‘Taksim dayanışması bu ülkenin onurudur’
‘Taksim dayanışması bu ülkenin onurudur’
‘Taksim dayanışması bu ülkenin onurudur’
Taksim Dayanışması, Gezi Parkı Direnişi nedeniyle süren gözaltı ve tutuklamaları protesto etti. Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın "suç örgütü" açıklamasına yanıt veren Dayanışma, "Taksim Dayanışması 'suç örgütü değil, bu ülkenin onurudur. Dayanışma biziz, buradayız!" dedi.
Taksim Dayanışması bileşenleri, Gezi direnişinden dolayı süren gözaltı ve tutuklamalara ilişkin Taksim Hill Otel’de basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, Taksim Dayanışması'nı oluşturan örgütlerin temsilcileri, kişiler, aydınlar, akademisyenler ve tutuklu Gezi direnişçilerinin aileleri katıldı.
Taksim Dayanışması bileşenlerinin temsilcileri tek tek konuşma yaptı. İlk olarak konuşan Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu “Kent kültür demokrasi insan hakları ve özgürlükler için buradayız” dedi.
TTB Merkez Konsey Başkanı Özdemir Aktan ise, burada hekimleri temsilen burada olduğunu belirtti. Tüm hekimlerin dayanışmanın içerisinde yer aldığını söyleyen Aktan şöyle devam etti: “Geçtiğimiz günler çok şey değiştirdi. Türkiye bir daha asla aynı Türkiye olayacak. Bir korku yaratılmıştı, Gezi bu korkuyu yerle bir etti. Gözaltı ve tutuklamalarla bu korku yeniden yaratılmak isteniyor ama bu sonuç vermeyecek. Taksim Dayanışması'nın marjinalize etme çabası boşunadır.”
“Bilmi, tekniği, insanlığa, toplumun çıkarı doğrultusunda kullanan bir odayız” diyerek sözlerine başlayan Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Zeki Arslan ise, “Topluma, doğaya karşı işlenen suçlara karşı dün ve bugün olduğu gibi yarında mücadele edeceğiz. Dayanışma'nın bileşeni olan TMMOB, hayatın her alanında mücadelesini sürdürüyor, sürdürecek. TMMOB'u torbalarınıza sığdıramazsınız. Örgüt arıyorsanız, işte örgüt burada” diye devam etti.
KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Mehmet Aydoğan ise, “KESK olara nerede emek ve demokrasi mücadelesi varsa, dayanışma varsa oradayız, parçasıyız. Taksim Dayanışması'da özlediğimiz Türkiye'nin öğelerini oluşturuyor. O nedenle buradayız, Taksim Dayanışması biziz” biçiminde konuştu.
DİSK İstanbul Temsilcisi Önder Atay ise, 15-16 Haziran gibi bir direnişin daha Haziran ayında tarihe yazmanın onurunu ve gururunu yaşadıklarını belirtti. Atay, “Taksim Dayanışması biziz ve buradayız” dedi.
EMO İstanbul Şube Başkanı Beyza Üstün de şunları belirtti: “Anayasal görevimiz olan kamu yararına savunmak, doğayı, bilimi yaşamı, insan yaranını savunmak görevimiz. Eli sopalı katiller serbest bırakılırken, gençlerimizi öldüren katiller serbest bırakılıyor, Dayanışma 'suç örgütü' olmakla suçlanıyor. Başbakan, Dayanışmayı anlamamış demek ki, işte görsün Dayanışma biziz.”
Türkiye’nin önemli bir eşiği atladığını belirten HDK Yürütme Kurulu Üyesi Ender İmrek de ”Emek demokrasi ve barış güçleri, ezilenler, mazlumlar ve mağdurlar tarihlerinde ilk kez güçlü bir halk hareketiyle hükümetin, düzenin ve sistemin karşısına ağıcın, doğanın ve geleceğine sahip çıktı. Taksim Dayanışması bu bakımdan güçlü bir şemsiye oluşturdu. Biz Taksim Dayanışması'yız. Halkların eşitlik, özgürlük ve geleceğinin mücadelesini bundan sonra daha da yükselteceğiz” dedi.
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ise, iki aydır yürütülen mücadele ile sokağın kazandığını, AKP’nin ise kaybettiğini belirtti. O nedenle bu kadar saldırganlaştığını da vurgulayan Ersoy şöyle devam etti: “O nedenle bu kadar saldırgandır, o nedenle Taksim Dayanışması başta olmak üzere halka saldırmaktadır. Mücadelemizi, adalet mücadelesi olarak sürdüreceğiz. Başbakan, halkı kışkırtmaya çalışmak yerine sokaklarda yükseltilen taleplere kulak vermelidir.”
