Suriye'de savaş 10'uncu yılına giriyor

Birinci ve ikinci dünya savaşlarından bile daha uzun süren Suriye iç savaşı 10'uncu yılına giriyor. Vekalet savaşı olarak başlayan ve yüz binlerce ölüm, milyonlarca göç, onlarca kentin viraneye dönmesine neden olan savaşta artık asli unsurlar sahada.

15 Mart 2011'de fiili olarak başlayan Suriye iç savaşı 10'uncu yılına giriyor. Geride kalan 9 yılda 500 bin insanın ölümü, milyonlarca insanın göç etmesi, yüzbinlerce insanın işkence ve kötü muameleye uğramasında neden olan savaş, geride bir kısmı işgal altında olan virane bir ülke bıraktı.

Suriye'de iç savaş 10'uncu yılına girerken Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), "her on saatte bir Suriyeli çocuğun savaşın sonucu olarak yaşamını yitirdiğini duyurdu.

Tunus'ta işportacı Muhammed Bouazizi’nin kendisini yakması ve Tunus devlet başkanı Zeynel Abidin Bin Ali'nin devrilmesiyle fitili ateşlenen "Arap baharı"nın son ve en yıkıcı uğrağı Suriye oldu.

Tunus, Mısır ve Libya'nın ardından çanlar Suriye için çalmaya başlayınca, birçok güç Suriye'deki Baas rejiminin birkaç ayda devrileceğinin hesaplıyordu. Ancak işlerin öyle olmayacağını öngöreren ve ona göre planlamalar yapanlar da vardı.

'SIRA SENDE DOKTOR' SLOGANI

Ocak 2011'de Hesekê'de Hasan Ali Akleh isimi bir genç, rejimi protesto etmek amacıyla kendisini yaktı. Ardından Şam'da polisin bir esnafı dövmesinin ardından halk, “Suriye halkı aşağılanamaz” sloganıyla sokağa çıktı.

Daha sonra İhvanı Müslim'in Suriye'deki merkezlerinden Dera'da bir grup genç, Tunus'ta Zeynel Abidin Bin Ali'nin, Mısır'da Hüsnü Mubarek'in ve Libya'da Muammer Kaddafi'nin devrilmesine anıştırmada bulunarak, duvara "Sıra sende doktor" grafitisini çizdi.

'HALK REJİMİ DEVİRMEK İSTİYOR' SLOGANI

Göz doktoru olan Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'a verilen bu mesajın ardından daha önce Mısır ve Yemen'de duyulan "Eş-Şa’ab yürîd iskât en-Nizâm! (Halk rejimi devirmek istiyor)" bu kez Suriye'de duyulmaya başlandı.

"Sıra sende doktor" sloganını duvara yazan 15 öğrencinin yakalanarak işkence edilmesi üzerine 15 Mart'ta halkın buna öfkesi, Deraa'dan başlanarak Suriye'nin Hama, Humus, Lazikiye, Qamişlo ve Dêra Zor kentlerine yayıldı. Ardından “Cuma öfkesi” süreklileşmeye başlandı.

KÜRTLERLE DİĞER GRUPLARIN İLK AYRIŞMASI

İlk olarak Hesekê, daha sonra Şam, Halep ve Dera'da başlayan eylemlerde Kürtleri, diğer grupların eylemlerinde ayrışmaya götüren şey ise "Eş-Şa’ab yürîd iskât en-Nizâm!" sloganı oldu.

Öyle ki "cuma öfkesi" eylemlerine yine Kürtler katılırken hatta en kitlesel olan yerlerin başında Rojava kentleri gelirken, daha sonra kendilerine Suriye muhalefeti diyecek olan gruplarla hareket eden kimi grupların dışında Rojava'da bu slogan atılmadı.

Rojava'da hayata geçirilen "üçüncü yol stratejisi" bunu esas almıyordu ve daha sonraki süreçlerde "üçüncü yol" stratejisi daha gür bir sesle dile getirilmeye başlandı.

ESAD BAZI ADIMLAR ATTI AMA...

