Sevinç: Eski koruma planı bozuyordu

Sevinç: Eski koruma planı bozuyordu

Uluslararası Diyarbakır Surlar Sempozyumu’nda konuşan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Sevinç, Suriçi’nin eski Koruma Amaçlı Ýmar Planı’nın zemin+5, zemin+6 kat yapı izinleri verdiðini belirterek bunun korumadan çok bozduðunu söyledi. Sevinç, yeni Koruma Amaçlı Ýmar Planı’nın ise 1952 öncesi kadastral döneme dönüş olacaðını belirtti.

Uluslararası Diyarbakır Surları Sempozyumu’nun ikinci günü Ufuk Üniversitesi öðretim üyesi Prof. Dr. Halil Deðertekin’in başkanlıðını yaptıðı “Ýçkale Deneyinden Bakarak Diyarbakır Surları Ýçin Koruma Önerileri” oturumu yapıldı. Dicle Üniversitesi’nde yapılan sempozyumda Müze Müdürü Nevin Soyukaya “Diyarbakır Ýçkale Müze Projesi” hakkında bir sunum yaptı. Ýçkale’nin tarihsel gelişimi hakkında bilgi veren Soyukaya, Artukoðulları döneminde saray ve askeri birliklerin güvenliði için Ýçkale’nin bir duvarla ayrılarak küçültüldüðünü söyledi. Ýçkale’nin her devirde yönetim merkezi olduðunu burada yer alan Amida Höyük’ün kentin ilk kurulduðu nokta olduðunu söyledi. 2004 yılında Büyükşehir Belediyesince yapılan kanalizasyon çalışmaları esnasında, höyüðün alt katmanlarına denk gelen noktalarda yapılan kanal kazılarında, M.Ö. 6. bine tarihlendirilen buluntular açıða çıkarıldıðını ifade eden Soyukaya, bu durumda yaşamın 8 bin yıldan bu yana aralıksız sürdüðü bilgisine ulaştıklarını belirtti. Soyukaya, yazılı kaynaklar ve arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilere göre Mervanoðulları, Ýnaloðulları, Artuklu ve Osmanlı Saraylarının Ýçkale’de yer aldıðını kaydetti.

ÝÇKALE HALKA KAPALI BÝR ALANDI

Proje öncesinde Ýçkale’de yer alan her bir yapının farklı işlevlerde ve 3. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasına tarihlendirilen Devlet Yapılarını barındırdıðını kaydeden Soyukaya, bunların Cezaevi, Kilise, 7. Kolordu Binası, Jandarma Ýstihbarat Binası, Adliye Binaları, Savcılık, Hazine Avukatlıðı, Atatürk Müze ve Kütüphanesi olduðunu söyledi. Soyukaya, “Ýşlevleri gereði Ýçkale halkın rahatlıkla giremediði, kente kapalı bir alandı” dedi.

Ýçkale’nin neden müze olması gerektiði sorusuna da yanıt veren Soyukaya, Diyarbakır’da ilk müzenin 1934 yılında Ulu Caminin külliyesine ait Zinciriye Medresesi’nde açıldıðını, 1985 yılında ise bugünkü modern binasına taşındıðını ifade ederek şöyle konuştu: “Diyarbakır Müzesi’nin koleksiyonunu, Neolitik dönemden başlamak üzere, Eski Tunç Dönemi, Assur, Hurri-Mitanni, Urartu, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Artuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler oluşturmaktadır. Ayrıca; Amid sikkeleri ile yöresel Etnografik eserlerden oluşan zengin bir koleksiyona da sahiptir.”

MÜZEDE 32.500 ENANTERLÝK ESER VAR

Çayönü başta olmak üzere özellikle 2000 yılından beri Ilısu Barajı kurtarma kazıları kapsamında on yedi ayrı yerleşim yerinde yürütülen kazı çalışmalarında insanlık tarihine ait çok önemli bilgiler içeren bulgular elde edildiðini bunun da müzeyi ayrıcalıklı bir konuma oturttuðunu belirten Nevin Soyukaya, “ Müze koleksiyonumuzda toplam 32.500 adet envanterlik, bir o kadarda etütlük deðerde eser bulunmaktadır” diye konuştu.

Zinciriye Medresesi’nden taşındıðı modern yerin bir bataklık üzerine kurulduðunu ifade eden Soyukaya, zamanla Diyarbakır Müzesi’nin fiziki durumunun iflas ettiðini yaðışlardan sonra su bastıðını 2007 yılında da teşhire kapandıðını söyledi.

