Stockholm'de terör listesine karşı eylem
İsveç'in başkenti Stockholm'de gerçekleştirilen bir gösteri ile PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması istendi.
İsveç'in başkenti Stockholm'de gerçekleştirilen bir gösteri ile PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması istendi.
PKK'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması ve Almanya tarafından İnterpol aracılığıyla arandıkları gerekçesiyle İsveç'te tutuklanan iki Kürdistanlının; Zeki Eroğlu ve Cihan Ilıman'ın serbest bırakılması için Stockholm'un Sollentuna Tutukevi önünde bir gösteri düzenlendi.
Rojava Komiteleri tarafından “PKK terör örgütleri listesinden çıkarılsın” şiarıyla düzenlenen gösteriye katılan bir grup İsveçli ve Kürdistanlı, “Zeki ve Cihan'a özgürlük”, “PKK halktır, halk burada”. “Biji Serok Apo” gibi sloganlar attı. Eylemciler zaman zaman zılgıtlar çekti ve hep birlikte Kürtçe marşlar söyledi.
NEDEN DAİŞ'A KATILMAK İSTEYENLER DEĞİL DE ZEKİ VE CİHAN CEZAEVİNDE?
ANF'ye eylemleri hakkında açıklamalarda bulunan Rojava Komiteleri'nden Philip Nyström, PKK terör örgütleri listesinde bulunduğu için iki Kürdistanlının tutuklandığını, onların serbest bırakılmaları ve PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılması için gösteriyi örgütlerini söyledi.
Avrupa ülkelerinin Türk devletinin istemleri doğrultusunda hareket ederek Kürt politikacıları ve insan hakları için çalışan ilerici insanları PKK üyesi ve terörist suçlamalarıyla tutuklamalarının kabul edilemeyeceğini söyleyen Nyström, “İşte bu nedenle biz, PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılmasını istiyoruz. Neden DAİŞ'e katılmak isteyenler değil, Zeki ve Cihan cezaevinde tutuluyor? Bu tamamıyla anlaşılmaz. Almanya'nın Kürtlere karşı tutumu tam bir felaket. Tutuklu bulunan iki arkadaşımızın derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz” dedi.
ALMANYA VE TÜRKİYE'NİN KÜRTLERE YÖNELİK POLİTİKALARI AYNI
1988 yılında Alman Hükümeti'nin talebi üzerine İsveç'ten Almanya'ya iade edilen ve 5 ay cezaevinde yatan Hasan İnce ise, Almanya'nın Kürtlere karşı tutum ve politikasının Türk devletinin politikasıyla aynı olduğu düşüncesinde.
Türk devleti ve AKP Hükümeti'nin HDP ve DBP'li politikacılara karşı saldırı ve tutuklamalarının aynısını Almanya'nın yıllardır ülkede bulunan Kürt politikacılara uyguladığını belirten İnce,
“Almanya Kürt politikacılara siz Kürtleri örgütleyemezsiniz, yönetemezsiniz, Kürtlerin buradaki sorunlarıyla ilgilenemezsiniz. Bırakın Kürtler tek tek kendi başına yaşasın diyerek Kürt mücadelesini engellemek, sekteye uğratmak için politik çalışma yürüten Kürtleri tutukluyor. Eğer Almanya ilticacıları kabul ediyor ve bu insanlara siyasi pasaport veriyorsa siyasi çalışmalarına da izin vermesi gerekir. Bu çalışmaları yürütmeleri için de toplumla, Kürtlerle ilişkide bulunmaları gerekir. Ama Almanya siyasi çalışmaları terörizm olarak damgalıyor ve engellemeye çalışıyor” şeklinde konuşuyor.
Alman-Türk ilişkilerinin yüz yıllar öncesine uzandığına ve Osmanlı döneminden beri Almanya'nın Ortadoğu'da bir güç olabilmek için Türkiye ile ittifaklar yaptığına dikkat çeken İnce, “Bu nedenle Türkiye ne yapıyorsa aynısını Almanya yapıyor. Ortadoğu'ya açılmak, bölgenin zenginliklerini ele geçirmek ve bir güç olabilmek için Türkiye ile her alanda işbirliği yapıyor” diyor.
AKP'NİN SAVAŞ POLİTİKASINA DÖNMESİNDEN SONRA ALMANYA BASKILARI ARTTIRDI
İnce, Almanya'da büyük bir Kürt kitlesinin olduğunu ve bu kitlenin kimliğine sahip çıkması için Kürt politikacıların yürüttükleri çalışmalarını Almanya'nın engellemeye çalıştığını söylüyor ve Almanya'nın AKP'nin savaş politikasına yönelmesinden sonra Kürtlere yönelik saldırı ve baskıları arttırdığına şu cümlelerle dikkat çekiyor.
“Almanya her dönem Kürtlerin örgütlenme ve mücadelelerini engellemeye çalıştı. Ama 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP'nin savaş ve soykırım politikasına geri dönmesinden sonra Almanya Kürtlere yönelik tutumunu daha da sertleştirdi. Son bir yıl içinde Almanya'da yüzlerce Kürdün evi basıldı, aramalar yapıldı. Kaset, gazete ve bayrak gibi şeyleri suç unsuru gibi gösterilerek, yasal derneklere gitmelerini bahane edilerek insanlarımızı göz altına alıyor, tutuklanıyor. Almanya, Kürtlerin derneklerle bağını kesmek ve örgütsüzleştirmek için her türlü yönteme başvuruyor. Şu anda Almanya cezaevlerinde 7-8 civarında Kürt tutuklu.”