İsyanı "dış mihrakların işi" olarak tanımlayan Esad, protestoların önünü almak için zorunlu askerliğin süresini azalttı, maaşlar yükseltti, bazı siyasi tutsakları serbest bıraktı ve o güne kadar kimlik dahi verilmeyen Kürtlere yurttaşlık gibi hakları tanımak zorunda kaldı.

Ancak diğer yandan şiddet de devam ediyordu. Nisan ayındaki bir eylemde tutuklanan ve bir ay boyunca ağır işkencelerin yapıldığı 13 yaşındaki Hamza el Hatip’in parçalanmış cesedi üzerinde yanıklar ve üç kurşun deliği bulunan, 25 Mayıs tarihinde ailesine teslim edildi.

Hatip'in fotoğraflarının sosyal medyada yayımlanması üzerine bir öfke patlaması yaşandı ve Hatip ayaklanmanın sembollerinden biri haline geldi.

SİLAHLI GRUPLAR İLK KEZ ANTALYA'DA TOPLANDI

Haziran’a gelindiğinde mücadelenin silahlı kanadı toparlanmaya başladı. 2 Haziran'da Antalya’da buluşan Suriyeli 300 muhalif “Suriye’de Değişim Konferansı” gerçekleştirdi. Konferans sonucunda 31 kişiden oluşan bir komite kuruldu.

Konferansa Arap aşiretleri, Îxvan-ı Müslim (Müslüman Kardeşler), bazı Kürtler, bazı Arap Aleviler, Türkmenler, Dürziler, Hıristiyanlar, Süryaniler, Aydınlar, kimi sivil toplum örgütleri, önde gelen kanaat önderleri, Şam Deklarasyonu liderleri, Avrupa’daki Suriyeliler, ABD’deki Suriyeliler, Ortadoğu’daki Suriyeliler, Türkiye’deki Suriyeliler katıldı.

Temmuz’da ise Riyad el-Esad liderliğinde, Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kurulduğunu açıklandı. 11 Ekim’de ÖSO'nun siyasi kanadı Suriye Ulusal Konseyi (SUK) kuruldu.

KUZEY VE GÜNEY OPERASYON ODALARI: MOM VE MOK

Suriye savaşının başlamasından sonra rejimi devirmek için güneyde ve kuzeyde ABD öncülüğünde kurulan müşterek askeri operasyon odaları (Ürdün’de MOK, Türkiye'de MOM) kuruldu.

MOK ve MOM'da bir çatı altında toplanan grupların en büyük destekçileri ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün ve Katar'ın yanı sıra Avrupa ülkeleriydi.

Silah desteğinin sağlandığı siyasi, diplomatik, propaganda ve ekonomik destek verilen bu grupların güneyden ve kuzeyden Şam'a yürümesi ve rejimi devirmesi bekleniyordu.

CİHATÇILARIN SURİYE'YE GİRİŞİ

2012 yılında El Kaide lideri Eymen el-Zevahiri'nin yayımladığı bir video ile "Müslümanları” Suriye'deki cihada çağırması üzerine ülkede terör saldırıları düzenlenmeye başlandı. Ocak ayında ise El Kaide'nin Suriye kolu olarak El Nusra Cephesi çetelerinin kuruluşu ilan edildi.

Nusra çetelerinin ülkede güçlenmeye başlaması ve Suriye Muhalefeti'nin parçalı olması (buna Suriye Muhalefeti içerisindeki devrimci-sosyalist ve demokrat kesimlerin tasfiyesini de eklemek gerekir) sonrası ülkede yaşayan Kürtler, Dürziler, gayrı müslimler ve Alevilere yönelik toplu katliamlar başladı.

BM SURİYE'DEKİ DURUMU İÇ SAVAŞ OLARAK ADLANDIRDI

O güne kadar El Kaide bağlantılı grupları "cihatçı kardeşlerimiz" diyerek ülkeye davet eden Suriye Muhalefeti, (Bunda Suriye Muhalefetine ev sahipliği yapan ve onları yönlendiren Türkiye'nin rolünü de unutmamak gerekir) tarihinin en büyük hatasını yaptığını sonraki yıllarda görecekti.

12 Nisan 2012'de Birleşmiş Milletler'in (BM) ülkede sürdürdüğü "barış görüşmeleri"nin başarısız olduğu açıklandıktan sonra 13 Haziran'da da ülkedeki durum aynı BM tarafından "iç savaş" olarak tanımlandı.

