Strasbourg’daki Özgürlük Nöbeti TJK-E üyesi Kürt annelerinde

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle Avrupa Konseyi (AK) önünde düzenlenen Özgürlük Nöbeti 232’inci haftasında Almanya’dan gelen Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) üyeleri ve şehit anneleriyle devam ediyor.

TJK-E’nin ayda en az bir hafta özgün olarak üstlendiği Fransa’nın Strasbourg kentindeki nöbet eylemini bu hafta şehit anneleri Rabia Nas ve Diya Hozan ile Seyran Yıldırım ve Helin Amed isimli Kürt anaları sürdürüyor. 

Pazar gününden bu yana nöbet eylemini yürüten Kürt anaları, sıfırın altında 3 dereceye kadar inen soğuklara rağmen sabah saatlerinden akşam mesai bitimine kadar AK, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) olduğu alanda nöbet tutuyor. 

TJK-E grubu adına konuşan Helin Amed, eylemlerine çevredeki bireylerin gösterdiği sempatiye dikkat çekerken, bazı kişilerin eylemin amacı, Kürt Halk Önderi ve özgürlük mücadelesine dair sorularını imkanları çerçevesinde cevapladıklarını söyledi. 

RABİA NAS: TUTUKLAYARAK, EVLATLARIMIZI KATLEDEREK BİTİRECEĞİNİ ZANNETMESİN

İki çocuğu özgürlük mücadelesinde şehit düşen Rabia Nas adlı eylemci, “Türkiye, Avrupa devletleri ve ABD gibi devletler Önderliğimiz üzerindeki tecride son vermedikçe ve özgürleştirerek müzakere masasına oturmayana kadar bizim de bu eylemimiz devam edecek. Bizim mücadelemiz, savaşımız insanlara karşı değil; tam tersine Türkiye’deki faşist devlet ve sistemine karşıdır” diye konuştu. 

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın soykırımcı politikalarına tepki gösteren Rabia ana, Erdoğan ve devletin masaya oturarak ‘kimin haksız kimin haklı olduğunu tartışmaları’ gerektiğinin altını çizdi. 

“Biz sağ olduğumuz sürece kimse bizim çocuklarımızı, seçilmiş vekillerimizi ve belediye başkanlarımızı tutuklayarak, evlatlarımızı katlederek bizleri bitireceğini zannetmesin” diyen Rabia Nas, esir alınan her bir bireyin yerine çok daha fazlasının mücadeleyi sürdürdüğünü vurguladı. 

Nas, Kürt halkının 4 parçada birlik olması çağrısı yaparken, Mesud Barzani başta olmak üzere Güney Kürdistanlı yönetici ve siyasetçilerin de Kürt halkının çıkarları için siyaset yapması gerektiğini dile getirdi. 

SEYRAN YILDIRIM: BAŞKANIMIZ BEYNİMİZ, RUHUMUZ VE CANIMIZDIR 

Eyleme Almanya’nın Bochum kentinden gelen Seyran Yıldırım isimli Kürt annesi ise, nöbet eylemine Öcalan’ın özgürlüğünü tüm dünyaya haykırmak için katıldığını söyledi. 

Kürt Halk Önderi’ne yönelik esaret ve tecriti kabul etmeyeceklerini ve derhal son bulmasını istediğini söyleyen Seyran Yıldırım, “Başkanımız bizim beynimiz, ruhumuz ve canımızdır. O özgür değilse biz de özgür değilizdir. O özgür olursa, 4 parçadaki tüm Kürtler özgürleşecektir. Ve biz de bundan dolayı bu esareti kabul etmiyoruz” diye konuştu. 

Kürtlüğünü savunan her bireyin artık tutuklama ve zindanla karşılaştığına dikkat çeken Yıldırım, “Erdoğan, ‘Kürtleri böyle bitiririm’ diye hiç sevinmesin. Kürtler artık 100 yıl önceki Kürtler değildir. Sağ olduğumuz sürece, elimiz ayağımız tuttuğu sürece bizler de bu buna karşı mücadele edeceğiz” diyerek, faşizme tepkisini dile getirdi. 

‘AVRUPA ERDOĞAN FAŞİZMİNE KARŞI SESSİZ KALMASIN’ 

Bir kızı ve oğlunu özgürlük mücadelesinde kaybettiğini söyleyen Diya Hozan ise, yaşlılığına rağmen özgürlük nöbetine katılanlardan. 

Avrupa devletlerine çağrı yapan şehit annesi, Türk devleti ve Erdoğan faşizmiyle olan çıkar ilişkilerine son vermelerini istedi. Erdoğan’ın Kürtlere yönelik soykırım operasyonlarına Avrupa’nın sessiz kalmaması çağrısında bulunan şehit annesi, Kürt halkının da mücadelesinden vazgeçmeyeceğini vurguladı. 

25 Haziran 2012’de başlatılan Öcalan’a Özgürlük Nöbeti 232 haftadan bu yana aralıksız olarak devam ettiriliyor. Eyleme bugüne kadar aralarında Kürt kurum temsilcileri, sanatçıları ve basın mensupları ile Avrupalı Kürt dostlarının da aralarında olduğu bini aşkın kişi katılım gösterdi. 

TJK-E üyesi ve taraftarı yüzlerce kadının da katıldığı eylemde bugüne kadar yüz binlerce broşür, bildiri ve kitapçık dağıtılırken, on binlerce kişiye sözlü bilgilendirme yapıldı. Geçtiğimiz yıla kadar Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle on binlerce imza da toplanmıştı.