Strasbourg eylemi 14’üncü gününde
KCD-E ve TJK-E öncülüğünde Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde başlatılan oturma eylemi 14’üncü gününde yoğun bir programla devam etti.
KCD-E ve TJK-E öncülüğünde Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde başlatılan oturma eylemi 14’üncü gününde yoğun bir programla devam etti.
Birçok Türkiyeli ve Kürdistani kurum temsilcisi de eyleme destek verdi.
Her gün yüzlerce Kürdistanlının dönüşümlü olarak sürdürdüğü ve binlercesinin de ziyaret ettiği eylemde bugün de panellerin yanı sıra devrimci dayanışma ziyaretleri gerçekleşti.
50 kadar Avrupa Partizan taraftarı, Strasbourg’daki Avrupa Konseyi (AK), AİHM ve İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) binalarının olduğu alana kadar bir yürüyüş gerçekleştirdi. Eylem çadırının ilerisindeki AİHM ve CPT binalarının önünde toplanan Partizan taraftarları, ellerindeki bayraklar ve ‘Yaşasaın Halkların Kardeşliği’, ‘Yaşasın Devrimci dayanışma’ gibi sloganlar attı.
AK önündeki oturma eylemcilerine dayanışma mesajını sunan Partizan üyelerini Kürdistanlılar da alkış ve zılgıtlarla karşıladı.
Burada Partizan taraftarları adına yapılan konuşmada, Rojava’da savaşan YPJ’li kadın savaşçılar olmak üzere tüm Dünya emekçi kadınlarının Kadınlar Günü kutlandı. Cizre, Sur, Silopi, İdil ve Nusaybin ile diğer kentlerde direnen Kürt halkının selamlandığı konuşmada, Kürdistan’da ağır bedeller ödendiği vurgulandı.
Cizre’de direnerek yaşamını yitiren Mehmet Tunç’un da anıldığı konuşmada şöyle dendi: “Bir selam aldık Mehmet Tunç‘tan; ‘direndik ama asla diz çökmeyeceğiz’. Ve bu selama sadık kalacağız. Rojava bize örnektir. Rojava‘da öğrenecğimiz çok şey var. Rojava‘daki mücadele tüm Ortadoğu‘ya yayılacak. Hep birlikte HPG ile TİKKO ile Türkiyede devrimi gerçekleştireceğiz. Kobane‘de olduğu gibi zafer bizim olacak. Bu katliam o kadar büyükki, bu katliama karşı direniş o kadar büyükki zaferi müjdeliyor. Orada direnen yoldaşlarımız sizin bu eyleminizden büyük güç alıyorlar.”
Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) adına konuşan Arda Eren ise, Kürdistan’daki katliamların artık ayyuka çıktığını söyledi. Direnişi ve AİHM önündeki eylemi selamlayan Eren, şöyle dedi: “Türkiye Kürdistanı hendek hendek direnerek, köy köy direnerek haklara Artvin’de olduğu gibi örnek oluyor. Türkiye‘de nasılki insanlar hep birlikte direniyorsa, biz de Avrupa’da birlikteliği kurarak özgürlüğü daha da yakınlaştıracağız. Onun için bugün buradayız. Avrupa‘da yaşayan hakların bu direnişinizi görmelerini umuyor ve bekliyoruz. Biz kimsenin savaşçısı olmayacağız, halkımızın savaşçısı olacağız ve bu direnişinizin bir parçası olacağız.”
ROJAVA, ROJHİLAT VE BAKUR’DAN SİYASETÇİLERLE PANELLER
Strasbourg’daki eylem kapsamında yüzlerce kişinin katılımıyla paneller de düzenlendi.
Panelde yüzlerce kişiye hitap eden Cizire Kantonu Dışişleri Bakanı Abdulkerim Osman, Rojava’daki direnişle yepyeni bir tarih yazıldığının altını çizdi. Kürtlerin Suriye’deki örgütlü tutumu sayesinde ‘ikinci bir Lozan’ın ilanının engellendiğini söyleyen Osman, bu sayede Kürtlerin yok sayılmasının önlendiğini vurguladı.
‘ÖCALAN’IN KURTULUŞU BAŞLATTIĞI KOBANE ‘KURTULUŞ FİTİLİNİ ATEŞLEDİ’
Rojava Devrimi’nde Kobane’nin önemine de dikkat çeken Abdulkerim Osman, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Rojava’da ilk girdiği kent olan Kobane’de kurtuluşu başlattığını, Kobane’nin de DAİŞ’e karşı direnişle ‘kurtuluşun fitilini ateşlediğini’ dile getirdi.
