Tanya: Halklar İran’da devrim dalgasını tüm kentlere taşımalı!
İran’ın birçok kentinden başlayan serhildanlara ilişkin açıklamalarda bulunan KODAR Eş Başkanı Zilan Tanya İran halklarına ayaklanmayı İran’ın tüm kentlerine yayma çağrısında bulundu.
İran’ın birçok kentinden başlayan serhildanlara ilişkin açıklamalarda bulunan KODAR Eş Başkanı Zilan Tanya İran halklarına ayaklanmayı İran’ın tüm kentlerine yayma çağrısında bulundu.
İran ve Doğu Kürdistan’ın birçok kentinde halkın rejime karşı ayaklanmasına ilişkin konuşan KODAR Eş Başkanı Zilan Tanya ANF'ye önemli açıklamalarda bulundu.
Tanya, İran kentlerinde başlayan serhildanları selamladı.
Serhildanların İran rejiminin içeride ve dışarıda uyguladığı politikalarının sonucu olduğunu belirten Tanya nedenlerini şu şekilde sıraladı: “İran rejimi merkeziyetçi, iktidarcı, eril ve faşizan zihniyete dayanmaktadır. Anayasadan tutalım, sistemin tüm organları ve uygulamalar buna dayandırılmıştır. Yıllardır halklara büyük bir zülüm ve baskı uygulamaktadır.
İran halkları ulusal, kültürel, etnik, inanç ve tarih anlamında büyük bir zenginliğe sahiptir. Bu anlamda İrani halklar çok kültürlü ve çok kimliklidirler. Oysa rejim politikaları tek renkliliği dayatmakta ve bu haliyle tüm toplum kırım, işkence, idam, tutuklama vb. politikalarıyla topluma kendini dayatmıştır. Buna rağmen halk hiçbir şekilde buna boğun eğmemiş, farklı dönem ve süreçlerde, büyük bedeller ödeyerek tepkisini ortaya koymuştur.
Bu toplum hiçbir şekilde bu rejimi kabul etmemekte, bu iktidar da kendini topluma kabul ettirememiş, bu yüzden halk ve iktidar arasında derin bir tarihsel, ekonomik, hukuksal, ruhsal, toplumsal, siyasal uçurum söz konusudur. 38. yılına giren bu faşist rejimin geçmişinde demokratik, toplumcu ve değişime dönük hiçbir adım atılmamış, git gide bu iktidar daha fazla korku ve baskı atmosferi oluşturarak, homojen bir toplum yaratmak istemiştir. Bu yönlü birçok yol ve yönteme baş vurulmuştur. Baskı ve zülüm politikası, nasıl ki geçmişte halkı yıldıramamış, onların demokratik istem ve taleplerine ket vuramamış, bugün de halk, hukuk, demokrasi ve adalet için ayaktadır ve baskılara rağmen susmayacak, bunu daha büyük kitlesel eylemsellikler ile doruğa taşıracaktır.”
Toplumun açlıkla, baskı ve şiddet ile terbiye edilmesi, tek tipleştirme, tüm etnik, kültürel, sosyal ve hukuksal haklarından, yaşam hakkından mahrum bırakılması, kadınları, gençleri, farklı inanç kimliklerinin inkar edilmesi, baskılanmasının, siyasi tutsakların idam sehpasına götürülmesine tepkinin açığa çıktığına dikkat çeken Tanya, “Sendika ve işçi örgütlemelerini yasaklamak, gazeteci, yazar, aydınları ya tutuklamak, ya da ülkeyi terk etmeye mecbur bırakmak, şimdiye dek topluma reva görülen tek uygulama ve yaklaşım biçimi olmuştur. Buna karşı halka bırakılan tek seçenek mücadele, baş kaldırmak, direnmek ve serhildan olmuştur. İran halkları da bugün meydanlara dökülerek kendilerine bırakılan ayaklanma hakkını kullanıyor” diye konuştu.
