Sancar: Umut mücadeleden doğar

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Bütün zorluklara rağmen mücadele mümkün ve gereklidir. Umut da bu mücadeleden doğar”

HDP Parti Meclisi, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar başkanlığında toplandı.

Toplantı salgın nedeniyle online gerçekleşti. Siyasi gelişmeler ve önümüzdeki dönem hazırlıklarının ele alındığı toplantıya HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın sağlık sorunları nedeniyle katılamadı.

UMUT MÜCADELEDEN DOĞAR

Toplantının açılış konuşmasını yapan Sancar, 2020 yılı için “zor ama umut dolu bir yıl oldu” dedi.

2021 yılı için zorluklar değil umuttan bahsetmek istediğini belirten Sancar, “Bütün zorluklara rağmen mücadele mümkün ve gereklidir. Umut da bu mücadeleden doğar” dedi.

SALDIRILAR SADECE HDP’Yİ HEDEF ALMIYOR

HDP’ye yönelik devam eden saldırılara değinen Sancar, “Saldırılar sadece HDP’yi hedef almıyor” diye belirtti.

Sancar, “Sadece HDP’nin meselesi değil. Evet aynı zamanda Kürt halkına yöneliktir. Ama sadece Kürt halkının da meselesi değildir. Tam tersine bütün Türkiye toplumunun, bütün Türkiye halklarının meselesidir. Sadece Türkiye haklarını da ilgilendirmiyor, bölgeyi de derinden etkiliyor. Yani bu iktidarın HDP’ye karşı, Kürt halkına karşı yürüttüğü politikalar bütün Türkiye halklarına yönelik. Aynı zamanda Ortadoğu politikaları da tam bu saldırılar üzerine kurulmaktadır” şeklinde konuştu.

HDP’Yİ DEVRE DIŞI BIRAKMAK İÇİN HER YOLU DENİYORLAR

İktidarın bu ülkeyi “adım adım faşizme götürdüğünü” belirten Sancar, HDP direnç gösterdiği için “devre dışı bırakmak için her yolu denediklerini” kaydetti.

Sancar, “Ama başaramıyor. Başaramayacak da. Biz bundan eminiz, onların da emin olacağı noktayı göstereceğimizi biliyoruz” diye ekledi.

6-8 Ekim direnişine ilişkin hazırlanan iddianameyi hatırlatan Sancar, “Bu rejimin, bu iktidarın başvurmayacağı  hukuksuzluk, denemeyeceği bir zorbalık yoktur. Ama bunların da bir siyasal amacı ve bir siyasal hedefi vardır. Bu siyasal hedefi iyi görmemiz gerekiyor. Bu siyasal hedefe göre de hazırlıklarımızı sağlam bir şekilde yürütmemiz gerekiyor” diye konuştu.

6-8 EKİM DAVASI LEIPZIG DAVASI’NA BENZİYOR

DAİŞ’in yenilgisi ile AKP’nin Suriye planları ve hayallerinin suya düştüğünü söyleyen Sancar, “Çöken sadece IŞİD’in Suriye ve Ortadoğu politikaları değildi. Aynı zamanda AKP’nin Suriye ve Ortadoğu politikaları da orada çöktü. Çünkü AKP iktidarının temel politikası, o dönem Suriye’den başlayacak bir Müslüman Kardeşler iktidarı aracılığıyla, Sünni bir eksen yaratmak ve mezhepçi Sünni eksenin hamiliğini üstlenerek Ortadoğu’da hegemonyal hayallerini hayata geçirmekti” şeklinde konuştu.

“6-8 Ekim’de yaşananlarda sorumlu olan o dönemin iktidarıdır. Sorumlu olan AKP’dir. Siyaseten de hukuken de sorumludur” diyen Sancar, şunları ifade etti:

“Operasyonlar, saldırılar yapıyorlar; yasaklar koyuyorlar ama beceremiyorlar. Çünkü HDP güçlü bir halk desteğine sahiptir. HDP, mücadelesini ve direnişini kararlılıkla taviz vermeden sürdürmektedir.”

6-8 Ekim Davası’nı Hitler’in diktatörlük yolunda kullandığı Leipzig Davası’na benzeten Sancar, “İddianamesi kabul edilen 6-8 Ekim protestoları yargılamalarını abartısız Leipzig Davası’na benzetebiliriz. Leipzig Davası, Hitler’in diktatörlüğe giderken kullandığı en önemli araçtı, en önemli bahaneydi. Daha sonra bu yangını Nazilerin çıkardığı anlaşıldı, asıl kendileri bir komplo ile Parlamento binasını yakmışlardı ve daha sonra da muhalefeti, devrimci güçleri tasfiye etmek için bu yangını bahane olarak kullandılar” şeklinde konuştu.

