Sur Belediyesi’nin Fransa ziyareti devam ediyor

Sur Belediyesi’nin Fransa ziyareti devam ediyor

Diyarbakır’ın Sur ilçesi ile Fransa’nın Thionville kentleri arasındaki kültürel işbirliği kapsamında Kürt dili ve çok dillilik üzerine düzenlenen etkinlikler devam ediyor.

Diyarbakır-Sur ve Bitlis Norşin (Güroymak) belediyelerinden bir heyetin de katıldığı Thionville Sınırlar ve Diller adlı festival kapsamında dün Sur Belediyesi’nin çok dilli belediyecilik kapsamında yürüttüğü çalışmalar tanıtıldı. Festival kapsamında ayrıca çekimleri Diyarbakır Suriçi’nde yapılan ‘Gelecek Uzun Sürer’ isimli film gösterimi yapılırken, Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın katılımıyla, Kürt sorunu, faili meçhul cinayetler, kayıplar ve Diyarbakır’daki azınlıklar üzerine bir tartışma da düzenlendi. 

Pazar günü festival programı kapsamında ilk olarak, Rouen Üniversitesi öğretim üyesi , dilbilimci Salih Akın ve Sur Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Altınkaynak’ın katıldığı ‘Kürt dilinin son yıllardaki gelişimi ve Çok Dilli Belediyecilik üzerine bir sohbet toplantısı düzenlendi. Salih Akın Kürt tarihine ilişkin kısa bir sunum yaptığı konuşmasında, Kürt dilinin tarihsel gelişimini anlattı. Kürtçe’nin değişik lehçelerinin coğrafik dağılımı, lehçeleri ve zengin kelime hazinesine de değinen  Akın, özellikle son on yıllarda dil üzerine yoğunlaşan çalışmalara dikkat çekti.

Kürtçe’nin özellikle Türkiye’de yaşadığı baskılara da konuşmasında yer veren Kürt dil bililmcisi, devletin TRT Şeş televizyonunu açmasının bile, uzun yıllar süren bir tabunun kırılmasının işareti olduğunun altını çizdi. Akın, Kürtçe ile ilgili çalışmaların yoğunlaştırılması ve eğitim dili olarak kullanılmasının önemine değinirken, aksi halde uzun vadede Kürtçe’nin de Anadolu ve Kürdistan’da bir çok dil gibi yok olmakla yüzyüze kalacağı uyarısında bulundu.

ÇOK DİLLİ BELEDİYELİCİK BÜYÜK TAKDİR TOPLADI

Toplantıda daha sonra söz alan Sur Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Altınkaynak da, uzun yıllardır uygulamaya koydukları çok dilli belediyecilik hizmeti üzerinde durdu. Kürtçe’nin yaşadığı baskılara kısaca değinen Altınkaynak, çok dilli belediyeciliğin Sur kentinde yaptıkları anket çalışmalarının ürünü olduğunu kaydetti. İnsanların belediye hizmetlerinden daha etkin bir şekilde yararlanabilmesi için en iyi anladıkları dil olan ana dillerinde konuşup, irtibat kurmalarının önemine dikkat çeken Altınkaynak, bunun da kendileri için yeterli bir gerekçe olduğuna vurgu yaptı.

Asimilasyonun önüne geçebilmek için özellikle çocuklar ve kadınların dil öğretimine ağırlık verildiğini belirten Sur Belediye Başkan Yardımcısı, bu kapsamda çıkarılan hikaye, masal kitapları ile Kürtçe dergileri bu amaca yönelik çalışmalara örnek gösterdi. Sur Belediyesi olarak sadece Kürtçe’nin değil, Diyarbakır’da kullanılan Ermenice, Süryanice ve Arapça gibi dillerin de kendileri için önemli olduğunun altını çizen Altınkaynak, bu dillerde hazırlanan kentsel hizmetleri anlatma ve tanıtım broşürlerini, kitap, turizm rehberleri vb. gibi çalışmaları tanıttı.

Mehmet Ali Altınkaynak, Sur Belediyesi olarak yaptıkları çok dilli belediyecilik çalışmaları yüzünden başkan Abdullah Demirbaş ve diğer belediye meclis üyelerinin maruz kaldıkları hukuki baskılara ve davalara ilişkin de bilgi verdi. Altınkaynak, halkın kendilerini sahiplenmesi ile devam ettirmekte kararlı oldukları çalışmalarının yasaklayıcı bir çok kanun maddesini de boşa çıkardığını da sözlerine ekledi.

Festival programı kapsamında ayrıca, Diyarbakır’da çekilen ve yönetmenliğini Özcan Alper’in yaptığı ve Kürdistan’da yaşanan faili meçhuller, kayıplar ve Diyarbakır’daki Ermenilerin durumunun ele alındıığı 2012 yapımı  ‘Gelecek Uzun Sürer’ filmi gösterildi. Sanatçı, bilim adamı ve yerel yöneticilerin de aralarında olduğu 150’ye yakın kişinin izlediği film gösterimi ardından,  Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş izleyicilerin sorularını yanıtladı.

Fransız eski büyükelçi ve jeograf Michel Foucher’in moderatörlüğünde soru-cevap şeklindeki tartışmaların olduğu bu bölümde  Demirbaş, böylesi önemli bir filmin Fransa’da gösterilmesinin önemli olduğunu söyledi. Abdullah Demirbaş, Gelecek Uzun Sürer filminin Kürdistan’da son 30 yılda yaşanan acıları görünür kılma ve bu konudaki hassasiyeti geliştirmede önemli bir adım olduğuna dikkat çekti.

Yaşanan tüm faili meçhullerin, kayıpların, Kürt, Ermeni ve diğer halklara uygulanan katliamların tek bir filme sığdırılmasının mümkün olmadığını belirten Demirbaş, bu tür çalışmaların gelecek için umut verici olduğunu kaydetti. Demirbaş, "bu filmde görülenler aslında yaşananların çok küçük bir kısmını yansıtıyor. Ben, filmde bahsi geçen Lice’nin Sise köyünde doğdum. Yine Kulp’ta yaşananların acısını bizzat gördüm ve yaşadım. Aynı şekilde Ermeni halkının yaşadığı acıları, el konulan topraklarının nasıl talan edildiğini biliyoruz. Güzel olan bir şey var ki, filmde geçen Surp Giragos Ermeni Kilisesi artık Diyarbakır belediyelerinin de katkısıyla restore edilmiş durumda ve yıkık değil artık" dedi.

Demirbaş, barış ve özgürlük dolu bir gelecek yaratılması için de, Türkiye Devleti’nin şimdiye kadar yaptıklarından ötürü tüm halklardan ve inançlardan özür dilemesi gerektiğinin altını çizdi.

ESKİ BÜYÜKELÇİ: İYİ BİR GELECEK HAZIRLAMAK UZUN ZAMAN ALIR

Film ile ilgili görüşlerini bildiren eski Fransız büyükelçisi ve jeograf Michel Foucher de, Gelecek Uzun Sürer filminin tek başına kendilerine bir çok konuda aydınlanmaya yardımcı olduğunu söyledi. Öğrencilerin halen okullarda ‘Türküm doğruyum’ şeklindeki nutukla sıralanmalarına dikkat çeken Foucher, aslında tüm yaşananların kaynağının katı merkeziyetçi ulus-devlet modeli olduğunu belirtti.  Türkiye gibi bir ülkede iyi bir gelecek hazırlamanın uzun zaman alabileceğini kaydetti. Foucher, buna rağmen bir çok can alıcı sorunun çözümü ve gerçeklerin açığa çıkarılmasının önemli olduğunun da altını çizdi.