Skandallara karşı asırlardır direnen Vatikan
Skandallara karşı asırlardır direnen Vatikan
Skandallara karşı asırlardır direnen Vatikan
Hristiyan-Katolik dünyasının yeni Papa Francis’e kavuşmasının sevinci, faşist Arjantin cuntası ile ilişkileri hakkındaki iddialar ile kursağında kaldı. Son on yılda birçok kez gündeme gelen Katolik Kilisesi’ndeki skandallar ise aslında kilise tarihi boyunca hiç de eksik olmadı ve her biri de ‘neden bugün olanlara bu kadar şaşırıyoruz ki?’ dedirtecek cinsten.
Katolikliğin merkezi Vatikan’da tarihte bu göreve getirilmiş ilk Latin Amerika kökenli olan 266’ncı Papa Francis’in 1976-1983 yılları arasında Arjantin’de hüküm süren faşist cuntaya destek verdiği iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Asıl adı Jorge Mario Bergoglio olan Papa Francis, cunta döneminde Latin Amerika’nın en güçlü tarikatı Cizvitler’in başında bulunuyordu. Francis’e yöneltilen suçlamaların başında, darbe döneminde gecekondu mahallelerinde misyonerlik faaliyeti yürüten iki papazın cunta yönetimi tarafından gözaltına alınmasına ve işkenceye maruz kalmalarına sessiz kalması geliyor.
Askeri cunta döneminde ortadan kaybolan bir çok Cizvit papazın akıbeti hakkında da şüpheleri üzerine çeken Papa Francis’in dönemin darbe lideri Jorge Vileda ile çekilmiş fotoğrafları da bulunuyor.
Papa Francis’in darbecilere taraf olduğunu gösteren bir diğer argüman ise, faşist cuntanın sorumlularının yargılandığı mahkemeye ifade vermeyi iki kez reddetmiş olması. Yeni Papa, daha sonra 2010 yılında ifade verdiği mahkemede de darbe mağdurlarının avukatları tarafından kaçamak cevaplar vermekle suçlanmıştı. Zaten Arjantin Katolik Kilisesi de 2000 yılında yaptığı bir açıklama ile darbecilere karşı yeterli tavır alamadıkları için halktan özür dilemek zorunda kalmıştı.
MEDYATİK SKANDALLAR İLE KOMPLE BİR İNANÇ MI HEDEF ALINIYOR?
Bugün dünyadaki 2 milyardan fazla Hristiyan’ın yarısının bağlı olduğu Katolik Kilisesi’nin merkezinde ortaya çıkan bazı skandalların sanki yeni bir şeymiş gibi yansıtılması da dikkat çekiyor. Ortaya çıkan her skandalın Vatikan’a itibar kaybettirdiği gerçeği ne kadar doğru ise, bunların sanki kilisenin sonunu getireceği gibi algılanması da bir o kadar yanlış. Zira 2 bin yıllık tarihinde 266 papa ve milyonlarca din adamı görmüş olan Katolik Kilisesi içerisinde, kurallara ters düşen ihlal eden insanların çıkması da normal. Skandalların medyaya taşınma boyutu ile kimi zaman ‘komple bir inancın hedef alındığı’ şüphesi de oluşmuyor değil.
Ancak, Hristiyanlık dinini ve ona hizmet eden milyonlarca insanı hiç bir şekilde incitmeme kaydıyla, Katolik Kilisesi tarihinde ismi skandallarla anılmış birçok papa olduğunu da hatırlamak gerekir.
TARİH BU TÜR SKANDALLARLA DOLU
Hz. İsa’nın katledildiği 33 yılından sonra özellikle Roma İmparatorluğu tarafından sürekli baskı altına alınan Hristiyanlık, yüzyıllar süren mücadele sonrası önce Ermenistan Krallığı (M.S. 301) daha sonraları ise Roma tarafından (M.S. 380) resmi din olarak kabul edilerek yaygınlaştı. Ancak bu ilerleme aynı zamanda devletle daha fazla ilişki dolayısıyla onların uygulamalarına ortak olmayı da beraberinde getirdi. Vatikan ve o dönemdeki adıyla Papalık, siyasi ve dini rakiplerine karşı birçok uygulamaya gitti. Bunların yanı sıra 14 ve 18. Yüzyıllar arasında onbinlerce kadının katledilmesi ile sonuçlanacak olan ‘Cadı Avları’ da bu 2 bin yılık tarihin en kara sayfaları olarak yer aldı.
İçinde bulunduğu çağların koşullarına göre Katolik Kilisesi’nin başvurduğu politikaların yanı sıra, bazı Papalar’ın bireysel uygulamaları ve yaşam biçimleri tarihte hep diğerlerinden daha farklı anılmalarını da beraberinde getirdi.
