Rojava İsveç temsilciliği İsveç’in başkenti Stockholm’de aralarında milletvekilleri, sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu yüzlerce Kürdistanlı, Türkiyeli ve İsveçlinin katıldığı bir törenle açıldı.

Sabah saatlerinden itibaren Hammarbysjöstad semtinde bulunan temsilcilik binası önünde toplanan Kürdistanlılar ve dostları, davul zurna eşliğinde hep birlikte halaya durarak “Biji Rojava” sloganını attılar.

Açılış kurdelesini Tev-Dem Eşbaşkanı Sinem Muhammed ve Süryani Ulusal Konseyi Başkanı Bassam İshak keserken, YPJ Komutanı Nesrin Abdullah, Cizire Kantonu Dışişleri Bakanı Abdulkerim Omar ve Çevre Partisi Yeşiller’in Dış Politika Sorumlusu Valter Mutt, açılışta hazır bulundu.

PYD İsveç temsicisi Şiyar Ali’nin katılımcıları selamlamasından sonra bir konuşma yapan Cizîr Kantonu Dışişleri Bakanı Abdulkerim Omar, Rojava temsilciliği binasının sadece Kürtlerin değil, tüm ezilen halkların; Asuri-Süryani, Ermeni, Ezidi ve baskı altında bulunan tüm halkların evi olduğunu söyledi.

Rojava’nın temsilciliğinin Rojava Halkı ile İsveç Hükümeti ve halkı arasında bir işbirliği platformu işlevi göreceğini ve İsveç’te yaşayan Kürtleri bir araya getireceğini söyleyen Omar, “Biz demokrasiye inanıyoruz. Birlikte terörü durdurabiliriz ve işbirliğini daha da geliştirebiliriz. Sadece askeri yöntemlerle DAİŞ’ı yenilgiye uğratamayız. DAİŞ’ı yenebilmek için hep birlikte demokratik bir süreci başlatmalıyız. Biz burada bulunmamızı halkımıza ve yaşamını yitiren şehitlere borçluyuz. Birlikte daha iyi bir Rojava inşa edeceğiz” şeklinde konuştu.

Süryani Ulusal Konseyi Başkanı Bassam İshak, Rojava temsilciliğinin açılışını yapmaktan onur duyduğunu söyledikten sonra Suriye’de DAİŞ çetelerine karşı gerçek anlamda özgürlük mücadelesi veren gücün Araplar, Kürtler, Asurilerinin yer aldığı YPG’nin başını çektiği Demokratik Suriye Güçleri olduğunu söyledi.

Arap, Kürt, Süryanilerin hep birlikte yeni bir süreci başlattıklarını söyleyen İshak, Gozarto (Rojava) tüm halkların eşit olduklarına ve bir halk grubunun diğeri üzerinde egemenlik kurmaya çalışmadığını ve eşit bir biçimde yaşadığına vurgu yaptı.

Sinem Muhammed, Rojava’da yaşayan halkların insanlık onuru için DAİŞ çetelerine karşı mücadele ettiklerini ve Rojava’daki yönetim biçiminin geleceğin çoğulcu ve federal Suriye’sinin habercisi olduğunu söyledi.

Çevre Partisi Yeşiller Dış Politika Temsilcisi ve Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Valter Mutt, Rojava’nın İsveç’in başkenti Stockholm’de bir büyükelçilik açmasının kendilerini onore ettiğini dile getirdi.

“Bunun adı büro ama bu tüm insanlık için mücadele eden güzel düşünce ve ideallerin yaşama geçirilmeye çalışıldığı bir büyükelçiliktir” şeklinde konuşan Mutt, Kürt gerillaların insanlığın yarısını, bir başka bir değişle kadınları arkasına aldıkları için DAİŞ çetelerine karşı büyük başarılar gösterdiklerini dile getirdi.

Nesrin Abdullah ve YPJ’nin DAİŞ’ın yenilgiye uğratılmasında büyük bir rolleri olduğuna vurgu yapan Mutt, “Bu nedenle biz, sadece İsveç adına değil aynı zamanda Avrupa ve dünya adına sizlere teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

1900’lü yıllarda ulusal kurtuluş savaşı veren özgürlük savaşçılarının diktatörlere dönüştüklerini gösteren pek çok örnek olduğunu hatırlatan Mutt, “Bu nedenle Rojava’da değişik halkların eşit, kadın ve erkeklerin birlikte yönetimde yer aldığını duymaktan sevinç duyuyorum” dedi.

Mutt, devlet statüsü olmadığı için Rojava’nın dış dünyadan hak ettiği desteği alamadığını söyledikten sonra, “Bir politikacı olarak bunu değiştirmek mücadele edeceğime söz veriyorum. Birleşmiş Milletler’in aracılığına gerek kalmadan Rojava’ya gerekli yardımlar yapılmalı” ifadesini kullandı.

Açılışın ardından Tev-Dem Eşbaşkanı Sinem Muhammed, Süryani Ulusal Konseyi Başkanı Bassam İshak, YPJ Komutanı Nesrin Abdullah’ın katıldığı bir basın toplantısı yapıldı. Basın toplantısına İsveç basının yoğun ilgi gösterdiği görüldü. Gazeteciler özellikle Nesrin Abdullah’la söyleşiler yaptılar.

Açılışa katılan milletvekillerine Rojava’daki gelişmeler ve Türkiye’nin Rojava politikası hakkında neler düşündükleri sorusunu yönelttik.