ROJAVA İÇİN DEVRİM ZAMANI

Takvimler 19 Haziran'ı bulduğunda Kürtler ve Rojava'daki diğer halklar; Suriye muhalefetinin Ezaz, Minbic ile Cerablus gibi kentlere el koyması üzerine Rojava Demokratik Hareketi (TEV-DEM) öncülüğünde Kobanê'de devrim bayrağını dalgalandırdı. Kobanê'yi sırasıyla Dêrik, Amûdê, Efrîn ve diğer Rojava kentler takip etti.

SURİYE İÇ SAVAŞINDA BAZI ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTALARI

Ülkede 9 yılı geride bırakan ve vekalet savaşından doğrudan devletlerin savaşına doğru evrilmeye başlanan Suriye iç savaşının bazı dönüm noktaları şöyle:

- Kasım 2011: Arap Birliği'nin devreye girmesiyle hazırlanan barış planı, 28 Ocak 2012'de başarısız olduğunu duyurdu.

- 12 Nisan 2012: Savaşı durdurmak için BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan tarafından hazırlanan yeni plan doğrultusunda ateşkes ilan edildi. Ancak ateşkes 1 Mayıs'ta bozuldu. Kofi Annan da 2 Ağustos 2012’de de istifa etti.

- 30 Haziran 2012: Suriye'de tarafları "uzlaştırmak" için Cenevre siyasi geçiş görüşmeleri başladı. Ama bu görüşmelere Kürtler çağrılmadı.

- 21 Ağustos 2013: Doğu Guta'da kimyasal silahların kullanıldığına dair iddialar ortaya atıldı. Olaya ilişkin taraflar birbirini suçlarken, konu hakkında uluslararası uzman kurumlar tarafından ise çelişkili raporlar yayımlandı.

- Haziran 2013: El Kaide lideri Eymen el Zevahiri yaptığı yazılı açıklama ile DAİŞ'in Irak'ta El Nusra'nın ise Suriye'de hareket etmesi gerektiğini belirtti. Ancak Bağdadi, yayınladığı ses kaydıyla bunu kabul etmedi ve açıktan El Kaide'ye karşı çıktı.

- 22 Ocak 2014: Cenevre’de ikinci kez başlayan ve Kürtlerin davet edilmediği görüşmelerden de sonuç çıkmadı.

- 22 Ocak 2014: Rojava'nın Cizîrê Kantonu'nda özerklik ilan edildi.

- Ocak 2014: İran'a bağlı güçler ve Lübnan Hizbullah'ı Suriye hükümetine destek için ülkeye girmeye başladı.

- Ocak 2014: El Nusra ile DAİŞ çatışması sonrası Rakka DAİŞ'in eline geçti.

- 21 Mayıs 2014: DAİŞ Suriye'nin tarihi kenti Palmira'yı ele geçirdi.

-15 Eylül 2014: Irak'ın yüzde 40'ı ve Suriye'nin de yüzde 35'ni işgal eden DAİŞ, Kobanê'ye saldırdı.

- Ekim 2014: ABD öncülüğündeki DAİŞ karşıtı uluslararası koalisyon DAİŞ'e hava saldırılarına başladı.

- 26 Ocak 2015: YPG/YPJ savaşçıları 134 günlük tarihi bir direnişin ardından DAİŞ'i Kobanê'de yenerek, çete örgütüne ilk yenilgisini tattırdı.

- Ocak 2015: Suriye'nin Dêra Zor vilayetinin büyük kısmı DAİŞ'in eline geçti.

- 28 Mart 2015: Fetih El Şam ismi altında El Nusra öncülüğünde bir araya gelen silahlı gruplar İdlib'i işgal etti.

- 30 Eylül 2015: Rusya, Suriye iç savaşına doğrudan müdahale etti.

- Ekim 2015: Avusturya’nın başkenti Viyana’da krizin çözümü için yeni bir diplomatik atak başlatıldı.

- 12 Ekim 2015: Suriye halklarından 13 devrimci güç, Demokratik Suriye Güçleri (QSD) çatısı altında kuruluşlarını ilan etti.

