1 Mayıs kutlamalarında polis terörünün  hedeflerinden biri de Metal İşçisi Serdal Gül ‘dü. Sivas Koçgiri’li olan 28 yaşındaki Gül  sığındığı Şişli Bomonti’nin ara sokaklarında çevik kuvvet ekiplerinin 2 metreden hedef alarak ateşlediği gaz bombasıyla  ağır yaralandı. Kafatası kırılan ve beyin kanaması geçiren Gül’ün, Memorial hastanesinde  geçirdiği  ağır ameliyattan sonrasorduğu ilk soru, “Arkadaşlarım nasıl?” oldu. Gazi mahallesinde doğup büyüyen Gül, 11 yaşında tanık olduğu Gazi katliamında hafızasına kazınan kareyi seneler sonra bizzat yaşadı.

Serdal Gül ‘ün televizyon ekranlarına yansıyan yerde yatan görüntüsü 1 Mayıs 2013’teki polis terörünün sembolü olarakhafızalara kazındı. O, bu terörle bugün değil seneler önce, doğup büyüdüğü Gazi mahallesindetanışmıştı.  12 Mart 1995 Gazi katliamına tanıklık ettiğinde henüz 11 yaşındaydı.  Serdal Gül’ün hiç unutamadığı karelerden biri ise polis tarafından kurşunlanan ve Gazi katliamının simgesi haline gelen Özlem Tunç’un ölü diye bırakıldığı yerdeki görüntüsüydü. Yıllar sonra polisin hedefi olarak aynı kareyi Gül bizzat yaşadı.

POLİS MARJİNAL GRUBUN TA KENDİSİ !

Memorial hastanesinde bitkin bir halde nöbet tutan kardeşi Sercan Gül’e büyük bir öfke hakim.1 Mayıs işçi bayramını barışçı bir biçimde kutlamaya gittiklerini anlatan Gül, “ Ben orada tek bir marjinal gruba tanık oldum o da polisti” dedi. Kutlamalara katılmak üzere Şişli’ye geldiklerini belirten Sercan Gül yaşananları şöyle anlattı: “ Cevahir otelinin önüne gelir gelmez polis gaz ve tazyikli suyla kitleyi hedef aldı. Gazdan göz gözü görmüyordu. Bayılanlar vardı. Serdal da atılan gazdan hepimiz gibi çok etkilenmişti. Kitleye öyle bir saldırıyorlardı ki hepimiz bir taraflara savrulduk. Serdalda  birkaç işçi arkadaşıyla Şişli Bomonti’nin ara sokaklarına sığınmış. Tam yokuşlu bir ara sokaktan geçerken 2 metre önündeki çevik kuvvet ekipleri yüzünü hedef alarak gaz bombasını ateşlemiş.

İNSANLIK YERDE

Gaz bombası kafasına isabet eder etmez bayılmış. Öylece yerde hareketsiz halde yatarken kimse yanına yaklaşmasın diye gaz bombası fırlatmaya devam etmişler.Serdal’ın yerde gazlar içinde yattığını gören bir arkadaşı gaz bulutuna girerek onu oradan çekip kurtarmış. Hemen bir taksi çevirip en yakındaki Memorial hastanesine kaldırmış. Ben o esnada Şişli taraflarındaydım. Polisin ateşlediği gaz kovanı bir arkadaşın da koluna isabet etmiş. O da tesadüfen tedavi olmaya gittiği  Memorial hastanesinde  Serdal ile karşılaşmış. Hemen beni arayarak durumdan haberdar etti. Hemen hastaneye gittim. O gün bütün cerrahların hastanede olması gerçekten bir şanstı. Hemen müdahale ettiler. Serdal’ın tomografisini çekip kafatasının kırıldığını ve beyin kanaması ve travması geçirdiğini görünce hemen ameliyata  aldılar. Ameliyat 1.5 saat sürdü veilk sorduğu soru, “ Arkadaşlarım nasıl?” oldu. 2 gün yoğun bakımda tutuldu. Şimdi daha iyi ancak çok konuştuğunda yoruluyor.”

TAŞ DEĞİL GAZ KOVANI

İstanbul Valisi Hüseyin Avni , “ Onları gaz değil arkadaşlarının attığı taşlar yaraladı” çıkışına tepki gösteren Sercan Gül, “ Memorial’daki doktor ve cerrahlar Serdal’ın kafasına gelenin taş olma ihtimali olmadığını açıkça belirtiler. Bu yarayı ancak gaz bombası kovanı gibi sert bir cismin açabileceğini söylediler” diye konuştu.  İçişleri Bakanı Muammer  Güler, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Selim Ay hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve rapor almak için Adlı Tıp Kurumuna baş vuracaklarını da ekleyen Gül, “ Onların bu yalanını yüzlerine vuracağım. Bu resmen bir devlet terörü. Bunun mutlaka hesabını verecekler” dedi.  Kendisinin üniversite öğrencisi olduğunu, babasının işten çıkartıldığını ve annesinin ev işçiliğinden emekli olduğunu, bu nedenle ailenin tüm geçimini abisi Serdal’ın karşıladığını da aktaran Gül, tüm ailenin mağdur edildiğini ifade etti. Abisi ve kendisinin seneler önce  Gazi katliamına tanık olduklarını anlatan Gül, “Başından kurşunlanan Özlem Tunç’un yerde yatan hali hiç hafızasından silinmemişti. Biz bu devletin manevralarını çok küçükken öğrendik. Öfkem biraz daha büyüdü” dedi.