Çevre Partisi Yeşiller Dış Politika Temsilcisi ve Parlamento Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Valter Mutt, Türk devletinin ABD, Avrupa ve tüm insanlığın DAİŞ çetelerine verdiği mücadeleye tezat teşkil ettiğini belirtiyor.

“YPG ve YPJ alanda DAİŞ çetelerine karşı savaşan tek askeri güç. Bu nedenle Türkiye’nin Kürt güçlerine karşı savaşması değil, destek vermesi lazım. Erdoğan YPG’ye saldırarak DAİŞ’e yardımcı oluyor” diyen Mutt, Kuzey Kürdistan’daki özyönetim direnişlerine yönelik saldırılar hakkındaki sorumuzu ise şu cümlelerle cevaplıyor:

“Avrupa Birliği talihsiz bir biçimde Erdoğan’ı AB’nin sınır bekçisi olarak atadı. Amaç Irak ve Suriye’den gelen ilticacıların Avrupa’ya ulaşmalarını engellemek. Bu nedenle de Türkiye’de Kürtlere yapılan katliamlar ve insan hakları ihlalleri görmezden geliniyor. Erdoğan Güneydoğu Anadolu’da soykırım yapıyor. Şehirler kuşatılıyor, halk tutuklanıyor. Kurşuna diziliyor. Dış dünyanın buna tepki göstermesi ve Erdoğan’a baskı uygulaması gerekir.”

Hükümet ortağı olduklarını ve neden İsveç olarak Kürdistan’daki katliamlara karşı sessiz kaldıkları sorumuzu ise “İki çeşit diplomasi var. Bunlardan biri sessiz diplomasi. Biz bu konuyu Türk yetkililer ile konuşuyoruz. Eğer herhangi bir olumlu değişiklik olmazsa bu şekilde hem İsveç hükümeti ve hem de Avrupa Birliği olarak sessiz kalmayı sürdüremeyiz. Daha yüksek sesle konuşmalıyız. Bir devlet başkanı kendi halkına karşı savaş açmış. Tıpkı Esad’ın Suriye’de yaptığını Erdoğan Kürtlere yapıyor. Uluslararası toplum bunu kabul edemez.”

Sosyal Demokrat Parti Dalarna Bölgesi ombudsmanı Evin Çetin, Rojava temsilciliğinin İsveç’te büro açmasının oldukça önemli olduğunu belirttikten sonra, “Rojava’daki mücadele sadece Kürtlerin haklarıyla sınırlı değil aynı zamanda demokrasi mücadelesi. Yüzlerce insanın açılışa gelmesi çok sevindirici. Ben bundan bir yıl önce Kobanê’deyken burada bir temsilcilik açılabileceğini hayal bile edemezdim. Ama Kürtlerin verdikleri mücadele tüm dünya tarafından takdirle karşılandı. İsveç Başbakanı parlamentonun açılışını yaparken Kürtlerin Rojava ve Kobanê’deki mücadelelerinden söz etti. Bundan, herşeyden önce de YPJ ve YPG’nin Kürdistan’daki mücadelesinden onur duyuyorum” dedi.

Sol Parti Milletvekili Daniel Riazat, Rojava temsilciliğinin açılmasını önemsediğini belirttikten sonra şunları kaydetti:

“Ben Rojava’da büyük başarılar gösteren yoldaşlarımın daha büyük başarılar gösterebilmesi için buradayım. Ben hem şahsım hem de Sol Parti adına Rojava’daki mücadeleyi desteklemek için buradayım. Türkiye kirli bir oyun oynuyor ve Kürt halkına karşı demokrasi karşıtı ve terör suçu işleyen örgütlere destek veriyor. Türkiye Rojava’ya karşı düşmanca tutumundan vaz geçmeli.”

Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Jabar Amin, Rojava kantonlarının Stockholm’de büro açmasından mutluluk duyduğunu belirttikten sonra, Türkiye’nin Rojava’ya düşmanca politikalar izlemesine şu cümlelerle tepki gösteriyor:

“Türkiye’nin DAİŞ çetelerine dolaylı ve dolaysız destekleri, Cihatçıların geçişlerine izin vermesi ve onlara silah vermesi kınanmalı. Bunu kanıtlayan pek çok belge ve resim var. İsveç Parlamentosu’ndaki tüm partiler Erdoğan’ın bu tutumuna tavır almalı. Erdoğan Kürtlere, Ermenilere Sur’da, Mardin’de, Nusaybin’de terör uyguluyor. DAİŞ’a silah gönderiyor. Buna son vermeli. Rojava ve Başur halkına mesajım: Direnin, yanınızdayız.”

Kürdistan Federal Yönetimi İsveç Temsilcisi Shoresh Kadir Rahem de, açılışa katılanlar arasındaydı. ANF’ye bir açıklama yapan Rahem, “YPG’nin Stockholm’de temsilcilik açması tarihi bir olay. Kürdistan Federal Yönetimi’nin temsilcisi olarak dört parçadaki Kürtlerin mücadelelerini destekledik. Rojava’da çok büyük bir gelişim görüyoruz. Güney Kürdistan Federal Yönetimi olumlu ve olumsuz şeyler yaptı. Rojava’nın orada olanlardan ders çıkarması iyi olur. İyi olanları yapmaları ve yanlış olanları yapmamaları gerekir. Rojava tüm Suriye için örnek olmalı. Bugün büronun açılmasından İsveç’te yaşayan tüm Kürtler sevinçli. Bu İsveç için de çok iyi. Rojava’daki gelişmelerden doğrudan bilgi sahibi olabilirler” dedi.