkelerdeki insanlar sadece kendileri için düşünüyor. Dışarıya yardımı az veriyor. Gençlik ise yerinde otucak bir güç değildir. Rojava’da verilen mücadelenin dünya gençliğinin geleceği ve özgürlüğü için verildiğini unutmaması gerekir.

Sistem içinden çıkışın yolu DAİŞ’çetelerine karşı mücade etmekten geçiyor. Sistem içinden çıkış ancak özgürlük değerlerini geliştiren güçlerde mümkündür. Buda YPG ve Rojava demokratik güçleridir. Genç arkadaşlar şunu iyi bilmesi gerekir. kapitalist sistem içinde belki yaşam imkanları var. Ama maneviyat ve ahlak çok çok zayıftır. Rojava’nın özgürlük değerleri, felsefe ve ideolojisi insana insani özelilkler kazandırıyor. Gelip görmeleri ve istiyorlarsa kendi ülkelerine dönme şansı ve imkanı vardır. yaşam ancak anlamlandırılarak daha güzel inşa edilebilinir. TV’ler önünde oturup, sistemin sunmuş olduğu haberlerle dünya bozuk denilip, yakınmakla dünyanın düzelmeyeceğini iyi bilmek lazım. Dünyayı düzeltmek için birşeyleri yapmanın gençlerin sorumluğu olduğu unutulmamalı. Rojava’da bunun projeleri vardır.

MESLEĞİ OLANLAR GELİP ROJAVA DEVRİMENE KATKI SUNMALI

Rojava üzerindeki saldırılar devam ediyor. Bundan dolayı devrimi savunma intiyacı vardır. 16 Ağustostan Hesekê’de rejim, Şeddadê’de DAİŞ, Cirablus’ta Türk işgali aynı zamanda saldırılar gerçekleştirdi. Rojava’da öz savunma devam ediyor, ama şimdi yeni bir yaşamın daha hızlı gelişmesi için uluslararası kuruluşlar hem maddi, hem de manevi olarak desteğini sunmalı. Rojava’da kalanlar en fazla ülkesine bağlı ve en fazla bedel ödeyen kesimlerdir. İmkansızlıklar içinde Rojava inşa ediliyor. İnsani temel ihtiyaçlar var. Ama Rojava üzerinde bir ambargo vardır. Rojava’da fabrikadan tutalım, okullara kadar her alanda kurumların inşa etme ihtiyacı vardır. Bu işi yapacak mühendis, doktor gibi meslek sahiplerine de ihtiyaç vardır. sürekli Rojava’da kalmaları gerekmiyor, gelip bir süreliğine katkılarını sunmaları desteklerini vermeleri gerekir.

Şimdi Kobanê Kantonun’da 6 sınıfta okuyan öğrenciler Kürtçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere 3 dil öğreniyor. Rejim döneminde Kürtçe yasaktı, Arapça bölgenin bir dilidir, İngilizce ise dış dünya ile irtibat kurmak için önemlidir. Bu konuda kendisini sorumlu gören eğitmenlere de ihtiyaç var. Gelip bu coğrafya’da gelişen devrimin yaratttıklarını görsünler. Rojava’da toprak ve tarım verimli, kısmi petrolda mevcut. Ama rejim Şama getirip burda yatırıma dönüştürmemiş. Bana göre Rojava’nın en büyük zenginliği insani değeleri ve devrimin ideolojik ve felsefik gücüdür. Enternasyonalist insanlar gelip bu güzelliği de görsünler. Yine çeşitli sebeplerden dolayı yerlerini terk edenler gelip ülkelerini yeniden inşa etsinler.

Bir enternasyonalin gözü ile Rojava’da değişim belgeselinde de yar alıyorsun. Bu belgesel ile ne vermek istediniz?

Rojava devrimine dışarıdan enternasyonalist katılımlar oluyor. YPG, YPJ savaşçılarının savaş sorunu yok. Buraya gelen enternasyonalistler hem katkılarını sunuyor, hemde ülkelerine döndüklerinde gerçekleri anlatıyorlar. Bende ülkeme döndüğümde bu gerçekleri anlatmak istiyorum. Her devrimin kendini anlatma, tanıtma ihtiyacı var. Rojava’da insanlık düşmanlarına karşı bir savaş veriliyor. Bu noktada tüm ilerici insanlara sorumluluk düşmektedir. Burada yazılan bir tarih var ve bu tarihi herkesin doğru tanıması gerekiyor.