‘Şilanların mücadelesini bilmeyenler Rojava devrimini anlayamaz’
‘Şilanların mücadelesini bilmeyenler Rojava devrimini anlayamaz’
‘Şilanların mücadelesini bilmeyenler Rojava devrimini anlayamaz’
29 Kasım 2004’te pusuda yaşamını yitiren PYD yöneticileri Medya Savunma Alanları’nda düzenlenen bir tören ile anıldı. Törende bir konuşma yapan Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanı Murat Karayılan, 2004 yılında Şîlan Kobanî ve arkadaşlarını katledenlerin bugün de Rojava devrimine karşı saldırıya geçtiğini belirterek, “O zaman Suriye devletinin hesabına Kürtlere saldıranlar, bugün de Türk devletinin hesabına Kürtlere saldırmaktadır” dedi.
29 Kasım 2004’te bir pusuda yaşamını yitiren PYD yöneticileri Şîlan Kobanî (Meysa Baqî), Zekeriya (Zekeriya Îbrahim), Fuat (Hikmet Tokmak), Cemil (Nebo Ali) ve Ciwan (Hacı Cuma Ali) için Medya Savunma Alanları’nda bir anma töreni düzenlendi. Törene Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan ve çok sayıda HPG komutanı katıldı.
‘ROJAVA’DA DİRENİŞİ ŞÎLANLARIN ATTIĞI TEMELE DAYANIYOR’
Çok sayıda gerillanın katıldığı törende konuşan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, PKK’nin 35. kuruluş yıldönümünü kutladı. Rojava halkını ve gerçekleşen devrimi selamlayan Karayılan, “Bugün 29 Kasım, Şîlan, Zekeriya, Fuat, Cemil ve Ciwan arkadaşların şahadet günü. Bu beş kahraman, PYD yöneticisiydi. 2004 yılının 29 Kasım günü Musul’da hunharca bir pusuyla şehit edildiler. Şîlan Kobanî ve arkadaşlarını şehit edenler bugün de Rojava Kürdistanı’ndaki devrime karşı saldırıya geçmiş durumdalar. El Kaide çeteleri o zamanlar Suriye rejiminin tetikçileriydiler ve Suriye rejiminin kararı ve yönlendirmesi sonucu bu beş PYD yöneticisini şehit ettiler. O zaman Suriye devletinin hesabına Kürtlere saldıranlar, bugün de Türk devletinin hesabına Kürtlere saldırmaktadırlar. Aynı kişiler bugün sömürgeci Türk devletinin tetikçisi olmuşlardır” dedi.
Tüm bu saldırılara rağmen, Kürt halkının iradeleşme mücadelesinin gün geçtikçe başarıya yaklaştığını belirten Karayılan, bugün Rojava Devrimi’nin hakikatini anlamak isteyenlerin, 2004’e bakmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.
“2004 yılında Qamişlo Serhildanı’nda nasıl bir direniş oldu; bu direnişi kim yürüttü; tüm Rojava Kürdistanı’na kim yaydı. Zulme, zorbalığa ve işgalciliğe karşı kim tutum gösterdi? Bu hakikatleri görmeyen birisi bugün Rojava Kürdistanı’ndaki devrimi de göremez ve anlayamaz” diye devam eden Karayılan şunları kaydetti:
“2004 yılında Haseki’de, rejim zindanlarında ve işkencehanelerde Ebu Cudîlerin nasıl direndiğini ve şehit düştüklerini, Halep Zindanı’nda Istaz (Mamoste) Osman gibi büyük bir yurtseverin nasıl direndiğini ve şehit düştüğünü bilmeyen birisi, bugün Rojava’da gerçekleşen devrimin gerçekliğini de anlayamaz. Kim ki, tıpkı Rojava Kürdistan sorumlusu Şîlan Kobanî’nin, işgalciliğin saldırılarına karşı Kürt halkının örgütlenmesine dönük gösterdiği emek ve mücadeleyi bilmezse, o, bugünkü direnişe anlam veremez. Kim ki, Xebat Derik’in emeklerini bilmezse, nasıl ve hangi koşullarda bu devrimin temelleri atılmış bunu göz önünde bulundurmazsa bu direnişe anlam veremez, ‘direniş yaşanmamış, falan yerlerden destek alınmış, ondan böyle olmuş’ der.”
