Rojava Komitesi İsveç'teki temaslarını tamamladı

Rojava Heyeti, İsveç'te bir haftadan beri sürdürdükleri diplomatik çalışmalarını Rojava İsveç Temsilciliği’nin açılışından sonra düzenledikleri bir basın toplantısıyla sonuçlandırdı.

YPJ Komutanı Nesrin Abdullah, Cizîr Kantonu Dışişleri Bakanı Abdulkerim Omar ve Süryani Ulusal Konseyi Başkanı Bassam İshak'ın yer aldığı Rojava Heyeti, İsveç'te bir haftadan beri sürdürdükleri diplomatik çalışmalarını Rojava İsveç Temsilciliği’nin açılışından sonra düzenledikleri bir basın toplantısıyla sonuçlandırdı. Temsilciliğin açılışına ve basın toplantısına Tev-Dem Eşbaşkanı Sinem Muhammed de katıldı.

Abdullah, Omar ve İshak, bir hafta süren temasları sırasında Sosyal Demokrat İşçi Partisi, Çevre Partisi Yeşiller, Feminist İnisiyatif yetkilileri ve Sol Parti Lideri Jonas Sjöstedt ve Dış Politika sorumlusu Hans Linde ile görüştü. İsveç Savunma Bakanı Peter Hultqvist'i makamında ziyaret ettiler.

Palme Center Başkanı Jens Orback ile görüştükten sonra da Sosyal Demokrat İşçi Partisi Milletvekilleri ile birlikte bıçaklı bir saldırı sonucu yaşamını yitiren eski Dışişleri Bakanı Anna Lindh'in mezarını ziyaret ederek çiçek bıraktılar.

Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle de görüşen Rojava Heyeti'ne medyanın ilgisi büyüktü. Görsel ve yazılı medya, özellikle YPJ komutanı Nesrin Abdullah ile pek çok söyleşi gerçekleştirdi.

BELEDİYE BİNASINDA KÜRDİSTAN BAYRAĞI DALGALANDI

Nesrin Abdullah, Söderhamn ilçesine giderek belediye yöneticileri ve siyasi parti temsilcileriyle görüştü. Kürdistanlıların katıldıkları toplantılarda Rojava'daki son gelişmeleri katılımcılarla paylaştı.

Abdullah'ın belediyeye gelmesi ve yöneticilerle görüşmeler yapması dolayısıyla belediye binası önündeki göndere Kürdistan bayrağı çekildi. Ve bayrak pazartesi gününe kadar belediye binası önünde dalgalandı.

Söderhanm'da öğrenim gören öğrenciler de, Kobanê'de bir okulun yapımına katkıda bulunmak için topladıkları 65 bin kronu bir çekle Abdullah'a teslim ettiler.

PARLAMENTODA DÜZENLENEN KONFERANSA İLGİ YOĞUNDU

Sol Parti ve Çevre Partisi Yeşillerin ev sahipliği yaptığı parlamentoda düzenlenen konferansa ilgi yoğundu. Konferansı sivil toplum örgütleri temsilcilerinin yanı sıra, Sol Parti, Çevre Partisi Yeşiller, Sosyal Demokrat İşçi Partisi, Hıristiyan Demokrat Parti ve Liberal Parti milletvekilleri de izledi.

Abdullah, parlamentodaki konuşmasına kadınların Rojava'daki askeri örgütlenmelerinin oluşumunu anlatarak başladı. Rojava'da devrim gerçekleştiğinde kadınların ülkelerini savunmak amacıyla savunma birlikleri kurduklarını söyleyen Abdullah, “Bizim amacımız savaşmak değildi ancak saldırıya uğradığımız için savaşmak zorunda kaldık. Biz savaşmak değil yeni bir toplum düzeni kurmak istiyoruz” dedi.

“Eğer bizim tüm dünyayı kontrol edecek gücümüz olsa bile hiç kimseye saldırmayız. Ama tüm dünya bize saldırsa da ne pahasına olursa olsun kendimizi savunuruz. Bu anlayışla ülkemizi, toplumu ve değer yargılarımızı savunmak için YPJ örgütlendi” diyen Abdullah, en önemli hedeflerinin toplumun her türlü tehdide karşı kendisini savunabilmesi olduğunun altını çizdi.

Abdullah, geleneksel orduların iki amaç için kurulduğunu söyledikten sonra bunları savaşmak ve başka ülkeleri işgal etmek olarak sıraladıktan sonra şunları kaydetti:

“5 bin yıldan bu yana bu böyle devam etti. Şimdi biz ordunun kuruluşundaki bu mentaliteyi değiştirmek istiyoruz. Ordunun sadece savunma amacıyla oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Savaşın devam ettiği koşullarda bile üyelerimizin eğitimlerini gerçekleştirmek ve geçmişte yapılan yanlışların tekrarlanmaması için akademiler kurduk. Üyelerimizi eğitmek ve onları bilgi ile donatmak bizler açısından stratejik bir görevdir.”

2 BİN 500 YIL SONRA İLK KEZ SÜRYANİCE RESMİ DİL OLDU

Süryani Ulusal Konseyi Başkanı Bassam İshak, Gozarto'da Arap, Kürt ve Süryani haklarının bir araya gelerek bir toplumsal anlaşma imzaladıklarını ve gelecekte eşit bir şekilde birlikte yaşamayı kararlaştıklarını ifade ettikten sonra şunları kaydetti:

“Süryaniler Esad'dan önce de sonra da baskı altındaydı. Anlaşmadan sora bölgemizde üç ana dil; Kürtçe, Arapça ve Süryanice resmi diller olarak kabul edildi. Süryaniler için 2 bin 500 yıldan sonra Süryanice ilk kez resmi dil oldu. Bu uzun süredir sahip olmadığımız bir hakkın tanınması açısından oldukça önemli...”