Davanın ilk duruşmasının 25 Nisan’da görüleceğini hatırlatan Sancar, “6-8 Ekim olaylarının hesabı mutlaka sorulacaktır. Bu yargılama, bunun için güçlü bir platform olacaktır” diye ekledi.

EBEDİ KIŞ BAŞLAYABİLİR

Bu davanın Alman Parlamentosu yangını davasına benzeyen diğer bir yanını da Nazilerin faşizmi yaratmaya çalışırken geçtikleri en önemli dönemeç olmasıyla açıklayan Sancar, şöyle devam etti: “Eğer gerçekten bu iktidar, bu planında başarılı olursa Ertuğrul Kürkçü’nün güzel ifadesiyle, Türkiye halkları için ebedi kış başlayacaktır. O nedenle biz direneceğimizi biliyoruz. Haklılığımıza inancımız tamdır. Halkımızın desteğinden zerre şüphemiz yok. Ama bu mesele sadece HDP’ye bırakılamaz. Türkiye’de bütün demokrasi güçleri, adalet isteyen, faşizmin kurumsallaşmasına karşı çıkan bütün güçler, kendi görevlerini dikkatle tartışmalı ve bunun gereğini yerine getirmek için mutlaka hareket etmelidir. Bu çağrı mutlaka dikkate alınmalı mutlaka kayda geçmeli ve mutlaka en ciddi şekilde tartışılmalıdır. Beklentimiz budur.”

AİHM’in HDP’li eski eşgenel başkan Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması yönündeki kararını da hatırlatan Sancar, “Kısacası AİHM kararı son 5-6 yılda kısacası Türkiye’de hem hukukun hem siyasetin nasıl devre dışı bırakıldığını, manipülasyonlarla yürütüldüğünü, meşru olmayan yollarla sürdürüldüğünü apaçık ortaya koyuyor” dedi. Sancar, Demirtaş ve diğer tüm arkadaşlarının bir acilen serbest bırakılmasını istedi.

SAVCILAR VE HAKİMLER DE SANIK HALİNE GELEBİLİR!

Davaları yürüten iktidar, davaları açan savcılar ve karar veren hakimlere uyarılarda bulunan Sancar, şöyle konuştu:

“Leipzig duruşmalarında görev alanlar 12 yıl sonra belki ama yargılandılar. Nürnberg’de mahkum edildiler. Biz de 6-8 Ekim yargılamalarının zaten çökeceğini, güçlü Dimitrov duruşuyla boşa çıkarılacağını biliyoruz. Bu girişimin içinde olanların hepsi, tepeden tırnağa iktidarıyla, savcılarıyla, eğer adil karar vermezlerse hakimleriyle bir gün kendilerini meşru, tarafsız yargı organlarının önünde sanık olarak göreceklerdir.”

HDP’YE YÖNELİK KAPATMA TEHDİTLERİ

HDP’ye yönelik kapatma tehditlerine ilişkin de konuşan Sancar,  “Kapatma tartışmaları var. Bunun ciddiye alınacak bir tarafı yok. Bu konuda kimsenin en ufak bir tereddüttü olmasın” dedi.

Sancar, “Kapatma davasını gündeme getiriyorlar, getirsinler burada esas amaç çalışanlarımızı halkımızı tereddütlere sokmaktır, öfkelendirerek siyasetten uzaklaştırmaktır. Demokratik siyasetin umut olmayacağını zihinlere kazımaktır. Ama o kadar nafile bir çabadır ki bu çünkü Kürt halkı başta olmak üzere HDP’nin etrafında kenetlenen bütün insanlar öyle bir bilince sahiptirler ki bu bilinci iktidarın kendisinin ve danışmanlarının anlaması mümkün değildir” diye ekledi.

2021 YILI İNŞA YILI OLACAKTIR

2021 yılının inşa yılı olacağının altını çizen Sancar, “Her alanda, her konuda demokratik cumhuriyetin bütün unsurları ile yerleşebileceği yolu açmanın temel gücü olacaktır HDP. İşte ‘direne direne kazanacağız’ derken kastettiğimiz budur. Direniyoruz, ayakta kalıyoruz, bununla da yetinmiyoruz. Yürüyüşü daha güçlü sürdürmeye devam ediyoruz. Bu yürüyüşün sonunda mutlaka kazanacağımızı biliyoruz” vurgusunda bulundu.