GÖRÜNTÜLÜ

Süleymaniye’de milliyetçilik, mezhepçilik ve ulus devlet tartışıldı

Süleymaniye’deki Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın öğretileri doğrultusunda yapılan konferansın ilk günü, milliyetçilik, mezhepçilik ve ulus-devlet eleştirileriyle son buldu.

Konferansın akşam saatlerinde yapılan son paneli “Ortadoğu’da zihniyet sorunu: milliyetçilik, oryantalizm, dogmatizm ve mezhepçilik” başlığı altında gerçekleşti.

Panelin moderatörlüğünü araştırmacı-yazar Ali Kenanoğlu yaptı. Panelde konuşan HDP Milletvekili Hüda Kaya, Ortadoğu geneli ve yeryüzünde insanlık olarak en temel ihtiyacın barış olduğunu söyledi. Kaya, Ortadoğu’nun tam bir akıl tutulması ve felsefe kıtlığı yaşadığı bir dönümünde, Öcalan’ın fikirlerinin çok önemli olduğunu vurguladı.

KAYA: ORTADOĞU’DA İNANÇ DEĞİL İNANÇSIZLIK HAKİM

Ortadoğu’da inançtan çok bir şeyin olmadığı görüntüsüne rağmen tam bir inançsızlığın hakim olduğunu belirten Kaya, Rojava’nın umutsuzluk konusunda tam bir kırılma sağladığını vurguladı. Kaya, “Rojava bir toprak parçası değil, aynı zamanda bir paradigma ve bir perspektif parçasıdır” dedi.

Asıl tartışılması gerekenin iktidarcılık ve tarihi olduğunu söyleyen Kaya, bugün Ortadoğu’da yaşanan krizin insanlığın krizi olduğunu ifade etti. Kaya, dincilik, milliyetçilik, mezhepçilik, kabilecilik, iktidarcılığa karşı barış ve kardeşlik bilinciyle yaşanabileceğini gösteren bir perspektif, bir yol ve dayanışmanın var olduğunu belirtti.

MEZHEPÇİLİĞİN BÖLGEDEKİ KARŞILIĞI, DAİŞ

Mezhepçiliğin bölgedeki karşılığının DAİŞ olduğuna dikkat çeken Hüda Kaya, bu çete yapılanmasında mezhepçiliğinin önemli rol oynadığını belirtti. Kaya, “Dindar toplumlarda dinciliğin aşılması özellikle mezhepçiliğin aşılmasından geçmektedir” dedi.

Kaya, şöyle konuştu: “Bugün Ortadoğu’nun ortasında Rojava başta olmak üzere Öcalan’ın öğretilerinin devlet dışı, özyönetimci, özgür ve eşit bir şekilde halkların ve inançların barış içinde yaşama iradesine, umuduna büyük katkı sunmuş, yol açıcı bir sorumluluk üstlenmiştir.”

Kaya, “Dinsel bir yüzleşme ve devrimsel bir öze dönüş olmazsa bu kaostan kurtulmak mümkün değil” diyerek sözlerini noktaladı.

KASSAS: ULUS DEVLET BÜTÜN SORUNLARIN KAYNAĞIDIR

Modernite ve Demokrasi Partisi’nden Suriye yazar ve siyasetçi Firaz Kassas, “Milliyetçiliğin esasları” konulu bir sunum yaptı. Birçok Arap dergisine yazdığı yazılarla da tanınan Kassas, Öcalan’ın görüşlerinin uluslararası bir boyut aldığını söyledi. Kassas, milliyetçilikten bahsederken Öcalan’ın ulus devlet çözümlemesinin önemi üzerinde durdu. Tüm fikirlerini Öcalan’ın kitaplarından aldığını söyleyen ulus devletin faşizme götürdüğünü, gücünü erkekten aldığını, cinsiyetçi ve kadın düşmanı olduğunu kaydetti. Kassas, “Ulus devlet bütün sorunların kaynağıdır. Çok renkliliği kabul etmez. Farklı düşüncelere kapalıdır, ırkçı partilere yol açar. Ortak yaşam değerlerine karşıdır. Ulus devletler de hukuk da işlemez. Hiçbiri kendisini hakikatlere dayandırmaz” şeklinde konuştu.