- Kasım 2015: Rus savaş uçağı Türk devleti tarafından düşürüldü.

- 18 Aralık 2015: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararını kabul edildi.

- 29 Ocak 2016: Cenevre görüşme serisinin üçüncüsü düzenlendi. Görüşmelere Demokratik Suriye Meclisi (MSD) yetkilileri de çağrıldı. Ancak Türkiye'nin karşı çıkması üzerine davetiyeler kurumsal olarak değil kişilere gönderildiği için MSD görüşmelere katılmayı kabul etmedi.

- 12 Şubat 2016: ABD ve Rusya Dışişleri bakanlaarı Almanya’nın Münih kentinde “ateşkes” için yeniden bir araya geldi.

- 24 Ağustos 2016: Türk ordusu ve ÖSO adını verdiği çete gruplar, Cerablus ve Ezaz'ı DAİŞ'ten devraldı. DAİŞ'liler Türk devleti destekli çetelere katıldı.

- 23-24 Ocak 2017: Rusya, İran ve Türk devleti arasında ilk Astana toplantısı yapıldı.

- 4 Nisan 2017: Doğu Guta'nın ardından İdlib'in Han Şeyhun kentinde de bir kimyasal mizansen organize edildi.

- 4 Mayıs 2017: Rusya, İran ve Türk devleti arasında Astana'da yapılan toplantıyla 4 gerginliği azaltma bölgesi kuruldu.

- 10 Mayıs 2017: Tabqa Barajı DAİŞ'ten temizlendi.

- 17 Ekim 2017: Reqa vilayeti ve ona bağlı onlarca kasaba ve yüzlerce köy 5 aşamalı operasyonlar sonucu DAİŞ'ten temizlendi.

- 18 Ocak 2018: İşgalci Türk devleti Efrin saldırılarına başladı. Rusya ile Türk devleti arasında Efrîn'e karşılık Doğu Guta anlaşması yapıldı.

- 30 Ocak 2018: Soçi’de anayasa komitesi kurulma kararı alındı.

- 14 Mart- 24 Nisan 2018: Doğu Guta’dan zorunlu tahliyeler yapıldı. Bölge rejimin eline geçti.

- Temmuz 2018: Dera ve Kuneytra gibi kentler, silahlı gruplar ile Suriye hükümeti arasında yapılan görüşmelerle Suriye güçlerine devredildi.

- 17 Eylül 2018: Türk devleti ile Rusya arasında Soçi'de imzalanan mutabakat ile İdlib'teki silahlı grupları tasfiyesi için yol haritası hazırlandı.

- 21 Mart 2019: Demokratik Suriye Güçleri (QSD) DAİŞ'in "hilafeti" ve "devleti"ne Dêra Zor'un Baxoz kasabasında son verdi.

- Ağustos 2019: Suriye güçleri Rusya'nın desteğiyle Han Şeyhun'u Türk devleti destekli çetelerden aldı.

- 9 Ekim 2019: ABD'nin çekilmesi sonrası Türk devleti Serêkaniyê ve Girê Spî'ye işgal saldırıları başlattı.

- 27 Ekim 2019: DAİŞ çetebaşı Ebubekir Bağdadi QSD ve ABD'nin özel bir operasyonuyla İdlib'te Türkiye sınırında öldürüldü.

- Aralık 2019: Suriye güçleri Rusya ve İran'ın desteğiyle İdlib'e operasyona başladı.

-29 Ocak 2020: Suriye güçleri, Rusya ve İran desteğiyle İdlib'in Maaret El Numan kentini, Türk devleti destekli çetelerden aldı.

- 27 Şubat 2020: Şubat ayı boyunca İdlib'e askeri sevkıyat yapan Türk ordusu Rusya ve Suriye'nin hava saldırısında yüzü aşkın askerini kaybetti.

- 5 Mart 2020: Erdoğan Moskova'ya giderek Putin'den ateşkes istedi. İmzalanan ateşkes sonucu bugün, yani Suriye iç savaşının başlama tarihi olan 15 Mart'ta Rus ve Türk devriyeleri M4 otobanında (Halep-Lazkiye) atılmaya başlanacak.