Tarhan Erdem: Türkiye'de eşitlik dışında çözüm yok!
Tarhan Erdem: Türkiye'de eşitlik dışında çözüm yok!
Tarhan Erdem: Türkiye'de eşitlik dışında çözüm yok!
İzmir’de halkla bir araya gelen Ege Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti, halklar arasında kardeşliğe vurgu yaptı. Heyetin Başkanı Tarhan Erdem, "Kardeşsek, aynı haklara sahip olacağız" diyerek bunun dışında çözüm olmadığını söyledi. Heyet üyesi Baskın Oran ise "İzmir, sapına kadar liberaldi, şimdi sapına kadar devletçi" diyerek bunun nedenleri üzerine durdu.
Akil İnsanlar Komisyonu Ege Heyeti, programları çerçevesinde İzmir'de bulunan STK temsilcileri ile Anadolu Birliği binasında toplantı düzenledi. Toplantı öncesi bir grup İşçi Partisi üyesi bina önünde slogan atarak, toplantıyı protesto etti. Toplantıya, İzmir'de bulunan STK'lerin temsilcileri ile Akil İnsanlar Komisyonu içerisinde yer alan heyet başkanı Tarhan Erdem, heyet üyeleri, Baskın Oran, Fehmi Koru, Avni Özgürel, Hasan Karakaya ve Fadime Özkan katıldı.
Heyet Başkanı Tarhan Erdem, ülkedeki Kürt nüfusun 14-15 milyon olduğunu savunarak, “Kürtlerin 8-9 milyona yakını seçmendir. Türkiye nüfusunun yüzde 15-18'i, İstanbul'da ise yüzde 17-18'i Kürtlerden oluşuyor. Türkiye'de bugünkü rakamlara göre 52 milyon yetişkin var. 3 milyon Kürt ile 3 milyon Türk birbiriyle birinci derece akrabalık içinde. 6 milyon insan akrabadır ama birisi kendine Kürt, birisi Türk demekte ve birlikte yaşamaktadır" dedi.
EŞİTLİK SAĞLANMALI
Tarhan şöyle devam etti: "Türkler ile Kürtler arasında eğitim düzeyi bakımından 1,5 sene fark var. Türkiye'de yaşayan Kürtler, Türklerden 1,5 yıl daha az tahsillidir ve daha az geliri vardır. Bu iki değer bile beraber yaşadığımız insanlara yapılan haksızlığı göstermektedir.”
Eşitliğin sağlanması gerektiğinin altını çizen Tahran, “Bu eşitlik, yönetim, çalışma ve eğitim eşitliğidir. Bu eşitliği sağlamak lazımdır ve bunun da adı demokrasidir. Kardeşsek aynı haklara sahip olacağız, aynı imkana, aynı eğitime, aynı yönetime katılma hakkına sahip olacağız" diye belirtti.
Tarhan, şöyle konuştu: "Çözüm süreci bunu temin etmekten ibarettir. Türkiye'de tüm insanlar eşit haklara sahip olacaktır. Bunu sağlamak için yola çıkılmıştır. Bunun sonucunun mutlaka alınacağına inanıyorum. Bunun dışında hiçbir çözüm yoktur. Bu hepimizin seyirci olmasıyla değil, işin içine girmekle olur. İlk temel hedef de evrensel insan haklarının Türkiye'de uygulanması ve el sıkışırken birinin ötekinden daha kötü durumda olduğunu bilerek duyulan vicdan azabından kurtulmaktır.”
BASKIN ORAN: BEYAZ TÜRKLER EŞİTLİKTEN KORKUYOR
Heyet üyesi Siyaset Bilimci Baskın Oran, sürece karşı olan ‘Beyaz Türkler’in tahtan aşağıya eşitlik düzeyine inmekten korktuklarını söyledi. Bakın Oran, İzmir'de sürece karşı olanların oranının yüzde 49 olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Çünkü İzmir Türkiye'de farklılıklara en fazla alışmış olan yerdir. İstanbul’dan çok daha fazla ancak şu anda bu tahrip edilmiş durumda sebebi ise 1922 İzmir yangınından itibaren sistematik olarak biz farklılıkları katlettik. 6-7 Eylül ben 10 yaşındaydım babam milletvekili diye. Tüm gayrimüslimler bizim evimize toplanmıştı, o gece korkudan yatağıma işedim. 1964'de Rumları kovduk. İzmir’de farklılıkları seven havanın tahribi buradan başladı. İzmir, sapına kadar liberaldi, şimdi sapına kadar devletçi."
Oran sözlerini şöyle sürdürdü: "İzmir 1930'da Fethi Bey’in, Serbest Fırka’nın kalesiydi. 50-60'da Menderes'in kalesiydi. Nasıl oldu İzmir o liberallikten bu devletçiliğe geldi. İzmir’in ekonomisi dibe vurdu. İstanbul'daki Kürt oranı yüzde 16, İzmir’de yüzde 6. İstanbul'da Kürtlere tepki yok İzmir’de var çünkü İstanbul'un sanayisi etkili oldu. Burada sanayi olmadığı için küsüldü. İzmir’in devletçi olmasının sebebi budur. Yukarıdaki tahttan aşağıya eşitliğe inmek istemiyorlar." dedi.
Heyette bulunma sebebini anlatan Fadime Özkan, "Etnik olarak Türküm. Yakın çevremden kimsenin canı yanmadı. Sadece Kürtleri ilgilendiren bir mesele değil. Vicdanen bakmamız gereken insani bir konuyu konuşuyoruz. Toprağa genç insanların kanının dökülmeyeceği bir atmosferi oluşturmak gerek. Bütün Türkiye bu süreçten umut beslemeye başlamış durumda ise çok önemli bir noktada olduğumuzu gösteriyor" diye belirtti. Hasan Karakaya ise, "Barışa desteğimizi sunmak için buradayız. Hükümetin sözcüsü ya da memuru değiliz. Gönüllüyüz. 63 kişi değil 63 milyon bu sürece destek vermeli. Bu işin akılla yönetildiğine inanıyorum. Hepimiz aktör olalım ve yardım edelim" dedi.