Stockholm’de Kürt kadınları Cansız, Fidan ve Şaylamez için adalet istedi

Stockholm’de Kürt kadınları Cansız, Fidan ve Şaylamez için adalet istedi

“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü” 25 Kasım’da İsveç’in bir çok yerleşim biriminde alanlara çıkan kadınlar kadınlara yönelik şiddetin son bulmasını talep ederlerken, Stockholm’deki gösteride Türkiye ve Kürdistan’da kadınlara yönelik artan şiddeti gündeme getiren Kürt kadınları Bu yılın Ocak ayında Paris’te katledilen üç kadın devrimci; Sakine Cansız,Fidan Doğan ve Leyla Şaylamez için adalet istedi.

100 civarında kadın kurluşunu bünyesinde barındıran İsveç’in en büyük kadın kuruluşu Roks 21-22 Kasım günleri Stockholm’de “Şiddete karşı mücadele, bilgi deneyim ve yöntemler” temalı Ulusal Kadın Konferansı düzenlendi.

25 Kasım günü de 11 yerleşim biriminde protesto gösterileri , bir çok yerleşim biriminde de kadınlara yönelik şiddetin ele alındığı panel ve konferanslar düzenledi. Göteborg’de yapılan gösteride konuşma yapan Sara Andersson, Hükümetin şiddeti önlemek için verdiği tüm sözlere karşın kadınlara yönelik şiddetin hızından bir şey kaybetmeden sürdüğünü ve geçtiğimiz yıl 28 bin 254 kadının yakınlarının şiddetine maruz kaldığını belirterek polise başvurduğunu söyledi.

Stockholm’deki ilk gösteri sabah saatlerinde şehir garında yapıldı. Şehir garında bir araya gelen bir grup kadın “Dalga” adını verdikleri eylemde kol kola girerek kadın dayanışmasını ve kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi sembolize etti.

SAVAŞLARDA, EVLERDE, İŞYERLERİNDE, OKULLARDA KADINA YÖNELİK ŞİDDET DURDURULSUN

Akşam saatlerinde de Nobel Ödülleri’nin verildiği Konser Binası önünde toplanan İsveç ve Kürdistanlı kadınlar hayatın her alanında, savaşta, evlerde, işyerlerinde, okulllarda kadınlara yönelik şiddetin durdurulmasını talep etti.

TAJK (Tevgara Azadiya Jinen Kurdistan-Kürdistan Özgür Kadın Hareketi) ve YAJK (Yekitiya Azadiya Jinan Kurdistan-Kürdistan Özgür Kadınlar Birliği) bayraklarının ve Amara Kürt Kadın Derneği pankratının taşıdığı gösteride Kürt kadınları adına yapılan konuşmada Arap Baharı olarak adlandırılan Mısır, Tunus, Suriye’de ayaklanmalarda kadınların ön saflarda yer almalarına rağmen kadın haklarının gerici-dinci rejimler tarafından kısıtlandığı, Suriye’de din adına El Nusra gibi çetelerin kadınlara tecavüz ettikleri belirtildi.

AKP İKTİDARINDA KADINA YÖNELİK ŞİDDET ARTTI

Türkiye’de de AKP iktidarı döneminde kadınlara yönelik şiddetin arttığı, AKP Hükümetinin kadınların düşünce, inanç ve vücüdlarına yönelik müdahalelerde bulunduğunu ve kadını dört duvar arasına kapatmak, ucuz işgücü ve savaş politikasına asker yetiştiren nesnelere dönüştürmeye çalıştığına dikkat çekilen konuşmada “El Nusra’nın Rojava’da yaptıklarını AKP Türkiye’de İran rejimi de İran’da yapmaya çalışıyor. Onların ortak yanları mücadele eden kadınları en temel haklarından mahrum bırakmak, tutuklamak ve katletmektir” ifadelerine yer verildi.

“Kürt kadınları Özgürlük Hareketinin kurucularından Sakine Cansız ile birlikte Fidan Doğan ve Leyla Şaylamez’i bu yılın 9 Ocak’ında yitirdi. Onlar Paris’te hunharca katledildiler. Tıpkı 25 Kasım 1960 günü öldürülen Mirabell kardeşler gibi katledilen kahraman üç Kürt kadını yaşamları boyunca özgürlük için mücadele ettiler” denilen açıklamada, Kürt kadınlarının dağlarda, şehirlerde ve köylerde erkek eğemen toplumuna, diktatörlere ve baskıcı rejimlere karşı özgürlük mücadelesini yükselterek katledilen üç devrimci kadının anılarına sahip çıktıklarına vurgu yapılıyor.

 

Gösteri sırasında ellerinde Cansız, Fidan ve Şaylamez’in portrelerinin bulunduğu bir pankratı taşıyan Kürt kadınları pankratın önünde mumlar yaktılar.

KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETTE AZALMA YOK

Kadın-erkek eşitliğinde dünyanın en eşitlikçi ülkeleri arasında yer alan İsveç’te kadınlara yönelik şiddet en büyük toplumsal sorunlardan biri olma özelliğini korumaya devam ediyor. Suçluluğu Önleme Konseyi (BRå) tarafından kamuoyuna açıklanan istatistikler İsveç’te şiddetin ve şiddetin yol açtığı ölümlerde azalma olduğunu gösteriyor.

2011 yılında 81 kişi şiddet sonucu yaşamını yitirirnen bu rakam geçtiğimiz yıl 68’e geriledi. Ancak şiddetten dolayı yaşamını yitiren kadınların sayısında bir azalma görülmüyor. Son 20 yıl içinde yılda yakınlarının şiddetine maruz kalan kadınlardan 17’si yaşamını yitiriyor.

Yaşamını yitiren kadınların çoğunluğu tehdit edildiklerini ilgili kurum ve polise bildirdikleri halde gerekli önlemlerin alınmaması hükümete yönelik eleştirilerin artmasına neden oldu. Geçtiğimiz yıl kamuoyuna yansıyan kadın cinayetlerini ele alıp araştırılması için 9 deneyimli polisin yer aldığı bir “Ulusal Komisyon” oluşturuldu. Komisyon ölüm olaylarını inceleyip kurumların ve polisin bir ihmali olup olmadığını kamuoyuna açıklayacak.

TACEVÜZLERE KARŞI DA ÖNLEMLER ALINMASI İSTENİYOR

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü nedeniyle bir açıklama yapan Roks Başkanı Angela Beausang, kadınlara yönelik tecavüzlere karşı da önlemler alınmasını talep etti.

Yapılan araştırmalar işlenen cinsel suçlarda çok az bir azalma olduğunu olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yıl 16 bin 900 cinsel içerikli suç bildirildi. Bunun 6320’si tecavüz, 7160 ise cinsel taciz oluşturuyor.

Beausang, tecavüz olaylarının sadece % 23’ünün polise bildirildiği göz önüne alındığında kadınlara yönelik tecavüzlerin Suçluluğu Önleme Konseyi’nin yayınladığı rakamların çok daha üzerinde olduğuna dikkat çekiyor.

 Mahkemelerin 1800’li yıllardaki bakış açısıyla kararlar vererek tecavüz eden erkekleri beraat ettirdiğini söyleyen Roks Başkanı, savcı, hakim ve polislerin cinsel taciz ve tecavüz suçları için eğitimden geçirilmelerini talep ediyor.