Tek kolu ile savaşan Brusk Kobanê’nin ruhudur

Tek kolu ile savaşan Brusk Kobanê’nin ruhudur

Dün Kobanê’nın Mürşitpınar sınır kapısından Suruç tarafına geçerken son noktada bir genç kapıda durmuş heyete zafer işareti yapıyordu. Gencin üzerindeki tişört fazlasıyla dikkatimi çekti. Büyük harflerle “Normal is dead”(Normal öldü) yazıyordu…  

Gerçekten şuan olup biteni bundan daha iyi özetleyecek cümle az. Cümle çarpmıştı beni. Kürtler için yaşamın normal eşiği çoktan aşıldı. “Bazılarının sadece normal olmak için ne büyük çaba sarf ettiğini kimse fark etmiyor” diyen Albert Camus’un bahsettiği “bazıları” biziz sanırım. Çünkü bu korkunç savaşa verilen büyük bedeller, hayatı ‘normalleştirmek’ için gösterilen tüm görkemli direnişler hiç ama hiç fark edilmiyor.

Kürdistan’ın en küçük parçası/bedeni olan Rojava, 19 Temmuz 2012’de Kobanê’den tüm dünyaya Rojava Devrimi’ni armağan etti. Uzun yıllardır Suriye rejiminin işgali altında bulunan yaklaşık 3 milyon Kürt’ün kaderi, çok önemli gelişmelerin, alt üst oluşların yaşandığı ulus-devlet ve onun her tarafa sinmiş statükosuna karşı bir başkaldırı olarak ortaya çıkıp devrime dönüştü. O devrime o gün bugündür saldırı yapılıyor. En son Temmuz ayında yoğun saldırı altında kalan Kobanê, üç gündür tekrar saldırı altında. Bu seferki saldırı ise hepsinden yoğun. Terör örgütü, insanlık dışı çete DAİŞ tüm bölgelerden kuşatarak boğmaya çalışıyor burayı. Kendilerini uluslararası destek ile fenomene çeviren DAİŞ, tek yenilgi aldığı YPG/HPG’ye karşı tüm gücünü kullanarak sivil katliam yapmak istiyor.

Saldırı varsa  elbet direnişte vardır. Tek kolu ile elinde keleş ön cephede savaşan Brusk, bu direnişin inancıdır. İki kolu olmayan Xebat’ın savaşı bu direnişin anlamı ve ruhudur.

Sınırın iki yakasından özet notlar ve durum şöyle:

**Kuzey  Kürdistan’da sınır için gelen halka Cuma ve bugün saldırı oldu. Çoluk çocuk gaza boğuldu. En ufak bir hareketliliğe karşı saldırı yapılıyor. Dün sınırdaki halka gelen bakan ve bürokratlar yuhalanarak geri gönderildi. Bu kriz halinden açıkça rant devşirmeye çalışanlara “Bijî berxwedana YPG” sloganları ile cevap verildi…

**Mürşitpınar sınır kapısına yakın bir yerde  askerlerin kontrolünde geçişlere izin veriliyor. 2 gün geçişlere izin verildi ama  bugün aynı noktada özel hareket ve jandarma saldırı da bulundu. Bu geçişler TR açısından mecburi bir politika! İstemeden yapıyor… Sonlandırmak için de her türlü bahaneye başvuracak. DAİŞ saldırılarına karşı sivil halkı savunuyoruz, yardım ediyoruz insanlara diyerek uluslararası kamuoyuna oynuyor. Medyaya bu yönlü görüntüler servis ediliyor. Oysa gerçek sebeplerden biri şu: Kobanê’yi insansızlaştırmak. Devrimin olası insan gücünü bir nebzede olsa kırmak. Çünkü geçiş için izin verdiği insanlara herhangi bir çare sunmuyor. Yardım etmiyor. Kürt belediyeleri ile hiçbir ortak çalışmaya girmiyor ve onları sokaklara yığdıktan sonra da geri dönmek isteyenlere gaz sıkıyor. Bu durum sanırım politik tutumlarının ne olduğunu yeterince belli ediyor.

