Suruç vahşetinden sağ çıkan Ulaş Alankuş, Suruç'ta katledilen arkadaşlarının cenazelerine katıldığı için tutuklandı, yaklaşık 8 ay cezaevinde kaldı. Kısa bir süre önce cezaevinden çıkan Alankuş, SGDF'nin “Suruç için adalet, herkes için adalet” kampanyasının yürütücülerinden. Alankuş, adalet isteyen herkese, Saray karşısında bir araya gelme çağrısını yaptı.

Ulaş Alankuş, 19 yaşında çok genç bir devrimci. 33 devrimcinin katledildiği Suruç'tan sağ çıkanlardan. Patlama sırasında yere çökmüş bir durumda pankart tutuyordu. Patlama ile birlikte ellerinin üzerine düşüyor. Kulaklarında bir uğultu duyuyor. Ne olduğunu anlamadan oradan uzaklaşmaya çalışıyor. Üzerlerine yukarıdan el bombası ya da ses bombası atıldığını düşünüyor. Amara Kültür Merkezi'nin kapısına ulaşıp, arkasını döndüğünde neler olduğunu anlıyor.

Ayakta kalan diğer yoldaşları ile birlikte yaralıları taşımaya başlıyor. Bu sırada polisin tehdit ve saldırılarına maruz kalıyor. Patlamadan önce hiç ortalıkta görünmeyen zırhlı polis araçları, patlamanın hemen ardından geliyor. Ambulanslardan önce onlar gelerek, yolu kapatıyorlar.

YARALI TAŞIRKEN POLİS ÜZERİNE SİLAH DOĞRULTTU

Ulaş Alankuş tüm bunların yaralıların taşınmasını engellemek için yapıldığına dikkat çekiyor ve ekliyor: “İlk önce büyük zırhlı araçlar geldi. Silahlarını çıkartıp bize doğru doğrultular. Ortada hiçbir şey yoktu. Ardından kalkanlı polisler, askerler geldi. Onlar bir arkadaşımıza saldırdı. Ben o sırada yaralı taşıyordum. Ama bağrışlarını durdum. Yaralıyı dışarıya çıkarttıktan sonra ben de oraya doğru koştum. Küfür ediyorlardı. Ben o an gözlerinde, 'Bu neden ölmemiş' sorusunu gördüm. O an içimde oluşan öfkeyi anlatamam.”

DEVRİM ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ GÖRDÜĞÜM DÜŞTÜ

Ulaş Alankuş da üyesi olduğu SGDF'nin çağrısıyla yola çıkan 300'ü aşkın genç gibi Kobane'nin yarasına derman olmak için yola çıkıyor. Ayrıca bir devrime tanıklık etmek istiyor, “Devrim, çocukluğumdan beri düşünü kurduğum bir şeydi ve ilk kez görecektim” diyor.

Kobanê'ye geçebilmiş olsaydı, hatıra ormanı ve kütüphane yapımına katılmayı planlıyordu.

Yola çıkmadan önce Hatice Ezgi Sadet, Polen Ünlü, Büşra Mete ve Ece Dinç ile birlikte, Anadolu yakasındaki çalışmalarda yer aldığını anlatıyor. Stantlar açıp, yardım toplamışlar. Suruç'ta katledilen 4 genç kadının çabasını hatırlatıyor sürekli, “Herkes gecesini gündüzüne katarak çalıştı. Polen ile Ezgi gündüzleri stant çalışmasına katıldılar. Akşamları bir kafede çalıştılar. Oradan aldıkları ücretle ekonomik destek sundular” diyor.

O çalışmalardan aklında kalan en temel duygu ise herkesin yaşadığı büyük heyecan: “Hepimiz çok heyecanlıydık hem de çok.”

SURUÇ ŞEHİTLERİNİN FOTOĞRAFLARINI YIRTTILAR

Ulaş Alankuş, 11 Ekim'de gözaltına alınarak tutuklandı, yaklaşık 8 ay cezaevinde kaldı. Örgüt üyesi olmakla suçlandı. Delil olarak da Rojava ve Suruç şehitlerinin cenazesine katılması ve evinde bulunan Suruç şehitleri ile çekilmiş fotoğrafları gösterildi.

O fotoğraflardan biri, ev baskını sırasında gözü önünde polis tarafından yırtılmış. Hakkında hazırlanan dosyada da Hatice Ezgi Sadet ile bir stant başında çekilmiş fotoğrafı konulmuş.

Cezaevi günleri için hem iyi hem de kötü diyor. İyi olan, dışarıda koşturmaca içinde tutamadığı yası tutması. Kötü olan ise,  bu süreçte dertleşebileceği yoldaşlarından uzakta olması.

Katliamın ardından tutuklanmasının, Suruç'la bağlantılı olduğunu düşürüyor. Delil olarak Suruç şehitlerinin fotoğraflarının dosyada yer aldığına dikkat çeken Alankuş, “Belli ki, katlettiklerini mezara gönderdiler, katledemediklerini de zindanlara göndermeye çalıştılar. Bu öfkelerini net bir şekilde gösterdiler” diyor.

ADALETİ ONLARDAN ALACAĞIZ

SGDF'nin “Suruç için adalet, herkes için adalet” kampanyasının yürütücülerinden olan Alankuş, kampanya kapsamında toplanan imzalarla bir milyon insanı AKP/Saray rejiminin karşısında adalet talebi etrafında birleştirmek istediklerini belirtiyor.

Reyhanlı'dan Roboski'ye, Gezi'den Cizre'ye, Alyan bebekten translara herkes için adalet istediklerinin altını çiziyor ve ekliyor: “Bu katliamda devletin, onun polisinin, askerinin suç ortaklığını biliyoruz. Bu nedenlerden onlardan adalet beklemiyoruz. Biz onlardan adaleti kendimiz alacağız. Bunun uğrunda mücadele ediyoruz. Bunun için bu ülkenin vicdanlı insanlarına sesleniyoruz. Bir araya gelerek, adaleti sağlayalım, diyoruz.”