İKİ PAPA’LI DÖNEMİN MİMARI, VI. URBAN
Hristiyanlık tarihine skandal olarak geçen Papalar’ın en gaddarlarından biri Bartolomeo Prignano yani 202’nci Papa VI. Urban idi. 1378 yılında Papalık Devleti’nin başına seçilen VI. Urban, kendisinden sonra seçilecek kişinin de kendisi gibi İtalyan olmasını istiyordu. Kimi tarihi kaynaklara, İtalyan olmayan kardinallere karşı yürüttüğü hakaret ve şikayetleri bitmek bilmezken, otoritesini kabul etmeyenlere işkence ve ölüm ile cevap veriyordu. Sonunda kardinaller de ona karşı Fransız asıllı Cenovalı Robert’i (VII. Clement) papa olarak seçtiler. Ancak, VI. Urban’ın direnmesi nedeniyle VII. Clement, Papalık’ın eski merkezi olan Fransa’nın Avignon şehrine taşındı ve Hristiyan alemi 1417 yılına kadar iki papalı olarak yönetildi.
RÜŞVET VE ADAM KAYIRMA İLE TARİHE GEÇTİ
1484-1492 arasında görev yapan VIII. Innocent (Giovanni Battista Cybo), ‘rüşvet’, ‘adam kayırma’ ve ‘yiyicilik’ gibi sıfatları kilise tarihine yazmasıyla biliniyor. Bir taraftan irili ufaklı diğer devletlerle olan savaşlar, diğer taraftan doğudaki ‘İslam tehlikesine’ karşı verilen mücadeleler nedeniyle Kilise’nin ciddi giderleri oluyordu. Ekonomik gelirleri arttırmak isteyen VIII. Innocent, siyasi rakibi Napoli Kralı I. Ferdinand ile askeri olarak baş edemeyince onu afaroz etti ve Fransa Kralı VIII. Charles’dan yardım istedi.
‘Yasak aşk ilişkisi’nden doğma oğlu Franceschetto’yu resmen tanıyarak kilise tarihinde bir ilke imza atan VIII. Innocent, oğlunu ticari ilişkilerinin sıkı fıkı olduğu Floransa Kralı Muhteşem Lorenzo’nun kızı ile evlendirmekten de geri durmadı. Üstelik de bunu Kilise’nin diğer üyelerinin tüm itirazlarına rağmen, düğünlerini bugünkü Vatikan’da yaparak gerçekleştirdi.
VIII. Innocent’in ticari ilişkilerinin bir diğer yansıması da Osmanlı Sultanı II. Bayazıd’ın kardeşi Cem Sultan olayında görülüyor. Her ne kadar tarihçiler bu konuda net ve tek bir noktada birleşmese de, Cem Sultan’ın Bayazıd’a karşı tehlike olmaması için Roma’da tutulmasının bazı ekonomik pazarlıkların sonucu olduğu biliniyor.
TAPU GİBİ AF BELGESİ SATILAN DÖNEM
Papa X. Leon, gerçek adıyla Giovanni de Medici, Floransa’nın ve İtalya’nın önde gelen zengin ailesi Mediciler’dendi. Edebiyat ve güzel sanatlarla yetişen X. Leon, Papa seçildiği 1513’den öldüğü 1521 yılına kadar gösterişli ve din işleriyle çok uğraşmadan yaşadı. Yüzlerce hizmetçisi ve korumasıyla ünlü X. Leon’un Kilise’ye olan masrafı o kadar çoğalmıştı ki, masraflarını karşılamak için vergilerin arttırılmasından, kardinallik belgesi satılmasına kadar bir çok yöntem denenmek zorunda kalınmıştı.
X. Leon’u tarihe geçiren en önemli icraatlarından biri de, günahlardan arınmak ve affedilmek isteyen Hristiyanlara verilen ‘Endüljans’ adlı belgenin ticareti olmuştu. Saint Pierre Bazilikası’nın yeniden inşası bahanesiyle yaygınlaşan bu af ticareti, Protestanlığın mimarı Martin Luther’in Katolik Kilisesi ile yollarını ayırmasının da nedenlerinden biri olarak tarihe geçmişti. Yani, günümüzde ‘Cennet Tapusu’ satma olarak bilinen din sömürücülüğü aslında 16’ıncı yüzyılda Katolik papazlar için de iyi bir gelir kapısı idi.
Din adamlarına cinsel ilişkinin ve evlenmenin yasak olduğu Katolik dünyasını sarsan skandal iddialarının bilinenleri Orta Çağ’a kadar gidiyor. Kurulduğu günden bu yana Kilise’nin sıradan papazlarının bu yasağı kırması, aslında bir çok Papa’nın da başını yakan sebeplerin başında geliyordu. Papa III. Sergio, X. Jean, XII. Jean, IX. Benedikt, VI. Aleksander bunlardan bazıları…