TBM: Öcalan ile görüşülsün, yeni bir çözüm iradesi ortaya konulsun

TBM, KCK tarafından ilan edilen tek taraflı eylemsizlik kararını ilişkin Taksim Hill Otel'de basın toplantısıyla düzenledi.

TBM, KCK tarafından ilan edilen tek taraflı eylemsizlik kararını ilişkin Taksim Hill Otel'de basın toplantısıyla düzenledi. Çok sayıda akademisyenin konuşmacı olduğu toplantıda, çatışmasızlığa dönmek için acilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşülmesi ve yeni bir çözüm idaresinin ortaya konulması gerektiği mesajı verildi.

Türkiye Barış Meclisi (TBM), KCK tarafından ilan edilen tek taraflı eylemsizlik kararını Taksim Hill Otel’de yaptığı bir basın açıklamasıyla değerlendirdi. TBM adına akademisyen ve öğretim üyeleri Halil İbrahim Yenigün, Yüksel Taşkın, Meral Sekleyan, Erol Katırcıoğlu, Ziya Halis, Nurcan Kaya’nın konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda açıklama TBM Sözcüsü Hakan Tahmaz tarafından okundu.

Tahmaz, Türkiye’nin adım adım yeniden silahların konuştuğu, cenazelerin kalktığı, ağların ve ovaların bombalandığı, hendeklerin kazıldığı yaygın sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı, kitlesel katliamlar yapıldığı, çocukların kurşunların hedefi olduğu bir ülkeye döndüğünü hatırlatarak sözlerine başladı. Çözüm süreci boyunca 30 yılı aşan savaştan çıkartılan derslerin bir çırpıda unutmak ve ağır bedeller ödendiği yöntemlere dört ele sarılmanın aklın yolu olamayacağını vurgulayan Tahmaz, nefret, öfke ve güç gösterisine dönüşen bu savaşı durdurmakta gecikildiği her anın, zifiri karanlığa daha fazla yaklaşıldığını ifade etti. Bu nedenle bu gidişata dur demek zorunda olduklarını altını çizen Tahmaz, bunun için ilk önce ölümlerin önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.

Ankara katliamının olduğu 10 Ekim 2015 tarihinde, KCK tarafından 1 Kasım seçimlerine kadar geçerli olacak tek taraflı eylemsizlik açıklandığını hatırlatan Tahmaz, ancak bu açıklamayı muhatap almayan hükümetin, askeri ve siyasi operasyonlarına ısrar ettiğini vurguladı. Bu eylemsizlik kararının gerçek anlamda uygulanabilmesinin hayati önem taşıdığını belirten Tahmaz, Türkiye’nin bugünkü gerilimi daha fazla kaldırmayacağını, bu nedenle hızlı hareket edilmesi gerektiğine işaret etti. İlk olarak Öcalan’ın tecridine son verilmesi ve görüşmenin sağlanmasının gerektiğini söyleyen Tahmaz, “10 Ekim’de ilan edilen eylemsizliği çatışmasızlığa dönüşmesinin yolu İmralı’dan geçiyor” dedi. Bunun gerçekleştirilmesi için, parlamentodaki bütün partilerin cesaretle çatışmasızlığa geçiş sağlayacak bir açılım geliştirilmesi gerektiğini belirten Tahmaz, “Oy hesabıyla bu sorun açılamaz” diye konuştu.

Bu ülke insanlarının büyük bir çoğunluğu savaş değil barış istediğini hatırlatan Tahmaz, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “KCK eylemsizlikte ısrar etmeli, parmağını tetikten çekenlere karşı yapılan operasyonlar durdurulmalı, çatışmasızlığa dönmek için Abdullah Öcalan ile görüş sağlanmalı ve yeni bir çözüm iradesinin ortaya çıkaracak bir seçim süreci yaşanmalıdır. Bu da ancak hükümetin ve ana muhalefet partisi olmak üzere bütün partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve seçmenin kendi sorumluluklarını doğru ve zamanında yerine getirmesi halinde başarılabilir.”

‘BEYAZ TOROS TEHDİDİ ACİZLİK’

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Van mitinginde halka yönelik sarf ettiği "Beyaz Toros" tehdidini de değerlendiren Tahmaz, "2015 yılında bu ülke insanlarının geçmişi aşma iradesini gösterdiği süreçte, bir tehdit unsuru olarak 90'ların karanlık dönemlerine gönderme yapmak acizliğin ürünüdür. Türkiye hiç kimseyi, Laz'ını, Türk'ünü, Alevisi'ni 90'lara döndürmez. Bu güç kimse de yok. Değişmeyenler de değişecek" dedi.

 

KİMLİK SİYASET ANLAYIŞINI TERK ETMEK GEREK

Hakan Tahmaz’dan sonra sözü Marmara üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Erol Katırcıoğlu aldı. Türkiye demokrasinin çok aksak, topal yürüyen bir demokrasi olduğunu ve giderek dibe vurduğunu belirten Katırcıoğlu, ülkede kimlikleri ön plana alan bir siyasi alanının giderek hakim olduğunu söyledi. Bu kimlik siyasetinde derhal vazgeçilmesi gerektiğini ifade eden Katırcıoğlu, “Birbirine küfür eden, birbirini yok sayan, birbirinin değerleriyle alay eden bir siyaset ortamını Türkiye toplumu daha fazla taşıyamaz. Bu tür bir siyaset anlayışı devam ettiği sürece çözüm gelmez. Bunun için de kimlik siyaset anlayışı terk etmek gerek” dedi. Sadece kendi kimliğinden ve değerlerinden bakarak, diğerini ötekileştiren bir siyaset anlayışının uzlaşma yürütemeyeceğini hatırlatan Katırcıoğlu, sorunların çözümünün tüm kimlikleri kucaklayan bir siyaset anlayışından geçtiğini söyledi.

