Sosyalistler: Rojava Devrimi'ni selamlıyoruz
Sosyalistler: Rojava Devrimi'ni selamlıyoruz
Sosyalistler: Rojava Devrimi'ni selamlıyoruz
Türkiye'deki sosyalist partiler Rojava Devrimi'ni desteklediklerini açıklayarak, AKP hükümetine de çetelere destek verdiği için tepki gösterdi. ÖDP Eş Genel Başkanı Taş, Rojava'da yaşananlar Kürtlerin Suriye'deki politikasının doğru olduğunu gösterdi" derken; EMEP Genel Başkanı Gürkan da, Türkiye'de demokratikleşme isteyenlerin Rojava ile de dayanışma halinde olması gerektiğini belirtti. ESP Genel Başkanı Yüksekdağ ise devrimin ezilen toplumlar için umut kaynağı olduğunu söyledi ve Filistin'e olduğu gibi Rojava'ya da destek verilmesini istedi.
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş Rojava Devrimi'ni ANF'ye değerlendirdi...
GÜRKAN: ROJAVA İLE SÖZDE DEĞİL PRATİKTE DAYANIŞMA İÇİNDE OLUNMALI
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, Rojava'da Kürt halkının kendi geleceğini kurma çabasını desteklediklerini söyleyerek, dayanışmalarını artıracaklarını belirtti. "Rojava'da yaşananlar aynı zamanda Suriye'nin demokratik oluşumu için de katkı sunacaktır. Suriye'de bu demokratik ortamı sağlayacak olan halk hareketleri, ilk çıktıkları günlerden itibaren emperyalist güçler ve Türkiye'nin müdahalesi altında oldular" diyen Gürkan, AKP'nin El-Nusra Cephesi çetelerini desteklediğine ve bu çevreleri kışkırttığına dikkat çekti. Rojava'da Kürtlerin kendi geleceğini kurma, yeni toplumu yaratma açısından olumlu buldukları bir mücadele yürüttüklerini ifade eden Gürkan, Rojava'daki gelişmelerin Türkiye halkları için tehdit niteliği şeklinde yansıtılmasına da tepki gösterdi: "Bizler Türkiye halkları için tehdit olarak algılanmasını yanlış buluyoruz. Kürt halkı o toprakların bir parçasıdır. Rojava yetkilileri defalarca Türkiye halklarının karşısında olmadıklarını açıklayıp, aksine dostluk beyanlarında bulundular. Buna rağmen tehdit gibi yansıtmak emperyalist politikalara bağlanmanın bir sonucudur."
Türkiye'de yakın tarihte baskıcı politikalara itiraz eden halkların ülkenin demokratikleşmesi için önemli bir adım attıklarını kaydeden Gürkan, "Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Türkiye'nin geleceğini demokratikleşmede görenler; hak ve özgürlükte görenlerin dinamikleri Suriye'de kendi geleceği için mücadele edenlerle dayanışma içinde olmalıdır. Sadece sözde değil, pratikte de bu dayanışma sağlanmalıdır" dedi.
'AKP ÇETELERİ DESTEKLEMEKTEN VAZGEÇSİN'
Rojava halkının emperyalist güçlerin desteklediği silahlı çetelerin tehdidi altında olduğuna vurgu yapan Gürkan, ekledi: "Türkiye'de, bu silahlı güçlere destek veren Türk hükümetinin bundan vazgeçmesi için bir mücadele ağı oluşturulmalı. Türkiye'deki düşmanca algıyı yıkmak gerekiyor. Orayla bir diyalog halinde olunmalı; görüşmeler yapılmalıdır."
Rojava'daki devrimin Kuzey Kürdistan'daki çözüm sürecinden ayrı değerlendirilemeyeceğini ifade eden EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, "Bu topraklarda Kürdistan'ın demokratik çözümü için çaba sarf etmeye devam ettiğimiz gibi; Rojava'yı bundan bağımsız düşünemeyiz. Kürt toprakları Irak, İran, Suriye, Türkiye olarak düşünülmeli. Birindeki gelişme hepsini bağlar" yorumunda bulundu.
TAŞ: KÜRTLERİN ALDIĞI TUTUMUN DOĞRU OLDUĞUNU GÖRDÜK
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Eş Genel Başkanı Alper Taş, Rojava'daki gelişmeler için, "Suriye'de ortaya çıkan gelişmeler, Kürt hareketinin aldığı tutumun yerinde ve doğru bir tutum olduğunu gösteriyor. Bağımsız çizginin bugünkü gelişmelerle doğrulandığı ortaya çıkıyor" dedi.