Rojava’da kadın devriminin de gerçekleştiğini kaydeden Osman, halkların birlikte kurduğu sisteme ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Rojava’da Kürt, Ermeni, Çeçen, Asuri ve Türkmenler el ele vermiş kendilerini yönetiyorlar. Bu devrim tüm hakları kucaklayan bir sistemdir. Kuzey Suriye’de tüm halklar yanyana geldi QSD’yi oluşturdu. Kuzey Suriye’de halkarın federasyonu olacaktır. Grésipi’de yeni bir hamle ile Cizire Kantonu’nun tamamını özgürleştireceğiz. Bu hamle iki gün önce başlamıştır. Rojava’da Kürdün, Türkmenin, Çerkezin, Arabın, Ermeninin ve Süryaninin kanı bir birine karışmıştır. Rojava toprakları halkların kanı ile sulanmıştır. Yine, 2016 yılının da Kuzey Kürdistan’ın Başkan Apo’nun özgürlük yılı olmasını diliyorum.”
ELİPUR: DEMOKRATİK KONFEDERALİZM DÖRT PARÇA İÇİN TEK ÇÖZÜMDÜR
Doğu Kürdistan’daki son gelişmeler üzerine düzenlenen panelde konuşan Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) adına konuşan İbrahim Elipur da, Kuzey Kürdistan’daki direnişi selamladı. Kürdistan’ın tüm parçalarındaki acıların ortak olduğunu vurgulayan Elipur, şöyle dedi: “hangi parçada olursak olalım hep aynı acıyı yaşıyoruz. İran ile Türkiye arasında ne kadar sorunlar olsa da, Kürt sorununa gelince hep birlikte hareket ediyorlar. İran’ın politikası Türkiye’nin politikasından çok farklı değil. Onun için tek dil tek din ve tek millet üzerine politikalarını kurmuşlar. Şii dininden başka bir din kabul görmüyor.”
İran devletinin de Doğu Kürdistan’da çok kirli bir politika yürüttüğünü belirten PJAK temsilcisi, “Başkan Apo’nun Demokratik Konfederalizm modeli dört parça Kürdistan için tek çözümdür” vurgusunu yaptı.
KAV’DAN HALK MECLİSLERİ KONULU PANEL
Kürt siyasetçi Fuat Kav ise, Halk meclislerinin önemi ve işlevine dair bilgilendirme yaptı.
Halk meclislerinin giderek her alanda yaygınlaşması gerektiğini söyleyen Kav, “herkes bu meclislerde yer almalı. Başkanın dediği gibi, meclisler köylere şehirlere ve mahallelerde hayata geçirilmeli. Ve herkes bu meclise üye olmalı. Hatta Başkan; ‘meclislere üye olmayanlara selam dahi vermeyin’ diyor. Bu bağlamda herkes meclislerde ve komisyonlarda yer almalı. 40 milyonluk bir halk bir statüye sahip değil, ne acı bir durum. Türkiye 200 bin Kıbrıs Türkü için konfederalizm isterken, 40 milyon Kürdü görmezlikten geliyor” diye konuştu.
Kürtlerin statüsüzlüğünün yaşadığı ve yaşayacağı kötü muamelelerin esas nedeni olduğunu belirten Kav, meclislerin önemini şu sözlerle anlattı: “eskiden bir çavuş yanına bir asker alarak tüm köyü sıraya diziyor ve her türlü kötülüğü yapıyordu. Biz özgürleşip sistemimizi kurmadığımız sürece bu tür muamelelere maruz kalırız. KCK operasyonları adı altında 4 bin kişi gözaltına alındı. KCK operasyonuna benzer bir operasyon geliştirmek isteyen düşmana karşı hendekler kazıldı. Halkımız çok mücadele vermiş ama örgütlü ve birlikte hareket etmediğimiz için başarıya ulaşamamışız. Düşman bizi siyaseten ve din adına parçalamış. Din adına, siyaset adına parçalanmayı kabul eden Kürtler kendi kimliğinden uzaklaştı. Bu noktada Başkanın ve PKK’nin ortaya çıkışı önemli. Bu parçalanmışlığı ortadan kaldırdı ve birlikteliği sağladı. Bu temelde meclisler bizim birlikteliğimizin sembolüdür. Her din, her renk, her topluluk bu meclislerde yer almalı.”
TEV-ÇAND üyesi müzik gruplarının da yer aldığı Strasbourg’daki eylem önümüzdeki hafta da devam edecek. HDP Riha Milletvekili Osman Baydemir de yarın saat 13.00’de çadır eylemini ziyaret ederek, bir halk toplantısı gerçekleştirecek.