Kürt toplumunun bugünkü iradeleşmesinin ardında bu kahramanların emekleri ve yazdıkları tarihin var olduğunun altını da çizen Karayılan, bugün Rojava’da gösterilen direnişin temelleri üzerinden yürütüldüğünü de ifade etti.
Şîlan Kobanîlerin, Xebat Deriklerin ve Rüstem Cudilerin emeği olduğunu da söyleyen Karayılan, “Bugün direniş, bu temel üzerinden gelişiyor; Dilovan, Çekjîn ve Warşînlerin öncülüğünde gelişen direniş, böylesi anlamlı bir temele dayanıyor. Bu direniş, aynı zamanda her türlü saldırıya karşı toprağın, halkın ve Kürt halkının iradeleşmesinin savunulmasıdır. Vicdan sahibi olan ve ‘ben insanım’ diyen herkes bu gerçekliği görmelidir” dedi.
‘ROJAVA DEVRİMİ’NE YÖNELMEK, İNSANLIK VİCDANINA SIĞMAZ’
Suriye’de en çok zulüm ve işkence görenlerin, tutuklamaya maruz kalanların ve ‘şehitler’ vererek, bedel ödeyen toplumun Kürt toplumu olduğuna da dikkat çeken Karayılan şöyle devam etti: “Bu gerçeklik açıkça ortada olmasına rağmen,’Suriye’de devrim yapacağız’ diyenler, yıkmak istedikleri rejime değil, mazlum halkımıza yönelmektedirler. Kürt halkına bu saldırıları reva görenler, bu saldırılarını tarihe nasıl izah edecekler!
Kürt toplumu, zaten Baas rejimi tarafından ezilen bir toplumdur. Sen de, ‘ben İslam bayrağı altında, rejimin zulmünü kıracağım ve devrim yapacağım’ diyorsun. Peki hangi vicdanda ve yine İslam’ın hangi ayetinde zaten zulüm altında olan bir insana zulüm yapmak vardır! Hangi insanlık hukukunda bu vardır! Çok açık ki, El Kaide adı altında örgütlenen bu silahlı çetelerin yöntemleri yanlıştır. Hiçbir vicdana ve insanlığa sığmayan bu saldırıların İslamiyet’le de hiçbir alakası yoktur.”
‘SURİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN EN DOĞRU ÇİZGİ ÜÇÜNCÜ ÇİZGİDİR’
Kürt halkının, kadını, erkeği, çocuğu, yaşlısı ve genciyle öz gücüne dayanarak büyük bir emekle yürüttüğü bu direnişe herkesin saygılı yaklaşmasını gerektiğini de ifade eden Karayılan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz, Kürdistan Özgürlük Hareketi olarak Rojava Kürdistanı direnişini şerefli ve onurlu bir insanlık duruşu olarak görüyoruz. Kutsal bir direniş olarak görüyoruz. Bundan dolayı da sonuna kadar bu devrimin arkasındayız. Çünkü bu devrimin çizgisi doğru çizgidir. Üçüncü çizginin temsil ettiği demokrasi, halkların kardeşliği ve Suriye’nin birliği temelindeki Demokratik-Çoğulcu Suriye çizgisi, doğru bir çizgidir. Bugün herkes bu çizginin doğruluğunu kabul etmektedir. Şehit Şîlanların, Ebu Cudilerin, Istaz Osmanların, Rüstemlerin, Xebatların ve tüm şehitlerimizin emekleri asla unutulamaz. Bu emekler boşa gitmeyecektir. Bu büyük bir gerçekliktir. Halkımız da bu üçüncü çizgi ekseninde, şehitlerinin izinde yürüyecek ve gösterdiği kutsal direnişle zafere gidecektir. Bu temelde şehitlerini ölümsüzleştirecektir.
Bu umut ve inançla bir kez daha halkımızı kutluyoruz, direnişini selamlıyoruz ve kahraman Musul Şehitlerini bir kez daha anıyor, ‘Şehitlerimiz Ölümsüzdür!’ diyoruz.”