Sancar: Mülteciler bütün ötekilerin ötekisidir

Mülteciler için düzenlenen çalıştayda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Mülteciler bütün ötekilerin ötekisidir" dedi. Sancar, Deniz Poyraz'ı anarak, "Sindirmeye yönelik planlı bir saldırıdır" dedi.

HDP Göçmen ve Mülteciler Komisyonu tarafından “Suriye savaşının 10’uncu yılında, Göçmen ve Mülteciler Çalıştayı” düzenlendi. Online çalıştaya çok sayıda kurum, kuruluş ve kişi katıldı. Komisyon Eş Sözcüsü Gülsüm Ağaoğlu yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi:
"Bu çalıştay maalesef İzmir İl Binamıza yapılan menfur saldırı sonrasında gerçekleştiriliyor. Biz katilleri de azmettiricileri de biliyoruz. Bu çalıştayı Deniz yoldaşımıza atfediyoruz.
Mültecilerin yaşadığı sorunları tespit etmek ve çözüm yolları bulmak istiyoruz.
Çalıştayımızı iki oturum şeklinde yapacağız. İlk oturumda sahada mülteci toplumu ile çalışan kurumlarla konuşacağız. Ne yaşıyorlar, neyle karşılaşıyorlar, bunları masaya yatırıp çözüm önerilerini konuşacağız. İkinci oturumda mülteci krizinin aşılması için yapılması gereken alternatif politikalar konusunda çeşitli disiplinlerden akademisyenlerin katılımı ile konuyu ele alacağız."

'SİNDİRMEYE YÖNELİK PLANLI SALDIRI'

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise özetle şunları söyledi:
"Ben de dün toprağa verdiğimiz Sevgili Deniz Poyraz’ı buradan bir kez daha sevgiyle, saygıyla, minnetle anarak başlamak istiyorum. Alçakça bir saldırı sonucu kaybettik arkadaşımızı, yoldaşımızı. Cenaze için İzmir'deydik. Oradan başlayabiliriz ama ondan önce bir iki şey söylemek isterim. Bu cinayet göz göre göre gelen bir cinayetti. Basit bir olay gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ancak kim bu olayın sıradan bir saldırı olduğunu, bir meczubun anlık öfkesinin sonucu gerçekleşen bir olay olduğunu söylerse bilin ki cinayetin ortağıdır. Bilin ki  bu cinayet planının arkasındadır. Bilin ki bütün bu planların bir parçasıdır.
İzmir’deki saldırı HDP’ye ve HDP şahsında demokratik güçleri sindirmeye yönelik planlı bir saldırıdır.
'90’ları aramızda yakından yaşamış ve o dönemin olaylarına tanıklık etmiş, o dönemin büyük insanlık suçları ile ilgili çalışmalar yapmış arkadaşlarımız var. Eren Keskin’i görüyorum, hem tanığıdır hem vahşetin takipçisi olmuştur. Birçok arkadaşımın da o dönemin aynı şekilde hem tanığı hem takipçisi olduğunu biliyorum. Hatice Can Ablam burada. O yıllarda da birlikteydik. Neden o döneme atıf yaptım çünkü o dönem Türkiye'de zorunlu göç ya da yerinden etme pratiğinin belki de dünyada son çeyreğinde yaşanan en vahşi örneğine tanık olmuştuk. Köyler yakılmıştı, evler darmadağın edilmişti, yaşam alanları darmadağın edilmişti ve yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda bırakılmışlardı. Mülteciler ve göçmenler dediğimiz zaman iç göç ve zorla yerinden etme uygulamalarının da önemli bir yeri var. Ama biz bugün geniş bir çerçevede geniş bir şekilde mülteciler meselesini konuşacağız. İç göç ve zorla yerinden etme başlığı da muhtemelen tartışılacaktır.
Deniz zorla yerlerinden edilen ailelerin yaşadığı Kadifekale’de büyüdü.
Öfkemiz çok derin ve büyük ama demokratik siyasette mücadele kararlılığımız da o kadar kesin.
Mültecilerin yaşadıklarına ilişkin '90’lı yıllarda en derli toplu kitabı İHD bünyesinde hazırladık.
Sadece İkinci Dünya savaşında 20 milyon insan mülteci konumuna geldi.
Mülteciler bütün ötekilerin ötekisidir ve bütün haklardan mahrum bırakılmıştır."
Sancar, konuşmasının sonunda Murathan Mungan'ın 'Göç Yolları' şiirini okudu.