Sivil Alevi Çalıştayı: Diyanet laðvedilsin

Sivil Alevi Çalıştayı: Diyanet laðvedilsin

Toplumsal Olayları Araştırma ve Yüzleşme Derneði'nin geçen Mayıs ayında düzenlediði "Sivil Alevi Çalıştayı (Alevi Çalıştayı'na Ne Oldu)" çalıştayı raporu tamamlandı. Bugün Ýstanbul'da kamuoyuna açıklanacak raporda, hükümetin Alevilere yönelik verdiði sözlerin 'eşit yurttaşlık' istemlerini karşılamaktan uzak olduðu, sorunun halen devam ettiði, bazı karanlık çevrelerin halen Alevi-Sünni çelişkisi-gerginliði yaratmaya çalıştıðı belirtildi. Raporda, Diyanet Ýşleri Başkanlıðı'nın laðvedilmesi gerektiði de talep edildi.

Bu yıl 13 Mayıs'ta yapılan "Sivil Alevi Çalıştayı"nın raporu hazırlandı. Bekir Berat Özipek, Cafer Solgun, Hayri Ýnce ve Neslihan Akbulut Arıkan tarafından hazırlanan rapor, bugün Ýstanbul'da kamuoyuna açıklanacak.

Hazırlanan raporda, devletin ilk kez Alevilerin taleplerini dinlemeye ihtiyaç duymasının önemli olduðu belirtilerek, ancak kamulaştırılan Madımak Oteli'nin ne yapılacaðı ve ders kitaplarına eklenen Alevilikle ilgili bölümlerin tartışılması gerektiði belirtildi.

AKP hükümetinin gündeminde Alevi Açılımının bulunduðuna dair hiçbir emare bulunmadıðı gibi, mecliste grubu bulunan diðer partilerin de konuya duyarlı bir yaklaşım sergilemedikleri kaydedilerek şunlara yer verildi:

"Alevi sorunu, Türkiye'nin demokratikleşmesinin, normalleşmesinin temel konularından birini oluşturmaktadır. Geçmişten bugüne 'derin' senaryo ve konseptlerin istismarına uðramış, siyasi partiler ve iktidarlar da meselenin anlam ve önemine uygun çözümleyici bir tavır içerisinde olmamışlardır.

Bu yıl içerisinde Adıyaman, Erzincan ve Didim'de bazı Alevi yurttaşların evlerine işaret konulması, bazı karanlık çevrelerin halen 'Alevi-Sünni çelişkisi, gerginliði' yaratmak üzerinden bazı hesaplar içerisinde olduklarını düşündürmektedir. Sorunun çözümsüzlüðe mahkum edilmesinin yine bir 'kamplaşma, kutuplaşma' senaryosuna konu edilmesinden doðal ve haklı olarak demokratik geleceðimiz adına endişe etmek gerektiðini düşünüyoruz. Ancak bu endişelerle yaşamanın bir 'kader' olmadıðına inanıyor, bunun için de iktidar partisi başta olmak üzere siyaset kurumunun meseleyi önem ve ciddiyetine uygun olarak gündemine almasının önemini vurguluyoruz."

Bugün kamuoyuna açıklanacak olan raporda, Alevi sorununun çözümü için neler yapılması gerektiði ise şöyle sıralandı:

-Alevi Sorunu, evrensel hukuk, insan hakları ve din ve vicdan özgürlüðünü güvence altına alan belge ve sözleşmelerde yer alan ilkeler çerçevesinde ele alınmalıdır.

-Alevilerin, içinde yaşadıkları toplumla, Sünni çoðunlukla ve devletle güven ilişkisini yeniden kuracak ve pekiştirecek bir perspektif ve yaklaşım geliştirilmelidir.

-Varlıðı tarafsız devlet ilkesine aykırı olan Diyanet Ýşleri Başkanlıðı laðvedilmelidir/kapatılmalıdır. Bu kurumun toplumda bir karşılıðı varsa, bu durumda devlet teşkilatının dışında da varolabilir.

-Bazı Alevi örgütlerinden gelen "dedelere maaş baðlanması" önerisi, devletin dinler ve inançlar karşısında tarafsız olması ilkesiyle çelişmesi ve Aleviliði de devlet güdümüne sokacak olması bakımından kabul edilemez. Çözüm, dedelerin memurlaştırılması deðil, imamların da bu statüden çıkarılmasıdır.

-Cemevlerine yasal statü tanınmalıdır. Nihai ve kalıcı çözüm, "Devrim Kanunları" arasındaki Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Birtakım Unvanların Men Ve Ýlgasına Dair Kanun kaldırılmasıdır. Bu kanun, aynı zamanda "Dedelik" ve "Babalık" gibi Alevi inancının kurum ve unvanlarını yasa dışı hale getirmesi bakımından da insan haklarına ve bu kapsamda din ve vicdan özgürlüðüne aykırı bir nitelik taşımaktadır. Kısa vadede ise, Ýmar Kanunu'nda yapılacak basit bir düzenleme ile cami ve kilise gibi tanımlamalar yerine "ibadethaneler" kavramının koyulması önemli bir rahatlama saðlayacaktır.

-Zorunlu din dersi kitaplarında Aleviliðin, Alevilerin katkısıyla yeniden yazılması olumlu bir gelişme olmakla birlikte, bu durum söz konusu dersten kaynaklanan insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmamaktadır. Yapılması gereken, içeriði ne olursa olsun, zorunlu din dersinin kaldırılmasıdır.

-Sivas Katliamının sembollerinden olan Madımak'ın kamulaştırılmış olması önemli olmakla birlikte yeterli deðildir. Madımak, gelecek kuşakların yaşanan trajediden barış adına olumlu bir mesaj almalarını saðlayacak biçimde düzenlenmelidir.