İKTİDAR UĞRUNA OLUK OLUK KAN AKMASINA DEĞER MİYDİ?

Marmara Üniversitesi Öğretim üyesi Yüksel Taşkın, Ankara garından cumhuriyetin en kanlı katliamı yaşandığını hatırlatarak, böyle bir iklim de bile havuz medyasının kutuplaşmaya abandığını ve siyasi rant elde etmeye çalıştığı belirtti. Sırf bu yüzden toplumun doğru dürüst yas tutamadığını hatırlatan Taşkın, inanılmaz bir medeniyet kaybının yaşadığını ifade etti. Gazeteci Ahmet Hakan Çoşkun’a yapılan saldırıyı hatırlatan Taşkın, “Ahmet Hakan yazdığı bir yazıda saldırının tek nedeninin programına HDP’li siyasetçileri çıkartmaması için baskı yapıldığını belirti. İşte böyle tuhaf bir seçim kampanyası yaşanıyor, HDP nefes dahi aldırılmıyor, miting yapamıyor, toplu bir şekilde bir araya geldiği zaman katlediliyor. Burada ki en kilit soru değer miydi? Sorusu. Tek parti iktidar olmak için oluk oluk kan akmasına değer miydi?” dedi. AKP’nin 13 yıl boyunca “bugün, yarın” diyerek Kürtleri kandırdığını vurgulayan Taşkın, “Barış böyle inşa edilmez. Güven olmadığı yerde barış olmaz” diye konuştu.

TEM ADI ALTINDA KÜRT HALKINA OPERASYON

“Huzur” operasyonu adı altında topyekun bir saldırı başlatıldığına işaret eden Avukat Nurcan Kaya, “Bu huzur operasyonu denilen şey ülkeyi felakete götürdü ve terörle mücadele adı altında bir örgüt ile değil adeta bir halkla operasyon yapılıyor” dedi. Burada sadece KCK tarafından ilan edilen çatışmasızlık karşı askeri operasyonların durdurması çağrısı için değil aynı zamanda siyasi ve hukuki operasyonların da bitirilmesi çağrısında bulunmak için burada olduklarını aktaran Kaya, bu siyasi ve hukuki operasyonların toplumu ayrıştırdığını ve kutuplaşmayı derinleştirildiğini söyledi. Kaya, HDP üyelerine ve il, ilçe binalarına yönelik yapılan saldırılar konusunda hiçbir etkin soruşturma yürütülmediğine dikkat çekti.

İKTİDAR OLMAK İÇİN HER ŞEY YAPARLAR!

Çözüm sürecinin başladığı günden itibaren AKP hükümetinin samimiyetine inanmadığını, sürece hep endişeyle baktığını ifade eden Eski Çalışma Bakanı Ziya Halis, AKP'nin bugüne kadar yaptığı her şeyin iktidarını korumak, Kürt oylarını almak için yaptığını vurguladı. "Bu işin sonunun geldiğini görünce paçaları tutuştu” diyen Halis, AKP’nin 1 Kasım'da tek parti iktidar olmak için her şeyi yapabileceğini söyledi.

Yeniden çatışma sürecine dönülmesinin sadece AKP değil, aynı zamanda askeriyenin projesi olduğunu düşündüğünü vurgulayan Halis, "Öcalan ile neden görüşmeler engelleniyor? Bunu PKK de açıkça ifade ediyor Öcalan ile görüşme başlatılmalı bu çözüm için bir adım olacaktır. Bunu örgüt de ifade ediyor. Neden bu görüşme başlatılmıyor. Bence Öcalan ile görüşme sağlanırsa bu konuda bir rahatlama olabilir" diye konuştu.

GÖZE GÖZ, BÜTÜN DÜNYAYI KÖR EDER

Sosyal çatlakların arttığı bir süreçte bu yaşananları onaylamamanın mümkün olmadığını kaydeden İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyesi Halil İbrahim Yenigün de, barışı onarmak için geç olmadığını ve KCK'nin çağrısına cevap vermek gerektiğini belirti. Yenigün "Gandi'nin dediği gibi göze göz, bütün dünyayı kör eder. Biz de bu anlamda üçüncü göz olarak süreci takip edip, süreç içinde yer almalıyız. Bu şekilde barışı ilmek ilmek örmek amacımız olmalı" dedi.

KEMİKLERE, ÖLÜLERE BİLE SAYGILARI YOK!

Yapılan konuşmaların ardından yeniden söz alan TBM Sözcüsü Hakan Tahmaz, Kürdistan'da mezarlıkların bombalanmasına da tepki gösterdi. "Durum bu kadar çığırından çıkmış durumda. Kemiklerimize, ölülerimize bile saygıları kalmadı. Demek ki bu kadar acı çekiyorlar ve bu acıyı da mezarlıklardan dahi çıkarmak istiyorlar" dedi.