‘AYAKLANMALAR ANTİ-DEMOKRATİK İÇ VE DIŞ POLİTİKALARIN ÜRÜNÜDÜR’
İran rejiminin dış rekabet ve zıtlaşma üzerinden ayakta durduğunu, dış mihrakları bahane ederek, halkın tepkisini sindirerek, dışa yöneltme politikasının izlendiğini de dile getiren Tanya şöyle konuştu: “Özellikle Arap Baharının başlamasıyla, içeride serhildanların gelişmemesi için, savaşı ülke sınırları dışına taşırarak, bizzat bu savaşlara katıldı ve böylece içeride baskı, dışarıda iç çelişkileri tahrik ederek, varlığını güvence altına almaya çalıştı. Bu politikalar İran’ı ekonomik alanda iflas noktasına getirerek halkın maddi-manevi değerleri heba edildi, rejim karşıtı güçleri hem içte hem dışta çoğalttı. Bölgede hegemon güç olma yolunda, ileriye atıldı. Batıya karşı ise Bercam anlaşması adı altında, ılımlı bir ilişki yaratmak, bölgeye daha fazla nüfuz etmek ve dış müdahaleyi ertelemek istese de bu oldukça geçici ve ara süreç bir formül olmuş, sarıldığı son yaşam simidi istediği sonucu verememiş.”
HALKLAR BİR ARADA İRAN GENELİNDE DEVRİME YÜRÜYOR
İran kentlerinde ayağa kalkan halkların birleşik, bütünlüklü, ortak değer ve talepler etrafında kenetlenerek, İran tarihine has çok renkli, çok yönlülüğüne denk bir şekilde eylemlerini İran’ın tüm kentlerine taşıyarak bir devrime götürmesi gerektiğini söyleyen Tanya, “Bu serhıldanların belli bir bölgeyi, ya da kesimi kapsamadığı gibi, tüm İrani halkların ve kimliklerin sahip çıkması, ekonomik taleplerden, hukuki, siyasal ve kültürel taleplerini dile getirmesi, bunun için mücadeleyi yükseltmesi gerekmektedir. Bu serhıldanlarda birçok kesim farklı görüş ve istemleriyle katılabilir, fakat İran’ın en temel sorunu ve ihtiyacı demokratik, çoğulcu ve adil bir sistemdir. Bunun etrafında birleşmek, bu yönlü istemleri öne çıkarmak ve sisteme dayatmak gerekir” dedi.
Tanya, Ortadoğu’da 8. yılını geride bırakan büyük serhıidan ve devrimlerin bazı dış güçler tarafından sahiplenilmek istendiğini, iktidarcı güçler tarafından halklara rağmen çizgisinden saptırılmak istendiğine dikkat çekerek, İran halklarının rejime karşı başlattığı serhildanlarda iradesini, taleplerini hiçbir gücün insafına ve kontrolüne bırakmaması gerektiği uyarısında bulundu.
‘HALKLARIN TALEBİ KABUL EDİLMELİ’
Uluslararası güçlerin tehdidi altında olan İran’da halk ayaklanmasının bir demokratikleşme ve değişim uyarası olduğunu söyleyen Tanya, İran rejimine şu uyarıda bulundu: “İran bir yol ayırımındadır. Ya halkın meşru, haklı taleplerini kabul ederek demokratikleşme yolunda değişim ve dönüşümü sağlayacak, ya da büyük bir yıkımı yaşayacaktır. Bundan dolayı İran rejimin yapması gereken şey, siyasal duyarlılıkla ve mantıksal bir yaklaşmışla, halkın taleplerini dinlemek, anayasal değişimle, kadın ve işçi hakları, farklı etnik, kültür ve inançların haklarını resmi bir şekilde tanıyarak, büyük bir değişim yapmasıdır. Bunun için demokratikleşme yönünde derhal pratik adımlar atılarak halklar buna inandırmalıdır. Halkın iradesini temsil eden demokratik halk örgütlenmelerinin proje ve alternatif seçeneklerini tanıyarak, siyasi alana katılmaları için, hukuki değişiklikler yapılmalı, toplumu kucaklayacak, demokratikleşme yolunda ilerlemelidir. Aksi takdirde halkın tepkisi ve itirazları büyük bir sel gibi sistemi yıkıma uğratacaktır.”