AKP'nin Suriye politikasının yanlış olduğunun ise yeniden anlaşıldığını belirten Taş, "AKP hükümeti iç savaşı derinleştirme siyaseti yarattı; mezhepçi siyasete yaslanarak kendi çizgisine yakın çevrelerin egemen olmasını istedi. Yayılmacı bir siyaseti örgütlemeye çalıştı ama iki senedir hem Suriye'de hem de Mısır'da karşılığını bulamadı. AKP Suriye'de mezhepçi siyaset yürüttü ve aslında demokratik bir içerikle başlayan, son derece ilerici dinamikle başlayan Suriye'deki muhalefet hareketine müdahale ederek El Nusra gibi kesimleri öne çıkardı ve iç savaşa dönüştürdü. İç savaşa dönüştürme konusunda siyasi islamcı hareketleri maddi ve manevi destekle seferber etti" dedi.
'SURİYE'DEKİ MUHALEFET TOPLUMSAL KARŞILIĞINI KÜRT HAREKETİNDE BULDU'
Taş, şu değerlendirmeyi yaptı: "Rojava'da Kürtlerin geliştirdiği demokratik çizginin, bağımsızlıkçı çizginin hem Suriye'yi hem de Ortadoğu'yu demokratikleştirebileceği fikrindeyiz. Bölgenin ve özel olarak Suriye'nin demokratikleşmesi açısından aydınlanmacı, ilerici, laik, sosyal eşitlikçi karakterlere sahip ana öznenin Kürt hareketi etrafında odaklandığını görüyoruz. Tabii bunun dışında da ilerici muhalefet hareketlerinin Suriye'de olmasıyla birlikte; toplumsal karşılığını Kürt hareketinde bulduğunu görüyoruz. Zaten bugün Ortadoğu'nun demokratikleşmesi Kürtlerin geleceğiyle yakından ilintili ve Kürtler de yaşadıkları ülkelerin demokratikleşmesi için çalışıyorlar. Daha insani bir şey olamaz."
Taş, "Rojava Devrimi, bir halkın kendi kendini yönetmesidir. Demokrasinin bu olduğunu, ürkülmemesi gerektiğini söylüyoruz. Önemli kazanım olduğunu düşünüyoruz. Rojava üzerinde durmak gerekiyor. Çağrımız şudur; bir halkın özellikle savaş konjonktüründe kendini örgütleme, geliştirme süreci vardır. Sağda solda demokrasi söylemi yapacaksınız; yanıbaşınızda biçimsel ve şekilsel olmayan, halkın örgütlü katılımına dayanan gerçek bir demokrasi zemininin ortaya çıkmasına karşı çıkacaksınız! Bu çelişkidir" diye konuştu.
ÖDP olarak demokrasiyi sadece seçim sandıkları üzerinden değerlendirmediklerini kaydeden Taş, Fatsa ve Gezi Parkı örneklerini hatırlattı: "Fatsa örneğini hatırlayın; biz bu yüzden Fatsa'yı önemseyen bir partiyiz. Gezi'de, park forumlarında ortaya çıkan deneyimlere bakın... Rojava ile kıyaslanmasa da Türkiye'nin büyük kentlerinin parklarında süren demokrasi tarzı ile Rojava'daki yaşananları aynı noktalarda, aynı haklılıkta görüyor ve selamlıyoruz."
'TÜRKİYE'NİN YANLIŞ POLİTİKASI BÖLGESEL KÜRT SAVAŞINA YOL AÇAR'
AKP hükümetine çağrıda bulunan ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, Türkiye'nin iç savaşı derinleştiren pozisyondan çıkması gerektiğini söyledi. Hükümeti Suriye'deki muhalefetin şekillenmesine yönelik yaptırımlardan, politikalardan vazgeçmeye çağıran Taş, "Rojava'da halkın devrimine saygı göstermeli; düş müdahalenin parçası olmamalı. İç savaşı derinleştirmek Türkiye'yi de yakar. Nihayetinde Reyhanlı'yı da yaşadık. Ayrıca Türkiye artık Kürt meselesinin Türkiye ile sınırlı olmaktan çıktığını görmeli. Kürt sorununun çözümü Rovaja'daki Kürde düşman olarak çözülmez. Diğer türlüsü savaşı Türkiye sınırlarının dışına da çıkarıp bölgesel olarak Kürt savaşına dönüştürür" diye ekledi.
YÜKSEKDAĞ: ROJAVA DEVRİMİ EZİLENLERİ İKTİDARA YAKINLAŞTIRIYOR
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Rojava Devrimi'ni ulusal demokratik devrim olarak tanımladık. Geride bıraktığımız dönem boyunca buradaki halkın daha somut biçimler kazanmaya çalışması da bu tespiti doğruluyordu. 1 yılda meclisler, yerel yönetimler, kitle katılımcılığını güçlendiren özerk idari yapılarla halkı demokratik yaşama katmayı hedefleyen siyasi yapı inşa edilmeye başlandı" dedi. 1 yıl boyunca alternatif iktidar modelinin; halkçı iktidar modelinin parça parça inşa edildiğini belirten Yüksekdağ, bunun 'halk iradesinin yeniden kuruluşu' anlamına geldiğini kaydetti.
