Rusya’nın kritik Rojava açıklamaları...-Rahmi Yağmur
Rusya’nın kritik Rojava açıklamaları...-Rahmi Yağmur
Rusya’nın kritik Rojava açıklamaları...-Rahmi Yağmur
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ikinci defa Rojava’daki katliamlara dikkat çekerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini saldırıları kınamak için harekete geçmeye çağırdı. Sadece Lavrov değil Genelkurmay Başkanı Sergey Shoigu ile Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ortadoğu Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov da açıklamalarda bulunarak radikal İslamcı örgütlerin Kürt sivilleri katletmelerine ilişkin devlet tepkisini en üst ağızlardan ifade ettiler. Şüphesiz Rusya’nın Rojava politikası, onun Kürt politikası değil Suriye politikası ekseninde gelişiyor.
Şimdi herkes Moskova’nın neden Rojava’ya destek verdiğini anlamaya çalışıyor. Kürtler ise bu yaklaşımı açık bir memnuniyet, gizli bir kuşkuyla karşılıyor.
Açık bir memnuniyetle karşılıyor çünkü Rusya dünyanın süper güçlerinden biri, BM güvenlik konseyi üyesi ve halen Ortadoğu’da önemli bir etkiye sahip. Bu yüzden amaçları ne olursa olsun Rusya’nın Kürtlere yönelik katliam girişimlerini sesli ifadelendirmesi ve bunun için uluslararası toplumu harekete geçirmeye çalışması (gerçek amaçlarından bağımsız olarak) son derece yerinde ve önemlidir.
Kuşkuyla karşılıyor, çünkü Rusya diğer üç parçadaki Kürtlerin tam karşısında ve karşıtlarının tam yanında duruyor. Ama en önemlisi Kürtlerin durumu, Rusya’ya Suriye’deki duşuna ve bölgeye yönelik dış politika davranışlarının ahlaki gerekçelerini açıklamak için güçlü bir materyal sunuyor.
Tabii ki Kürtlerin Suriye’deki durumdan ortaya çıkan savunma pozisyonları, hızlı örgütlenme ve beklenmedik ölçüde politika üretme yetenekleri onlara uluslararası sempati ve meşruiyet kazandırıyor.
RUSYA PARÇALARA GÖRE FARKLI POLİTİKA YÜRÜTÜYOR
Ama Rusya’nın yaklaşımı bundan kaynaklanmıyor. Rusya Kürt sorununun Kafkasları etkileme potansiyelinden çekiniyordu. Ayrıca politik ve ekonomik partnerleri olan Türkiye ve İran’ın kızdırmamak gerekçesi ile Kürtlere mesafeli yaklaşıyordu. Kuzey Kürtlerine karşı Ankara ile anlaşarak politik ve polisiye destek verdi, Tahran ile de geleneksel ilişkilerini sürdürerek Kürtlerin tam karşısındaki cephede yer aldı. Güney Kürdistan’daki otonom yönetime kuşkulu baktı ve buradaki kaynakları sömürgeci bir iştahla ele aldı. Bunu yaparken bile Bağdat’ı rahatsız etmemeye özen gösterdi.
Hatta Suriye iç savaşının başında Türk devletinin Kürt fobisiyle oynayarak Ankara’ya Kürtlerin bölgedeki yükselişini önleme konusunda stratejik vizyon sundu.
Yani Rusya’nın tek bir Kürt politikasından söz edilemez ama güncel olarak negatif bir politikadan söz edilebilir. Bu salt Ruslarla da ilgili değil Kürtlerin çok yönlü koşulları girift stratejik ve jeopolitik durumlarıyla da ilgilidir.
Ama Kürt ulusal hareketi her parçada yeniden yeniden canlanıyor, güçlü biçimde gündeme giriyor ve giderek globalleşiyor. Üstelik Ortadoğu ve kuzey Afrika’daki batı müdahalelerinin yarattığı kafa karışıklığı ve değişim dinamiklerinin istikrarsızlığına rağmen Kürtler yönlerini son derece belirgin bir biçimde çağdaş demokratik değerlere doğru çevirmiş durumda.
SURİYE ULUSAL SORUNU KALICI HALE GELMİŞTİR
Kürtlere yönelik katliamlar ve katliamları gerçekleştirenler Batının ve özellikle de Türkiye’nin desteklediği muhalefetin (önemli bir kısmının) karakteri açısından çok önemlidir. Bunlar Rusya’nın rejimi desteklemesine materyal sunuyor. Şüphesiz ki Rusya’nın rejime destek sunması son derece yanlıştır.
Ama Suriye devriminin yozlaştırılmasında Türkiye’nin önemeli bir rolü var. Türkiye muhalefet içindeki radikal, düzensiz ve güvenilmez İslamcı çetelere destek vererek mücadeleyi belirsizleştirdi. Türkiye ve Suudi monarşisi Kuzey Afrika ve Ortadoğu devrimlerini korkunç biçimde yozlaştırarak istikrarsızlaştı. Bu Suriye iç savaşını sadece ideolojik ve sosyal olarak devrimden uzaklaştırmadı aynı zamanda askeri olarak da geriletti.
Bugün rejimin ilerlemesi ve Suriye muhalefetinin askeri gerileyişinin sebebi de uluslararası askeri destek yetersizliği değil, bu yozlaşmadır. Çünkü çeteci eğilimleriyle toplumsal tabanlarını yıkıyorlar. Bu yaklaşımlar Rusya gibi rejime destek vererek doğru politik davranışlarda bulunmayan ülkelere haklılık kazandırdı.
Ama Rusya’nın Rojava Kürtlerine ihtiyacı sadece iç savaş sürecindeki duruşu için değil sonrası için de çok önemlidir. İç savaş sürsün veya sürmesin mezhepler arasındaki kırılma Suriye ulusal sorununu kalıcı hale getirmiştir. Kürtler, ulusal sorunu devam eden bir Suriye’de önemli bir unsur olarak kalmaya devam edecektir.
Rusya Suriye’deki varlığını sürdürmek için Kürtlerin politik gücüne ihtiyaçları var. Ama unutulmaması gereken bir nokta var: Kürtler ortak ulusal politikalara doğru eviriliyor. Moskova’nın bazı Kürtlerin karşısında bazı Kürtlerin yanında yer alması problemlere yol açabilir.