EROĞLU VE ILIMAN'A PKK SAFLARINA KATILACAKLARI SUÇLAMASI
Zeki Eroğlu nisan ayında, Cihan Ilıman da mayıs ayının ortalarında Stockholm'un Arlanda Havaalanı'nda pasaport kontrolleri sırasında gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Mahkeme, her iki Kürdistanlının da Almanya'ya gönderilmesini kararlaştırmıştı.
Eroğlu'nun İsviçre, İliman'ın da Fransa'da sürekli oturma izinleri bulunuyor. Her iki Kürdistanlı da, Stockholm üzerinden Güney Kürdistan'a Süleymaniye'ye geçmek isterlerken gözaltına alınmışlardı.
Alman Hükümeti Eroğlu'nu Stuttgart şehrinin sorumlusu olmakla suçlamakla birlikte aleyhinde tek bir somut kanıt bile gösteremedi. Ilıman ise bir kadının PKK saflarına katılmasına yardımcı olmakla suçlanıyor. Savcı ve mahkeme, her iki Kürdistanlının da Süleymaniye'ye geçip PKK saflarına katılacaklarını iddia ediyor.
CİHAN ILIMAN ALMANYA'YA GÖNDERİLDİ
Ilıman, mahkemedeki savunmasında Fransa'da yaşadığını Almanya ve Türkiye'nin yakın işbirliği içinde olduğunu ve politik çalışmalarından dolayı Almanya'nın kendisini suçladığını söyledi.
Ilıman'ın avukatı Thomas Olsson, İsveç Haber Ajansı TT'ye müvekkilinin tüm suçlamaları reddettiğini, mahkemenin temel aldığı Almanya'nın tutuklanma isteminde bir dizi yasal eksiklikler bulunduğunu ve bu nedenle de mahkemenin Ilıman'ı Almanya'ya iade etme kararı almasına itiraz ettiklerini açıklamıştı.
Ilıman, mahkemenin Almanya'ya gönderme kararına yaptığı itirazı geri alınca önceki gün polis gözetiminde uçakla Almanya'ya gönderildi.
YENİ TERÖR YASALARI KÜRTLERE KARŞI KULLANILIYOR
İsveç Hükümeti, DAİŞ ve diğer cihatçı terör örgütlerine katılımları engellemek için 1 Nisan gününden geçerli olan yeni bir yasayı yürürlüğe koydu. Yeni yasa terör örgütleri saflarına katılmak amacıyla seyahat edenlerin 2 yıla kadar hapis cezalarına çarptırılabileceklerini hükme bağlıyor.
Yasa tartışılırken insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütleri, tasarının yasalaşması halinde yasanın Kürdistan'da DAİŞ çetelerine karşı mücadele eden YPG/YPJ ve peşmerge saflarında katılmak isteyenlere karşı kullanılabileceği uyarısında bulunmuşlardı.
Savcı ve mahkemenin hiç bir somut kanıt olmamasına rağmen Eroğlu ve Ilıman'a yönelik PKK saflarına katılma suçlamasını yöneltmeleri sivil toplum örgütlerinin kaygılarının haklı olduğunu gösterdi. Yeni yasanın yürürlüğe konmasından sonra sadece tek bir cihatçı hakkında dava açıldı ve dava beraatle sonuçlandı.
Gerçi Eroğlu ve Ilıman Almanya tarafından Interpol tarafından arandıkları gerekçesiyle tutuklandı ama kendilerine yeni terör yasası dayanak yapılarak suçlamalar yöneltilmesi yeni yasanın önümüzdeki dönemde DAİŞ çeteleriyle savaşmak amacıyla Suriye ve Irak'a gideceklere uygulanabileceğinin ve yeni tutuklamaların olabileceğinin ip uçlarını veriyor.
EL NUSRA SAFLARINA KATILMAK İSTEYEN CİHADCI BERAAT ETTİ
İsveç Güvenlik Polisi'nin (SEPO) verdiği rakamlara göre İsveç'ten 300 kişi DAİŞ ve diğer cihatçı örgütlerin saflarına katıldı. Ancak yasanın 1 Nisan tarihinde yürürlüğe girmesinden bu yana yargı karşısına çıkarılan tek cihatçı beraat etti.
Mahkeme kararında, Savcının iddianamesinde 25 yaşındaki gencin terör suçu işleme riskini somutlaştıramadığını, sanığın El Nusra’nın denetimindeki bölgeye hümanist çalışmalar yapmak ve zor durumda kalan insanlara yardım etmek amacıyla gitmek istediğini söylemesinin tamamen göz ardı edilemeyeceğini belirtiliyor.
İstanbul havaalanında yapılan kontroller sırasında 25 yaşındaki gencin bavulunda kamuflaj elbiseleri ve çelik yelek çıktığı için terör örgütlerine katılma kuşkusuyla Türkiye tarafından İsveç’e iade edilmişti.
Daha önceleri silah taşımaktan sabıkası bulunan gencin yakınları, İsveç Güvenlik Polisi’ne gencin Suriye’ye gitmek ve terör örgütleri listesinde yer alan El Nusra Cephesi saflarında savaşmak istediğini söylemelerine rağmen mahkeme 25 yaşındaki kişinin beraatını kararlaştırdı.