Öte yandan Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Çekül Vakfı işbirliði ile 2000 yılında “Diyarbakır Surları ve Ýçkale Projesi” başlatıldıðını anlatan Soyukaya, projede, surların halihazır durumlarının tespiti; Surların kentle ilişkilerinin irdelenmesi; Ýçkale'nin koruma-kullanma dengesini içerecek biçimde projelendirilmesinin hedeflendiðini söyledi.

Cezaevi binasının Müze Eser Deposu, Jandarma Ýstihbarat Binası’nın Tematik Sergi Binası olarak işlev verildiðini anlatan Soyukaya, tarım, mimari, sosyal yaşam, din, ritüeller gibi temalarla sergiler olacaðını söyledi. Soyukaya ilk tarımın yapıldıðından günümüze kadar bütün aşamaların izlenebileceðini örneðini verdi. Adliye A Binası’nın Müze Sergi Salonu, Saint George Kilisesi’nin Sanat Galerisi olarak kullanılacaðını söyledi.

PROJENÝN 2. AŞAMASI ARKEOPARK OLACAK

Projenin 2. Etabı’nın kemerin dışında kalan güney bölümdeki niteliksiz yapıların yıkıldıðını arkeolojik kazılar yapıldıðını belirten Soyukaya, antik dönemde var olduðu belirtilen anfitiyatro, Mervani Sarayı ve Roma Hamamı ile olası diðer antik yapıları açıða çıkararak bu alanın arkeo-park olarak düzenlenmesinin planlandıðını aktardı.

Soyukaya, bugüne kadar Ýçkale’de yer alan tüm yapıların rölöve, restorasyon, restitüsyon, kullanım, makina ve elektirik projeleri tamamlanarak, koruma kurulunda onaylandıðını, alandaki niteliksiz yapılar ve eklentilerin kaldırıldıðını, orijinal yapılardaki eklentiler, boya ve sıvaların temizlenerek özgün durumlarının açıða çıkarıldıðını söyledi. Cezaevi dışındaki diðer yapıların üst örüntülerinin yenilendiðini de aktaran Soyukaya, Eski Tapulama Mahkemesi, Saint George Kilisesi, Adliye B, Adliye A, 7. Kolordu Binası ve Eski Savcılık Binasının restorasyonunun yapıldıðını belirtti. Soyukaya, Ýçkale’nin kuzeydoðu köşesindeki sur duvarı restore edildiðini ve bu alanda 2006 yılında arkeolojik kazı çalışmaları başlatıldıðını ve bu yıl tamamlanacaðını bildirdi.

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Sevinç de “Diyarbakır Kalesi ve Suriçi Bölgesinde yapılan Koruma Çalışmaları” başlıðı ile bir sunum yaptı. Surlarla sınırlandırılmış Sur içinin 158 hektarlık bir alan olduðunu, 15 mahalleden oluşan bölgede 71 bin insan yaşadıðını 147 adet anıtsal, 348 adet tescilli sivil mimari yapı bulunduðunu söyledi.

Diyarbakır’ın bilinen ilk planının 1937’de yapıldıðını Ýller Bankası tarafından 1959 yılında Nazım Plan, 1962 yılında Suriçi Uygulama Ýmar Planları hazırlandıðını ifade eden Sevinç, 1945 yılından itibaren imar faaliyetlerine başlandıðını 1970’lere kadar bir bozulma olmazken, 1980’li yıllardan sonra fiziki çevre deðişiminin tarihi mekanlar çevresinde olumsuz etki yarattıðını söyledi.

ESKÝ KORUMA PLANI KORUMUYOR, BOZUYORDU

Suriçi’nin 1988’de 1.derece “Kentsel Sit Alanı” ilan edildiðini 1990’da ise Koruma Amaçlı Ýmar Planı hazırlandıðını 1992’de ise planın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından kabul edildiðini anlatan Sevinç, bu planlama aşamasında kendisinin de çalıştıðını ve üç kez gözaltına alındıðını söyledi. Planın zemin+5, zemin+6 kat yapı izinleri ile Suriçi’nin korumadan çok bozduðunu anlatan Sevinç, 2002 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi adeta bir rüya olarak görülen sur dipleri boşaltma çalışmasını başlattıðını ve başardıðını söyledi. Prof. Oktay Belli’nin bunu bir devrim olarak nitelendirdiðini ifade eden Sevinç, Sur diplerinin eski ve yeni fotoðraflarıyla sunumunu sürdürdü.

Gazi Caddesi Renovasyon Projesi ile Diyarbakır’ın tarihi merkezi olan Suriçi'nde 1km’lik alanı düzenlediklerini aktaran Sevinç, projenin Yenikapı Sokak Renovasyon Projesi ile birlikte tamamlandıðını söyledi. Melikahmet Caddesi Renovasyon Projesi’nden de söz eden Sevinç, tarihi Suriçi bölgesi ile yeni kent arasında bir geçiş noktası olan Daðkapı Meydanı’nın aslına uygun bir şekilde düzenlediklerini belirtti.

