STK ve partilerden Urfa’daki katliama tepki yaðdı

STK ve partilerden Urfa’daki katliama tepki yaðdı

Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 13 tutsaðın yanarak feci şekilde yaşamını yitirmesine STK ile siyasi partilerden tepki yaðdı. Cezaevlerindeki katliamların bir devlet politikası olduðu belirtilen açıklamalarda, Urfa’daki katliamdan hükümet ve başbakanın sorumlu olduðu vurgulandı.

Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi C-15 koðuşunda çıkan yangın sonucu 13 tutsaðın yanarak feci şekilde yaşamını yitirmesine MEYA-DER, ÝHD ve TUHAD-FED, tepki gösterdi.

MEYA-DER Diyarbakır Şube Başkanı Leyla Ayaz, yaşanan katliamın ardından devlet yetkililerinin "Yangında yaşamını yitiren tutuklular siyasi deðil, adli tutukludur" şeklinde açıklama yaptıðını hatırlatarak, ortada bir katliamın olduðunu ve bunun üstünün örtülmeye çalışıldıðı söyledi. Kürt halkına topyekun bir savaş yürütüldüðünü kaydeden Ayaz, "Devletin burada dediði 'Ben seni gözaltına alıyorum, tutukluyorum, cezaevine koyuyorum, cezaevinde yaşam haklarını elinden alıyorum, sonra seni öldürüyorum' budur. Daha sonra öldürüyor ve saçma sapan nedenlerle bu katliamın üstünü kapatmaya çalışıyor" diye konuştu. Yaşanan katliam nedeni ile Başbakan, Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanlıðı, emniyet yetkilileri, cezaevi sorumlularının hepsinin yargılanması gerektiðini dile getiren Ayaz, Kürt halkının bu olayı unutmaması ve unutturmaması gerektiðini ifade etti.

ÝHD: ÝHMAL VAR

Ýnsan Hakları Derneði (ÝHD) Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici de, Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaklaşık 1 buçuk yıl önce Erkan Gümüştaş isimli bir tutuklunun yine kendini yakarak yaşamına son verdiðini aktararak, "Mevcut cezaevi müdürü o zaman da müdürdü. O zamanda gereðini yapmamıştı. Gereði yapılmış olsa bu katliam da yaşanmayacaktı ancak anlayış ve zihniyet aynı" dedi. Bilici, yangın sırasında kapıların açılmadıðını ve yangına geç müdahalede bulunulduðu için 13 insanın diri diri yanmaya terk edildiðini kaydederek, müdahale edilmemesinden kaynaklı katliamın yaşandıðını ifade etti. Bilici, Türkiye cezaevleri geçmişine bakıldıðında bu tür olayların yaşandıðını ve halen yaşanma olasılıðının yüksek olduðunu belirterek, "Hak ihlalleri ve antidemokratik uygulamalar artarak devam ediyor. Bu da yeni katliamların yaşanacaðını gösterir. Ýnsanlar cezaevlerinde bile bile ölüme terk ediliyor. Buradan Adalet Bakanı ve Başbakan'a sesleniyoruz. Özgürlüklerin önünü açın. Cezaevinde bulunan insanların evrensel hukuk normlarından ve yasalardan kaynaklı haklarına saygı gösterin" diye konuştu.

TUHAD-FED: DAHA ÖNCE UYARMIŞTIK

TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker ise, devletin cezaevi politikalarını "hukuk ve insanlık dışı" bulduklarını belirterek, aylardır cezaevlerinde bir provokasyon girişiminin olduðunu ve söz konusu politikaların yaratacaðı sonuçlar üzerine kamuoyuyla kaygılarını paylaştıklarını ifade etti. Teker, daha önce Adalet Bakanlıðı'na "Bu hukuksuz ve insan onuruna yakışmayan politikalarınızdan vazgeçin" çaðrısında bulunduklarını hatırlatarak, "Ancak Adalet Bakanlıðı'ndan bu güne kadar yaşanan sorunlar ve yapılan çaðrılara dönük ne bir açıklama yapıldı ne de müdahalede bulunuldu. Yaşanan katliamdan AKP hükümeti ile Adalet Bakanlıðı sorumludur. 13 insanın diri diri yanarak yaşamını yitirmesinin özürle veya basit açıklamalarla üstü örtülemez. Bu bir katliamdır" diye konuştu. Teker, AKP'nin yaşanan olayın sorumluluðunu alması ve izlediði sinsi, faşizan politikalardan derhal vazgeçmesi gerektiðini ifade etti.

ÖDP: ADALET BAKANI ÝSTÝFA ETMELÝ

ÖDP Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 13 tutuklunun yanarak feci şekilde yaşamını yitirmesinin sorumlusunun AKP olduðuna belirtti. ÖDP, AKP'nin 'adli koðuşta çıkan kavganın sonucunda koðuşu ateşe verdiler' açıklamalarıyla, ilk andan itibaren mahkûmları suçlu ilan ederek kendi suçlarını örtmeye çalıştıkları ifade edilen açıklamada, cezaevinde kapasitenin çok üstünde mahkum bulundurulduðunun daha önce de defalarca raporlara yansıdıðı belirtildi.

Urfa Cezaevi'ndeki ölümlerin sorumlularının hesap vermesi gerektiði ve başta Adalet Bakanı Sadullah Ergin olmak üzere sorumluluðu olan tüm yetkililerin istifa etmesi gerektiðine çaðrı yapılan açıklamada, Cezaevlerinde insani yaşam koşullarının saðlanması için gerekli düzenlemelerin baðımsız heyetlerin denetiminde derhal gerçekleştirilmesi gerektiði vurgulandı. Açıklamada, aynı cezaevinde tutuklu bulunan BDP'li vekil Ýbrahim Ayhan'ın kötü koşullara karşı isyan başladıðını, kendisinin bu uyarıyı 6 ay öncesinden yaptıðını ifade ettiði belirtildi.

DSÝP de yaptıðı açıklamada ÝHD Urfa Şubesi'nin, cezaevi yönetiminin yarım saat boyunca yangına müdahale etmediðini söylediðini hatırlatarak, "Hayata Dönüş Operasyonu" başta olmak üzere cezaevlerinde gerçekleştirilen pek çok katliamın bir devlet geleneði olduðunu ifade etti. "Mehmet Aðar için 'özel' cezaevi tahsis edilirken, diðer yandan yüzlerce mahkûm hâlâ kötü koşullar sebebiyle hayatını kaybediyor, hastalanıyor, intihara sürükleniyor" denilen açıklamada, "Hükümet, binlerce Kürt siyasetçiyi ve aktivisti niçin tutukladıðını açıklamak yerine, sorunu yeni zindanlar inşa ederek çözmeyi planlıyor" denildi.