‘Suphi ve arkadaşlarının cinayetinin aydınlatılması buzkıran işlevi görecek’

‘Suphi ve arkadaşlarının cinayetinin aydınlatılması buzkıran işlevi görecek’

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 1921 yılında Büyük Millet Meclisi’nin (BMM) çağrısı ile Türkiye’ye davet edilen ve akibetleri Türkiye siyasi tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak kalan Mustafa Suphi ve arkadaşlarının cinayetinin aydınlatılmasının bir buzkıran görev göreceğini belirtti.

Suphi ve arkadaşlarının cinayetlerinin aydınlatılması için “Meclis Araştırması” açılmasını öneren Baluken, “Mustafa Suphi ve arkadaşlarının ölümü ile ilgili hakikatin ortaya çıkarılması tarihle yüzleşme açısından büyük bir önem arz etmektedir” dedi.

28 Ekim 1920’de Mustafa Kemal’in emriyle Resmi Türkiye Komünist Fırkası kurulduktan sonra BMM’nin Türkiye’ye davet ettiği Mustafa Suphi ve arkadaşlarının bu daveti kabul ederek M. Kemal ve arkadaşları ile ittifak yapmak üzere Ankara’ya gitmeye karar verdiklerini belirtti. Suphi ve arkadaşlarının yol boyunca yaşadığı sürecin detaylarını da paylaşan Baluken, “TKP heyeti, 28 Ocak akşamı saat 17.20 civarında Trabzon’a vardı. Kayıkçılar Kâhyası Yahya ve adamları heyetin yolunu Değirmendere mevkiinde keserek Çömlekçi Mahallesinin alt yolundan doğruca iskeleye (Buhtiye) çevirdi. Burada Mustafa Suphi ve arkadaşları tükürükler, küfürler ve tekmeler eşliğinde bir motora doğru sevk edildiler. Hemen arkalarından Kâhyanın silahlı adamlarını taşıyan bir motor daha kalktı. Motorlar sabaha karşı 4-5 sıralarında boş olarak geri döndü, ama kimsenin iskeleye yanaşmasına izin verilmiyordu. Birkaç gün sonra tayfalardan birisi, motordakilerin birkaç mil açıkta, elleri ve ayakları bağlanarak denize atıldıklarını söyledi” dedi.

TKP belgelerinde, Anadolu’ya hareket edenlerin toplamının Merkez Komite üyeleri ile birlikte 30 olduğunu da vurgulayan Baluken, şunları belirtti: “Merkez Komite üyesi Mehmet Zeki ile üst düzey parti kadrosundan Süleyman Sami hasta oldukları bahanesiyle Erzurum’da veya Maçka’da alıkonulup, Ankara Hükümeti’nin himayesine mazhar olmuşlardı. TKP Harici Bürosu, haberin alınması ardından, Doğu Halkları Propaganda ve Faaliyet Kurulu Başkanlığına gönderdiği mektupta, isim belirtmeksizin 16 kişinin öldürüldüğünü yazmıştı. Aynı organ adına Ahmet Cevat’ın (Emre) 2 Nisan 1921 tarihli mektubunda ise, M. Suphi, dört Merkez Komite üyesi ve on iki diğer yoldaşlarımız denmektedir ki, burada verilen rakamlarla öldürülenlerin toplam sayısı 17ye ulaşmaktadır. Mete Tunça’ya göre motorda öldürülenlerin sayısı, Mustafa Suphi ile birlikte 14’dür. Tunçay, listeye ayrıca Mustafa Suphi’nin eşi Meryem’i eklemektedir. Emrah Cilasun başka kaynaklarda geçen isimleri de dikkate alarak öldürülen komünistlerin sayısının daha çok olabileceğini söyler.”

Baluken, siyasi bir cinayet olduğu aşikar olan bu vakanın aydınlatılmasının diğer siyasi cinayetlerin aydınlatılmasında buzkıran işlevi göreceğini de kaydetti. Bunun için de meclis araştırmasının elzem olduğuna dikkat çekti.