TBM Ankara’da ‘barış’ı tartışıyor
TBM Ankara’da ‘barış’ı tartışıyor
TBM Ankara’da ‘barış’ı tartışıyor
Türkiye Barış Meclisi’nin düzenlediği “Barışı tartışıyoruz” konferansı başladı.
Türkiye Barış Meclisi’nin (TBM) düzenlediği “Barışı tartışıyoruz” konferansı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Konferans Salonu’nda başladı. Salona, Akil İnsanlar Heyeti’nin Akdeniz, Doğu Anadolu, Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu’da yürüttüğü tartışmaların ardından ortaya çıkan kimi talepler pankart olarak asıldı. Konuşmacıların bulunduğu platformun önünde “barış için” mum yakıldı.
Konferansa oturumlarda sunum yapacak konuşmacılar, PSAKD Genel Başkanı Kemal Bülbül, BDP Urfa Milletvekili İbrahim Binici, İHD eski Genel Başkanı Hüsnü Öndül, İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Fevzi Ayber, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Temsilciliğinden Sema Kılıçer, Diyarbakır Tabip Odası eski Başkanı Selçuk Mızraklı, BDP İl Eş Başkanı Ahmet Aday, TUHAD-FED Ankara Temsilcisi Havva Özcan ile çok sayıda kişi katıldı.
Konferansın açış konuşmasını TBM Dönem Sözcüsü Hakan Tahmaz yaptı. Tahmaz, Newroz’dan sonra silahların susmasının yarattığı toplumsal atmosferin aylardır barışın, çözümün gerçekleşebilir yol haritası beklentisi ve isteminin hiç bu dönem kadar toplumsal destek görmediğini vurguladı. Büyük bir heyecan ve beklenti yaratıldığını kaydeden Tahmaz, “PKK’nin geri çekilmesi, hükümetin Akil İnsanlar heyeti oluşturması, parlamentoda komisyon kurulması gibi aksaklıklara rağmen önemli, tarihi ve geleceğe farklı bakmamıza yol açan gelişmelerdir. Ancak üzülerek belirtebilirim ki süreç üzerinde kara bulutlar esiyor. Tarafların açıklamalarından sıkıntı ortaya çıkıyor. PKK gerillalarının ne kadarı çekildi üzerinden süreç tıkanıyor. Hiçbir şey çatışmanı, ölümleri yeniden başlamasına gerekçe olamaz. Bu bizim varoluş nedenimizdir” dedi.
‘YETERLİ ŞEFFAFLIK YOK’
Tıkanıklığın açılmasının barış çabası içinde olanların ortak çabasıyla olacağını ifade eden Tahmaz, “Kürt sorununun eşit ve demokratik çözümü için ve sonuç alınabilmesi için sürece bakmakta yarar var. Her şeyden önce süren diyalog bu sürecin yeteri kadar şeffaf olmadığının altını çizmek isteriz. Medya aracılığıyla yanlış algılara yol açılması var olan güvensizliğin daha da derinleşmesine yol açıyor. Sürecin sigortası güven artırıcı önlemlerdir. Bu konuda hükümetin mutlaka süreci tek tabancayla, gücüm var yaparım anlayışı terk edilmeli. Açıklanacak paket ile ilgili hükümet dışında kimsenin bir bilgisi yok. Akil insanların yaptıkları görüşmelerin rapor halinde açıklanmasını Haziran ayında talep ettik. Akil insanlar heyetine de bunu ulaştırdık. Ancak açıklanmayan, kamuoyuna sunulmamış raporlar var. Bu raporlardan bazılarının sonuçlandırılmadığı, son halinin verilmediği doğrultusunda. İki ay süren büyük bir heyecanla yapılan çalışma, çözüm sürecine katkı sunabilecek önemli düzeyde olduğunu hatırlatmak istiyoruz” diye konuştu.
‘SİVİL HEYETLER ÖNEMLİ’
Son aylarda gerillanın yüzde kaçının çekildiği ya da niye yavaşlattığı yönünde tartışmalar yürütüldüğünü belirten Tahmaz, şunları ifade etti : “Öncelikle bu veriler ortada yok. Hükümette olabilir. PKK bilir. Kamuoyunun bilgisi dahilinde olması için oluşturulmuş kurullar yanında sivil kurumlardan bir tür akil insanlar heyetine benzer heyetler oluşturulması gerekir. Sürecin izlenmesi için. Daha önceki çekilmede yaşanan güvensizlik ve kırılmanın oluşmaması için böyle bir heyetin süreci izlemesi gerekir. Bu yapılmadı. Yapılmış olsaydı bu tartışmalar daha sağlıklı ve donanımlı yapılırdı. Çünkü bu tartışmalarda hükümet tarafından da sağlıklı gitmediği, Kandil’e gidişler konusunda çeşitli haberler çıkıyor ve hükümet yalanlıyor. Bütün dünyada çeşitli sivil girişimler süreci kolaylaştıran, katılımcı ve şeffaf olmasını sağlar. Toplumun desteği için bilgi sahibi olunmalı. Atılmış bir adım da yok.”
‘ÇÖZÜM UMUTLARI TÖRPÜLENİYOR’
Tahmaz, anayasa tartışmalarında hiçbir sonuç alınamayacak uzlaşmaların umutlarını törpülediğini ifade ederek, AKP, CHP ve MHP arasındaki anlaşmaya dikkat çekti. Anadil tartışmalarına değinen Tahmaz, bu manada siyasi beklentileri törpüleyen, demokratikleşme önünde kaygı veren gelişmeler olduğunu söyledi. Nusaybin’de gerilla mezarlarına yönelik saldırıya dikkat çeken Tahmaz, “Buna karşı sessizlik de barışa dair gücümüzü eksiltemez. Çözüm umutlarımızı törpülüyor. Herhangi bir hükümet yetkilisi bu konuda ağzını açmadı. Bu kadar vicdansız olarak nasıl çözüm sürecini sürdürebileceğimizi kuşkulandırıyor. Ne kadar kallavi bir sorun olduğunun altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE DEĞİŞMEK ZORUNDA
Rojava’da yaşanan gelişmelere karşı militarist çözüm yaklaşımlarına da dikkat çeken Tahmaz, şunları söyledi: “Rojava’da Kürtleri kırma, ezme amacıyla verilen destek çözüm süreci için güvensizlik ve sorunlara yol açıyor. Kürtlerin Ortadoğu’da ortaklaştığı bir süreç yaşanıyor. Eskiden olduğu gibi Kürdü Kürde kırdırarak çözüm yolunda ilerlemek mümkün değil. Kürtler eski Kürtler değil. Her şey değişiyorsa Türkiye de değişmek zorundadır. Her alanda daha fazla demokratikleşmeden geçer. Bunun dışında barış gelemez. Çözüm için gerçekçi adımlar atılmadan sonuç alınmayacağını düşünüyoruz.”
Tahmaz’ın konuşmasının ardından konferans Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Esra Çuhadar’ın moderatörlüğünü yaptığı “Barış İçin Olanaklar, Engeller ve Akil İnsanlar Deneyimi” konulu oturumla devam edecek.