Tarihi bir dönem yaşandığını belirten SDP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Şahin de ”Emek, demokrasi ve barış güçleri, tüm ezilenler barış ve özgürlük taleplerine sahip çıkıyor, sokakları dolduruyor. Taksim Dayanışması, bu demokrasi mücadelesinin önünde yer alıyor. AKP'nin emek, demokrasi güçlerini kriminalize etme çabası devam ediyor. Bu çabalar boşadır. Buradayız ve mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
ESP MYK Üyesi Ongun Yücel ise şunları belirtti: “Taksim Dayanışması'nı 'suç örgütü' olarak lanse etmeye çalışıyorlar. Taksim Dayanışması, bir dayanışma ruhudur. Demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını, halkın taleplerini dile getirme ve savunmanın aracı olduğunu göstermiştir. Taksim Dayanışması biziz, dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz.”
İlk günden itibaren dayanışma içerisinde yer aldıklarını vurgulayan İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Murat Ersoy da ”Bugün de içerisindeyiz, yarında olmaya devam edeceğiz. Böyle olacak diyenlere karşı, hayır böyle olmayacak diyenlerin yanındayız. Her şeyi biz biliriz diyenlere karşı, hayır her şeyi siz bilemezsiniz diyenlerin yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan şunları belirtti: “Taksim Dayanışması, birliğin, birleşik gücün bir dayanışması ve adıdır. Dayanışmanın parçasıyız ve içindeyiz. Hak ve özgürlük aramak bu ülkede suç ise biz bu suçu işlemeye devam edeceğiz.”
Tutsak Aileleri Komisyonu adına konuşan Haydar Tunç da “Taksim Dayanışması içerisinde yer almak suçsa, bu suçu bizde işledik. Çocuklarımızla aynı suçu işledik. Çocuklarımızla birlikteyiz, Taksim Dayanışması biziz” dedi.
BDP PM üyesi Kemal Peköz şöyle konuştu: “Yıllardır ülkenin bir parçasında yürüttüğümüz ve aştığımız korku duvarının, batıda da aşılmış olması, bizim açımızdan özlediğimiz Türkiye'nin gerçek olmasıdır. Türkiye'de bir değil iki ayakla mücadele yürüteceğiz. Dolayısıyla daha güçlü olacağız. Taksim Dayanışması bu imkanı sağladı.”
“Biz hepimiz örgütlüyüz ve bir örgütüz aynı zamanda” diye sözlerine başlaşan Üniversite Dayanışma Platformu ve HDK Ekoloji Komisyonu Beyza Üstün ise, “Akademideki özgürlükleri savunmak için de, yaşam alanlarımızdaki özgürlüklerimiz savunmak için de bir aradayız, sermayenin saldırılarına karşı durmak için de bir aradayız. Bira arada durmaya devam edeceğiz” dedi.
“En önemli kelime dayanışmadır” diye sözlerine başlayan BDP İstanbul Milletvekili ve HDK Yürütme Kurulu üyesi Sebahat Tuncel de şunları belirtti: “AKP'nin dayattığı örgütsüzlüğe karşı dayanışma daha büyük bir anlam kazanıyor. Hükümet suçlu arıyorsa Taksim Dayanışması'na değil, Ankara'ya baksın.”
Temsilcilerin konuşması ardından Taksim Dayanışması adına, Gezi Parkı direnişi içinde yer aldığı için Beykoz Belediyesi'nden atılan Şehir Plancıları Odası Yöneticisi Gürkan Akgün, açıklama yaptı.
Taksim Dayanışması'nın 124 meslek odası, sendika, siyasi parti, mahalle derneği, taraftar grubu ve inisiyatiften oluştuğunu hatırlatan Akgün, daha yeşil, daha yaşanabilir, daha insani, daha demokratik bir kent ve ülke için mücadele ettiklerini söyledi.
Taksim Dayanışası'nın "sağlıklı kentleşme ve yaşanılır kent" talebinin, milyonların daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi talebiyle birleştiğini ve Gezi Parkı ile simgeleşen toplumsal duyarlığın ortaya çıktığını vurgulayan Akgün, şunları söyledi: "Gezi süreci için 'darbeye zemin hazırlama metaforunu' kullananların, hepimizin hafızalarında yer alan ev baskınları, keyfi gözaltı, çıplak arama, zorla parmak izi, polis fezlekesinden iddianame; taraftar grubundan, üniversite öğrencisinden ve meslek odalarından 'terör örgütü' çıkarma gibi darbe dönemlerinin yöntemlerine başvurmak son derece düşündürücüdür.”
Taksim Dayanışması’ndan “yasadışı örgüt” ç ıkarmaya çalışanlara ise Akgün, "Taksim Dayanışması, çağrıcıları, bileşenleri, talepleri, basın açıklaması, etkinlikleri belli, bilinen, aleni, meşru, yasal ve demokratik bir yurttaş ve kurum dayanışmasıdır. Kentine sahip çıkan toplumun tüm kesimlerini 'suçlu’ göstermek ve 'suç örgütü' haline getirmeye çalışmak hukuken suçtur ve bu ilkel, çağ dışı uygulamalarla ülke demokrasisi yüzyıl geriye götürülmektedir" biçiminde seslendi.