Yüksekdağ, şu tespitleri yaptı: "Ortadoğu'da Rojava ile birlikte halkı eksen almayan, yönetim tasarrufunu halkla paylaşmayan gerici diktatöryal güçlere bir alternatif iktidar açığa çıktı. Bütün tarihsel süreç bakımından, özellikle de günümüz bakımından ve devrim, sosyalizm açısından çok önemli bir çıkış. Sadece ulusal devrim değil. Birinci yanı evet, budur; ezilen ulus olarak Kürtler 20. yüzyılda kendisinden çalınan hakkını 21. yüzyılda almaya çalışmıştır. Haklı ve demokratik karakteri vardır. Bu yanıyla ulusal demokratik karakteri vardır. İkincisi de; insancıl demokratik karakteridir. Halk eksenli karakterdir. Bu yanını da özellikle siyasetin uygulanması üzerinde görüyoruz. Rojava Devrimi ezilen tüm kesimleri yaklaştırılmadıkları iktidara yaklaştırmıştır. Başta kadınlar olmak üzere ezilen tüm kesimleri, farklı ulusal yapıları, inançları kapsamayı başarmıştır."
"Rojava'da yaşananın aynı zamanda bir kadın devrimi olduğunu" belirten Yüksekdağ, kadını özgürleştiren bir siyasi sürecin işlediğine dikkat çekti. Rojava'da Arap, Ermeni, Asuri gibi ulusal yapılara temsiliyet hakkını doğal olarak tanıyan ve Alevi-Sünni ayrımı yapılmadan da kapsayıcı ve laik bir anlayış ortaya konduğunu söyleyen Yüksekdağ, "Rojava, 21. yüzyılda halkların özgürlük mücadelesinde parlayan yıldız olmuştur. Rojava Devrimi, Ortadoğu halkları adına bir kazanım olarak görüyoruz. Diktatörlük yapılarıyla, emperyalist savaşlarla karakterize olmuş Ortadoğu tarihinde bundan sıyrılıp ayrışmakta ve bölge mücadeleleri açısından güçlü bir deneyim niteliği taşımaktadır" dedi.
'ROJAVA MÜCADELESİ EMPERYALİSTLERE MECBUR KALMANIN KADER OLMADIĞINI GÖSTERDİ'
Yüksekdağ, Rojava deneyiminin birçok müdahaleye, çetelere karşı direnen halkların bağımsız bir seçeneğinin olabileceğini gösterdiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti: "Çok yakında çeşitli ülkelerdeki halk hareketleri, devrimler kısa sürede sönümlenebiliyor yada emperyalistlerin yedeğine kaymak zorunda kalıyor. Ama Rojava mücadelesi bunun böyle olamayacağını da, bunun kader olmadığını da gösterdi. Çeşitli eleştiri ve gözlemlerimiz olacaktır ama Rojava biz sosyalistlere güven veriyor. Umutsuz olmak için güçlü gerekçelerimiz yok ama umutlu olmak için gerekçelerimiz çok güçlü. Kirli oyunlara düşmeden, kendi çizgisinde var olabiliyor."
Rojava'da halkların 'kendi kaderini tayin etme' mücadelesi yürüttüğünü ifade eden Yüksekdağ, "Sadece ulusal olarak kendi kaderini tayin hakkını kullanma değil; özgürlük açısından da kaderini tayin etmiştir. Ortadoğu'ya, Mezopotamya'ya baktığımızda işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBT'ler için de temel şey kader tayin hakkı mücadelesidir. Bütün ezilen kesimlerin derdi, davası budur. Haliyle Rojava insani özgürlüklerin kazanılması kapsamında bunu göstermiştir" diye konuştu.
Rojava'da ortaya çıkan iradenin bu sorumluluğu taşıyabileceğini gözlemlediklerini kaydeden Yüksekdağ, "Bunu her halk, her siyaset her zaman taşıyamaz. Ama Rojava halkının siyasi iradesinin bu gücü taşıyacağını görüyoruz" dedi.
'FİLİSTİN'E DESTEK VERİLDİĞİ GİBİ...'
AKP hükümetini çetelere destek verdiği için eleştiren Yüksekdağ, "Kürt hareketi Ortadoğu'da öğretmeye devam ediyor; hem ezilenlere hem de egemenlere" diyerek, Rojava ile dayanışma çağrısında bulundu: "Bütün sol, sosyalist, demokratik kesimlerin Rojava'yı kesinlikle iyi anlaması gerekiyor. Sadece anlaması değil dokunması, bütünleşmesi gerekiyor. Çabalarımızın yetersiz olduğunun farkındayız ama Rojava devriminin sahiplenilmesi eskisinden daha önemli bir yerde duruyor. Türkiye'deki sosyalist hareket Filistin'e gösterdiği duyarlılığı Rojava için de göstermelidir. Filistin'de de devrim, ezilenlerin mücadelesiydi; bu ışık Rojava'da da çok güncel bir gerçek olarak var."