Devrimci Sosyalist Ýşçi Partisinin (DSÝP) ev sahipliðinde düzenlenen Marksizm 2012 toplantılarının son oturumunda "24 Nisan'da ne olmuştu, 19 Ocak'ta ne oldu?" konusu tartışıldı. Oturumda konuşan yazar Hayko Baðdat "Soykırımı sizden 97 yıldır saklayan devletin geleneðidir. 9 yaşındaki çocuðun başında havan topu patlatan bu gelenektir. Uður Kaymaz'ın vücudundan yaşından fazla kurşun çıktı" dedi.
Taksim Hill Otel'de, 19 Nisan'da başlayarak 5 gün boyunca 30'dan fazla toplantı ile 50'den fazla konuşmacı ve yüzlerce izleyiciyi aðırlayan Marksizm 2012 toplantıları "24 Nisan'da ne olmuştu, 19 Ocak'ta ne oldu?" oturumu ile sona erdi. Oturumda konuşan, Hrant'ın Arkadaşları'ndan Kemal Gökhan Gürses, Hrant Dink cinayeti ile ilgili "19 Ocak'ta bir kurşun sıkıldı. Bir anlamda artık çok kemikleşmiş, devletin her yerine yerleşmiş sert kabuðu aynı kurşun çatlattı" dedi. Dünya ve Türkiye'nin şartlarının bu tür bir çatlamanın işaretini verdiðini ancak Dink'in öldürülmesinin bu çatlaðı büyüttüðünü ifade eden Gürses, "Hrant'ın arkadaşları olarak yaptıðımız anmalar artık bu çatlaðın çatlak olmasından çıkıp kapı olmaya başladıðını gösteriyor" diye konuştu.
Askerlik yaptıðı sırada Ermeni Sevag Şahin Balıkçı'nın öldürüldüðünü anımsatan Gürses, "Gitgide eldeki bulgular gösteriyor ki Sevag, bile isteye Ermeni olduðu için 24 Nisan'da öldürüldü. Yerleşik ideolojinin çözülmesi ancak bizim bu meseleyi gündemde tutmamıza baðlı. Anma, suçu kabullenmenin anmasıdır. 24 Nisan'ın Ermenilerin kendi cenazelerini kaldırdıkları gün deðil, bizim suçumuzla yüzleşme günümüz olduðunu düşünüyorum" diye konuştu.
T24 yazarı Aydın Engin ise Türkler arasında 1915'te ne olduðunun bilinmediði, bilinse bile bulandırıldıðını belirterek, "Ben gençliðimde 1915'te Ermenilerin yok edildiklerini, planlı bir şekilde öldürüldüklerini bilmiyordum. Bu kadar büyük bir sırrı 97 yıldır saklamış bir devleti tebrik etmek lazım" dedi. Eðitim sistemi ile, medyası ile 97 yıldan beri inanılmaz bir cinayetin Türklerin bilinçlerinde yer almadıðını ifade eden Engin, bunun bir propaganda başarısının ötesinde bir başarı olduðunu vurguladı. Engin, sorulması gereken sorunun "Türklere ne oldu , 97 yıldır bizim bu gerçekle karşı karşıya gelmemizi engellediler" olması gerektiðine işaret ederek, "1915'te ne oldu sorusunun cevabını bilmiyorum ama bize ne oldu sorusunun cevabını bilmeyi çok istiyorum" diye konuştu.
Yazar Hayko Baðdat ise, "Çok uzun zamandır insanlara acımızı anlatıp anlatıp, acaba acımızı anladılar mı diye yüzlerine bakan insanlar haline getirdiler bizi. Beni anlamanızı istiyorum, ben artık bir acım var demekten yoruldum. Ben başıma ne geldiðini bilmiyor muyum da sizden onay alacaðım? Ben kendime ne olduðunu biliyorum. Türkiye'de Ermeni meselesi yok, 40 bin Ermeni var. Türkiye'de kılıç artıðı 40 bin insanın yaşadıðı tedirginlikten utanın" diyerek yaşananlara tepki gösterdi. "Sevag'ın ölümünden sonra askerlik yapan insanların yaşam kalitesi için bir şey düşündünüz mü?" diye soran Baðdat, "Soykırımı sizden 97 yıldır saklayan devletin geleneðidir. 9 yaşındaki çocuðun başında havan topu patlatan. Uður Kaymaz'ın vücudundan yaşından fazla kurşun çıktı" diye konuştu.
Garo Paylan, katledilen 256 Ermeni aydınının o gün kullandıðı Ermenice'nin günümüze ulaşamadıðını belirterek, Batı Ermenicesi'nin yok olduðunu ifade etti. "Keşke bir tsunami dalgası gibi gelip geçmiş olsaydı ırkçı zihniyet. Soykırımdan sonra geçen 97 yılın da hesabının sorulması gerekli" diyen Paylan ırkçılıðın hala devam ettiðine işaret etti.
Oturum soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
ANF NEWS AGENCY