**DAİŞ, YPG ile savaşmıyor, savaşamıyor. Tek gücü elindeki korku propagandası ve tankları. Güvenlik gerekçesi ile boşaltılan köylere gelip yerleşiyor. İlerlemesi bu şekilde oluyor. Uzaktan atış yaparak sivilleri tehlikeye sokuyor. Böylece ilerleme şansı buluyor. Köyde kimsenin kalmadığını görünce de gelip yerleşiyor ve talan yapıyor.

**Kobanê Asayişi’nden Welat’a ilerleyişlerini soruyorum. Kobanê’ye 15 ve 27 km çeperinde bir hareket alanları olduğunu belirtiyor. Fedai eylemlerden bahsediyor. Kendilerinin büyük çaplı ve etki gücü silahları olması durumunda çetelerin püskürtülmelerinin çok kısa olacağını da ekliyor.

**Kobanê Kanton Yönetimi’ne giderken hafif bir tepeden çıkan bir şervan dikkatimi çekti. Bir eli yoktu. Diğer elinde de silah vardı. Arabadan seslendim ona. Sesi duyunca elini kaldırıp selam verdi güler yüzü ile. O anı görüntüleme şansım oldu. Adı Brusk. Ön cephede savaşıyor. Hemen herkesin tanıdığı bir genç… Onun gibi bir başka isim de YPG'li Xebat. İki kolunu bir mayında yitiriyor. Ama üzerindeki askeri üniforması ile alanlarda.

 

**Kobanê Kanton Yönetimi ile yaptığımız görüşmede morallerinin çok yüksek olduğunu gördük. Bunun üzerine Ahmet Türk yaptığı konuşmada “Rudaw Kobanê düştü, diye utanmadan haber yapıyor. İşte biz buradayız ve halk burada. Nasıl düşüyor?” diyerek sert tepki gösterdi. Yine bir konuşma yapan Halk Meclisi Eş Başkanı Ayşe Efendî’ye (Salih Muslim’in eşi) morallerinin nasıl olduğunu sorduğumda “Yüzde yüzdür. Başımız dik” dedi.

**Kanton Başbakanı Enver Müslim “İnanın gençler tankların üzerine gidiyor. Bu inanılmaz bir direniş” diyerek durumu özetliyor. Evet  Kobanê ve etrafında gençler tankların üzerine giderek, ellerinde ne varsa onlarla bu insanlık dışı örgüte kafa tutuyor. Bu ruh oldukça Kobanê düşmez dedi Enver Müslim. Bu açıklamanın ardından tüm kanton halkının tek vücut olduğu Kobanê'de saldırılara karşı hükumet de silahlandı. Kanton Başbakanı Enver Müslim, Dış İşleri İbrahim Kurdo, Adalet Divan üyesi Ferhan Hecisa, Yasama Meclisi Eş Başkanı Fevziye Abdi, Yerel Yönetimler Bakanı Mustafa Abdi'nin de bulunduğu tüm bakanlar ve kanton yöneticileri silahları ile kantonun savunması için hazırlanırken, savunma güçleri ile birlikte çetelere karşı savaşacaklarını açıkladı.

**Kobanê merkezde hayat normal akışında. Moralleri yerinde. Çocuk ve yaşlıları sınıra bırakan gençler geri dönüyor. Olası saldırılara karşı savunma hattında yerlerini alıyorlar. Tek dertleri olası bir sivil katliamının yaşanmaması. Uzaktan tank atışları ile yapılacak saldırılarda can kayıplarını önlemek için uluslararası kamuoyundan beklentileri var. Yine bu zorlu dönemeçte herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğinin altını çiziyorlar. Demeç veren bir kadın Rojava’yı Kürtlerin şerefi olarak belirtmesi bu durumun altına çizgi idi. 

**İnsanlar Kobanê’den kaçmıyor. Ya da bu tarafa geçen binlerce insan ah, vahlar içinde değil. Mecburi bir önlem olarak bakıyorlar. Gayet durumun farkındalar ve ona göre hareket ediyorlar. Geri dönmeme ya da yerlerini terk etme gibi bir durumları yok. Bunu özellikle belirtiyorlar.