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

Ermeni cemaati ile birlikte Ortadoðu’nun en büyük Ermeni kilisesi olan Surp Gregos Kilisesi’nin restorasyonu yaptıklarını anlatan Sevinç, Cemilpaşa Konaðı’nın da Kent Müzesi olarak işlevlendirmek üzere restore ettiklerini belirtti. 8 etaptan oluşan Dicle Vadi Projesi’nden de söz eden Sevinç, Dicle Vadi Projesi’nin birinci aşamasına başladıklarını alanda anfitiyatro, kültür yolu, kafe restoran ve Fiskaya Şelalesi’ni canlandırma projesini sürdürdüklerini söyledi. Sevinç, Birinci etapın ikinci aşaması olan kültür yolu ve anfitiyatro kısmının 2012 yılında yapımına başlanacaðını belirtti.

Sevinç, dünya kültür miras listesine aday olan Diyarbakır Kalesi adaylık sürecini tamamlamak için Alan Yönetim Planını yapmaya başladıklarını Müze Müdürü Nevin Soyukaya’yı Alan Başkanı olarak atadıklarını, Kültür ve Turizm Bakanlıðı’nın da bunu onayladıðını anlattı.

Sevinç, Suriçi Koruma Amaçlı Ýmar Planı hazırladıklarını 1/5000’lik planın tamamlandıðını, 1/1000’lik planın da tamamlandıðını ve Koruma Kurulu’na sunulduðunu belirtti. Sevinç, planın kentsel yapılanma anlamındaki hedefini ise, “1952 tesis kadastrosu ile Yapı-Parsel-Ada dokusunu koruyarak, bozulmuş olan geleneksel kent dokusunu yaratmak” olduðunu ifade etti.

KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERÝ

Sevinç, bunların dışında Büyükşehir Belediyesi, Sur Belediyesi, Valilik ve TOKÝ ortaklıðıyla Ýçkale’de 15 hektarlık alandaki 352 adet yapının yüzde 64’ü ile anlaşma yaptıklarını, yüzde 40’ının da yıkımını gerçekleştirdiklerini söyledi. Sevinç, çalışma sonunda açılacak alanın Arkeopark olarak yeni planda işlevlendirileceðini belirtti. Büyükşehir Belediyesi olarak daha sonra dahil oldukları Alipaşa Lalebey Mahallelerinin toplam 14 hektarlık bir alanı kapsadıðını ifade eden Sevinç, 850 adet yapıda 1025 hak sahibinin bulunduðunu anlaşma saðlanan yapılarda yıkıma başlandıðını, ancak Koruma Kurulu’nun henüz onay sürecinde olduðu için yıkım çalışmalarını durdurduðunu söyledi. Sevinç, proje kapsamında sokak dokusunun korunacaðını ifade etti.

Prof. Dr. Orhan Cezmi Tuncer de “Diyarbakır Dış Surların Ayaða Kaldırılması Projesi” başlıðı ile bir bildiri sundu. Diyarbakır Surları’nın dış tarafında ikinci bir “Dış Sur” olarak adlandırdıkları ikinci bir sur olduðunu ifade eden Tuncer, buna sadece iki kaynak bulunduðunu bunun dışında söylenti bile bulunmadıðını anlattı. En önemli kaynaðın Nasır Hüsrevi olduðunu ifade eden Tuncer, babası olan Foto Yıldız – Danyal Tuncer’in cam baskı fotoðraflarını kaynak olarak kullandıðını söyledi. Asıl Surlar ile Dış Surlar arasında 20-40 metre arasında boşluk bulunduðunu ifade eden Tuncer, çektikleri fotoðraflarla bunun görüldüðünü söyledi. Tuncer, dış sur kalıntılarının görüldüðünü ve bunları ayaða kaldırılmaya yönelik çalışmalara esas olmak üzere 1900’lü yıllardan bu yana çekilen fotoðraflarla belgelendiðini söyledi. Tuncer, Surların güney tarafında ikinci bir sur yapma ihtiyacı bulunmadıðını bunun yerine asıl surların mahmuzlayarak saðlamlaştırılmaya çalışıldıðını anlattı.

Bilgi Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Deniz Ünsal da “Kültür Mirası olarak Diyarbakır Surları’nın Deðeri: Yeni bir bakış açısı” adıyla bir sunum yaptı. Kültür mirası yönetimine ilişkin uluslar arası kimi belgelere gönderme yapan Ünsal, bu belgelerde kültürel mirasa erişimin bir insan hakkı olarak tanımlandıðını söyledi.

ANF NEWS AGENCY