Esad rejiminin bir mezhepten ve bir ulustan insanların çıkarlarını temsil ettiğini, Kürt, Süryani ve diğer azınlıkların haklarına saygı göstermediğini söyleyen İshak, yeni oluşturdukları sistemde tüm halkların eşit olduğunu ve birinin diğerinin üzerinde tahakküm kurmadığını ve kurmaya çalışmadığını ifade etti.

Kendini muhalefet olarak adlandıran Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen grupların azınlıklara yaklaşımının Esad rejiminden farklı olmadığını, her ikisinin de merkezi ve yukarıdan yöneltilen bir Suriye'den yana olduklarını belirten İshak, kendilerinin demokratik ve federal bir Suriye için mücadele ettiklerine vurgu yaptı.

ETNİK VE DİNİ ÇATIŞMALARIN BİR PARÇASI OLMAK İSTEMİYORUZ

Cizîr Kantonu Dışişleri Bakanı Abdulkerim Omar, Kürt halkının demokratik bir Suriye'nin kurulmasından yana olduklarını ancak bir yandan Esad rejiminin baskıları diğer yandan da Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerin müdahalesi sonucu bunu henüz gerçekleştiremediklerini söyledi.

Rojava Devrimi'nden sonra gerçekleştirdikleri halk örgütlenmeleri hakkında açıklamalarda bulunan Omar, “Etnik ve dini grupların karşı karşıya geldikleri çatışmaların bir parçası olmak istemiyoruz. Yukarıdan yönetilen merkezi bir Suriye de istemiyoruz. Rojava'da modern, eşit ve tüm Suriye'ye örnek olacak bir sistem oluşturuyoruz. Birlikte yaşadığımız haklarla birlikte Rojava'yı yönetiyor ve birlikte savunuyoruz. Bu anlayışla terör saldırılarıyla karşılaşan Süryanileri ve Êzîdî Kürtleri savunuyoruz. Yine bundan dolayı DAİŞ çetelerini Kobanê'de durdurmayı ve yenilgiye uğratmayı başardık” şeklinde konuştu.

Omar, DAİŞ'a karşı Rojava'da sürdürdükleri mücadelenin sadece bölgede yaşayan hakları korumak için değil aynı zamanda insanlığı ve insani değer yargılarını korumayı amaçladığına da vurgu yaptı.

Konuşmacılar daha sonra milletvekilleri ve sivil toplum temsilcilerinin sorularını yanıtladı.

ABDULLAH: AVRUPA TURU'NUN ÜÇ AMACI VAR

Dün görkemli bir katılımla Sinem Muhammed ile birlikte İsveç'in Rojava temsilciliğinin açılışını yapan Rojava Heyeti, açılışın ardından aralarında İsveç Haber Ajansı TT'nin de yer aldığı kalabalık bir gazeteci grubunun katıldığı bir basın toplantısı yaptı.

Nesrin Abdullah, Avrupa turnesiyle amaçları; ilk olarak Rojava'daki oluşumun kabul edilmesinin sağlanması, ikinci olarak Kürt halkı ile Rojava'da yaşayan diğer halkların halk anayasaları olan haklar olarak kabul edilmeleri, üçüncü olarak da terörizme karşı mücadelede Avrupa'nın desteğini almak olarak sıraladı.

Kobanê ve Rojava'ya uygulanan ambargo nedeniyle ABD'nin başını çektiği koalisyon tarafından verilen hava desteği dışında yardım alamadıklarını söyleyen Abdullah, Rojava'ya yönelik ambargonun kaldırılmasını da talep ettiklerine vurgu yaptı.

Kobanê'nin DAİŞ saldırılarından dolayı tamamen yıkıldığını, yeniden inşası ve DAİŞ'e karşı daha etkili bir mücadelenin yürütülmesi için dış dünyanın yardım etmesi gerektiğini ifade etti.

İsveç'teki temasları hakkında da açıklamalarda bulunan Abdullah, taleplerini Savunma Bakanı Peter Hultqvist ve diğer siyasi parti temsilcilerine de ilettiğini söyledi. İsveç'in DAİŞ'e karşı koalisyon içinde yer aldığını hatırlattıktan sonra, “İsveç demokrasi, insan hakları ve eşitliği savunuyor. Bu nedenle İsveç'i önemsiyoruz” şeklinde konuştu.

‘YARALI ARKADAŞLARIMIZIN TEDAVİSİ İÇİN DESTEK OLUNMASINI İSTİYORUZ’

DAİŞ çetelerine karşı inancı ve etnik kökeni ne olursa olsun tüm halk gruplarını korumak için savaştıklarına vurgu yapan Abdullah, çetelere karşı mücadelede 5 bin arkadaşlarını yitirdiklerini pek çoğunun da sakat kaldığını hatırlattı.

Çok sayıda yaralı olduğunu ve bunları tedavi etme olanakları olmadığını söyleyen Abdullah, sakat kalanların Avrupa ülkeleri tarafından tedavi edilmesini istediklerini, ancak bugüne kadar bu taleplerine olumlu bir yanıt alamadıklarını dile getirdi.

...