RAHMANİ: ÖCALAN İNSANLIĞA LAYIK BİR DÜNYAYI ÖNGÖRÜYOR

İran devriminde aktif rol alan ve bugün İsveç Pen üyesi Bahman Rahmani “Bilim yöntemi olarak oryantalizm” üzerine bir sunum yaptı. Ortadoğu coğrafyasının çok çalkantılı olduğunu, çok büyük acıları tecrübe ettiğini belirten Rahmani, Arap Baharı denilen süreçle birlikte son olarak içine girilen değişim dönüşüm sürecini değerlendirdi. Rahmani, bölgedeki savaş ve krizlerin aşılmasında ufukta net bir çözümün görünmediğini belirtti. “Net bir tahmin ve öngörüde bulunmak zordur” diyen Rahmani, Türkiye’yi örnek gösterdi. Ekonomik açıdan bir istikrardan kaos sürecine girişin yaşandığını ifade eden Rahman, devlet ve hükümet çıkarlarının dışında çözüm aranması gerektiğini kaydetti.

Yayımlanan on üç kitabıyla da tanından yazar Rahmani, kapitalist sistem ve uzantılarını mevcut savaş ve krizlerin sorumlusu olarak gösterdi. Rahmani, Ortadoğu’da savaşın sürekliliği, baskı ve darbe ortamının Batılı iktidarların çıkarları doğrultusunda işlediğini söyledi. Uluslararası sermaye güçler ve bölgesel uzantılarının, çözümsüzlük içerisinde olduğunu belirten Rahmani, Öcalan dışına çözüm üreten başka aktör olmadığını belirtti. Bazı eleştiriler olsa da gerçekliğin bu olduğunu dile getiren Rahmani, Rojava modelinin Ortadoğu için pratik bir çözüm içerdiğini ifade etti.

Rahmani, Öcalan’ın Murray Bouckin ile olan yakınlığına işaret ederken, Bouckin’in her zaman komünist, anti kapitalist devrimci özünü korumayı bildiğini dile getirdi. Öcalan’ın politik öğretilerinin her kesin önüne seçenekler koyduğunu ifade eden Rahman, “Bugün elimizde yeni bir model vardır. İnsanlığa layık bir dünyayı öngörüyor. Kendi kaderini ve toplumsallığı yaratmaktadır. Öcalan yarattığı özgür yaşam sistemi ile ulus devlete karşı sürekli bir mücadele içerisindedir” şeklinde konuştu. Rahmani, sunumunda Öcalan’ın tezlerini geniş bir şekilde anlattı.

SANCAR: DAİŞ’E KARŞI MÜCADELE ZİHNİYET DÜZEYİNDE OLMALI

HDP Milletvekili, akademisyen ve yazar Mithat Sancar, 21. Yüzyılda İktidar İslam’ı konulu bir sunum yaptı. Ortadoğu’da sadece silahlı değil, zihniyetler arasında da bir savaşın hakim olduğunu belirten Mithat Sancar, sunumunu özellikle DAİŞ zihniyeti üzerinde durdu. DAİŞ’in yaptıklarına dair kullanılacak bütün sıfatların az kalacağını ifade eden Sancar, “Ama IŞİD sadece bundan ibaret değildir. Katliamlara ve vahşetlere rağmen ayakta kalmayı başarmış bir örgütle karşı karşıyayız. Yürütülen savaş çok boyutlu ve uzun süreli olacaktır. Savaş sadece bir çeteye karşı yürütülmüyor” dedi. Sancar, zihniyet düzeyinde ele alınmadıkça, DAİŞ ile mücadelenin etkili olmayacağını sözlerine ekledi.

DAİŞ’in yaptığı önemli siyasal hamlelerden birinin Halifelik ilan etmesi olduğunu belirten Sancar, DAİŞ’i, belli bir zihniyeti acımasız terör eylemleri ile bir zihniyeti hakim kılmaya alışan bir örgüt olarak tanımladı.

Bugün DAİŞ’e karşı en etkili mücadele eden gücün Kürtler olduğunu söyleyen Sancar, bunu da Öcalan’ın perspektifleri ve çözümlemeleri doğrultusunda değerlendirdi.

DAİŞ zihniyetinin savaşı kalıcı bir iktidar aracı olarak gördüğünü belirten Sancar, buna karşı özgürlükçü, demokratik ve komünal bir gücün olduğunu kaydetti. Sancar, DAİŞ’e karşı verilen bu etkili mücadelenin arakasındaki temel gücün, “haklı bir zihniyet” olduğunu dile getirdi. 

...