‘Tecrit değil, özgürlük’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride tepki gösteren HDP Milletvekili Nursel Aydoğan, İmralı’da anayasa ve uluslararası sözleşmelerle çelişen özel bir hukukun işlediğini söyledi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride tepki gösteren HDP Milletvekili Nursel Aydoğan, İmralı’da anayasa ve uluslararası sözleşmelerle çelişen özel bir hukukun işlediğini söyledi.
AKP/Saray hükümetinin topyekun savaş konsepti çerçevesinde gerek Türkiye anayasasını gerekse de imzalanan uluslararası sözleşmeleri yok sayarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uyguladığı tecridi devam ettirmekte.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, ‘Rehine Hukuku’ çerçevesinde 18 yıldır kesintisiz bir tecride maruz kaldığını belirten HDP Milletvekili Nursel Aydoğan, “Zaman zaman ailesi ve avukatlarıyla yaptığı görüşmelerden tutun da çözüm sürecinde İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmelere kadar hiçbir durum bu tecridi ortadan kaldırmadı. Bugün İmralı’nın kapısında Adalet Bakanlığı İmralı F Tipi Cezaevi yazmasına rağmen orada Türkiye’deki diğer F Tiplerinden farklı olarak özel bir ceza ve infaz kanunu çerçevesinde ‘Rehine Hukuku’ uygulandığını biliyoruz. Türkiye İmralı Cezaevi’nde uyguladığı bu hukuk ile sadece kendi yaslarını değil, imzaladığı uluslar arası sözleşmeleri de ihlal ediyor. Örneğin Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi ve diğer tüm üyeler gibi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin CPT, tarafından sürekli kontrol edilip yazılan raporlar doğrultusunda söz konusu bu ihlalleri ortadan kaldırması gerekirken, İmralı’daki koşullar hiçbir şekilde düzeltilmediği gibi gittikçe ağırlaştırılıyor” dedi.
‘ÖCALAN, TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN BİR LİDER’
“Sayın Öcalan geliştirdiği paradigma ile tarihin seyrini değiştiren ender kişiliklerden biridir” diyen Aydoğan, şöyle devam etti: “İnsanlık tarihinde yaşamın akışını değiştiren lider kişilikler her zaman için egemenlerin hedefi haline gelmiştir. Bu liderlerden biri olan Mandela, ülkesindeki siyahi insanların kaderini değiştirerek köle bir halktan özgür bir halk yaratmak için mücadele verip hayatının 27 yılını zindanda geçirmiştir. Yine Sayın Öcalan’a baktığımız zaman hem Ortadoğu’da hem de Türkiye’de insanlığın kaderini değiştirecek bir paradigmanın sahibidir. Bu paradigmanın yaşama geçirilmesi ile birlikte Ortadoğu’da özgür insan ve özgür toplumdan söz edebiliriz. Öte yandan Sayın Öcalan geliştirdiği bu paradigma ile Ortadoğu halklarının birlikte yaşamının mümkün olduğunu ortaya koyup Emperyalistlerin Ortadoğu üzerindeki planlarını suya düşürdüğü için kesintisiz bir tecride maruz kalmaktadır.”
‘TECRİT KOŞULLARINI İNSANLIK İÇİN KAZANIM HALİNE GETİRDİ’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın devrimci bir duruş sergileyerek tecrit koşullarını insanlık için bir kazanım haline getirdiğine dikkat çeken Aydoğan, “Sayın Öcalan bu duruşu ile dünya üzerinde barış, adalet ve demokrasi için mücadele eden tüm kesimlere tecrit koşulları altında bile neler yaratabileceğini göstermişti” şeklinde konuştu.
‘ÖCALAN ÖNDERLİĞİNDE MÜZAKERE SÜRECİNE GERİ DÖNÜLMELİ’
“AKP hükümetinin Kürt sorununda çözümsüzlükte diretmesine karşın, Sayın Öcalan sürekli olarak bu soruna barışçıl bir çözüm arayışında ısrar etti” diyen Aydoğan, “AKP’nin Kürt sorununun çözümünde baz aldığı tek gerçeklik PKK’nin tasfiyesi ve imhasıdır. Durum böyle olunca Sayın Öcalan’ın tüm çabalarına rağmen Türkiye için barış ve çözüm gerçekliği her geçen gün uzaklaşan bir tablo haline gelirken ölümler de artarak devam etmektedir. İşte bu nedenle daha fazla ölüm yaşanmadan bu yanlıştan vazgeçilerek müzakere sürecine geri dönülmelidir” cümlelerini kullandı.
Kürt Halk Önderi Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan aracılığı ile gönderdiği müzakere mesajını hatırlatan Aydoğan, “Eğer yeniden çözüm masasına dönülecekse müzakere veya barış sürecinin sağlıklı yürütülmesi için Sayın Öcalan’ın fiziksel anlamda özgür olması gerekmektedir” dedi.