Temelli: Bu iktidarı yıkma zamanı

HDP Eş Genel Başkanı Sezai  Temelli, "Şimdi bu iktidarı yıkma ve iktidar seçeneği olma zamanı" dedi.

HDP Parti Meclisi (PM), güncel gelişmeleri değerlendirmek ve 2020’de yapılacak HDP 4’üncü Büyük Olağan Kongresinin hazırlıklarını gözden geçirmek üzere yılın son toplantısı için HDP Genel Merkezi'nde bir araya geldi.

'ŞİMDİ İKTİDAR SEÇENEĞİ OLMA ZAMANI'

Toplantının açılış konuşmasını yapan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:
"Türkiye’de iktidarın karşısında muhalefet olma gücümüzü ortaya koyduk ve bir seçenek ortaya koyduk. Şimdi bu seçeneği örme ve bir iktidar seçeneğine dönüştürme zamanı gelmiştir. Bu inançla, bu kararlılıkla bu mücadele azmi ile önümüzdeki dönemi yan yana, omuz omuza var edeceğiz. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde HDP, Türkiye halkları,emekçiler, kadınlar için yegane seçenek olacak, iktidar seçeneği olacaktır. Türkiye’yi, Ortadoğu’yu değiştirecektir. Özlemini duyduğumuz o onurlu barışı, demokratik cumhuriyeti var edecek en büyük güç olacaktır.

'KATLİAMCI İKTİDARLARIN DEVAMI'

En büyük güç olacaktır çünkü Türkiye tıkanmıştır, Ortadoğu tıkanmıştır, siyaset tıkanmıştır. Ciddi anlamda bir çürüme ve felaketle karşı karşıyayız. Bu hafta Maraş Katliamı'nın yıl dönümüydü. Maraş’ta yitirdiklerimizi hep beraber andık, yine bu hafta içinde Hayata Dönüş Operasyonu denilerek aslında cezaevlerinde hayatı sonlandıran operasyonun da yıl dönümüydü, yine orada yitirdiklerimizi andık. Önümüzdeki hafta Roboski’de yitirdiğimiz 34 canı anacağız. Ama katliamlar bitmiyor. Dönüp baktığımızda bir katliamlar coğrafyasında yaşıyoruz, her güne bir katliam sığdırmış bir zihniyetle karşı karşıyayız. O yüzden bir yüzleşmeye ihtiyacımız var, o yüzden o hakikatlerle karşı karşıya gelme ihtiyacımız var. Yüzleşme tarihten cımbızla belli vakıaların çekilmesiyle olacak bir şey değildir. Bütün tarihin değerlendirilmesi gerekiyor, işte bu iktidar tarihte cımbızla çektiklerinin ötesinde kalan katliamları kendisine örnek alıyor. O halklara, o kadına düşmanlığı, emeğe düşmanlığı kendisine örnek alıyor, tarihi tekerrür etme peşinde koşuyor.

'BU İKTİDARA SON VERME ZAMANI GELDİ'

Bu sisteme, bu iktidara son verme zamanı gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bu sistem sürdürülebilir değildir. Bu sistemi sonlandırmak gerekiyor. Bu sistem Türkiye halklarının, Türkiye toplumunun bu kadim coğrafyanın, kadim topluluklarının kültürüne tarihine bir arada yaşama iradesine aykırıdır, tezattır. Bu sistem toplumları ayrıştıran halk düşmanlığından, Kürt düşmanlığından beslenen bir sistemdir.
Bir İçişleri Bakanı var ki evlere şenlik; topluma sürekli şiddet empoze eden, toplumları, halkları ayrıştıran bir bakan. Bakan demeye bin şahit lazım. Kendi suçlarını örtbas etmek için iftira atan, milletvekillerimizi suçlayan, örgütümüze savaş açan, her gün HDP’yi düşmanlaştıran, o saldırgan üslubuyla toplumu düşmanlaştıran bir kabine üyesidir. Sadece bununla da kalmıyor. Dünkü konuşmasında diyor ki 'biz işkenceye sıfır tolerans tanırız'. İşkenceye değil işkenceciye sıfır tolerans tanıyorsunuz.

'TOPLUMA SAVAŞ AÇTILAR'

Yönetemiyorlar. Bu iktidar yönetemediği için de şiddeti yegane araç haline getiriliyor. Devlet şiddet tekelini elinde tutar. Bugünkü iktidar elinde tuttuğu bu şiddet tekeliyle topluma savaş açmıştır. Kürtlere, kadınlara, emekçilere, doğaya savaş açmıştır.

TECRİT

Hukuksuzluğun en temel referansı, kuşkusuz tecrittir. Tecrit var olduğu sürece hukuksuzluk kaynağını buradan alarak yoluna devam edecektir. Öyle de oluyor. Tecrit ve sonrasında gelen mutlak tecrit dönemiyle beraber Türkiye paralel hukuk var etmiştir. Hukuk devleti adına anayasal devlet adına hiçbir şey kalmamıştır, tüm bunlar ortadayken hukuksuzluğu adeta genel geçer bir yönetim biçimi haline getiren bu iktidar sıkıştıkça da Kürtlere saldırmaya HDP’ye saldırmaya, Türkiye’deki sosyalistlere, devrimcilere, emekçilere saldırmaya devam ediyor.

'RANTÇI, YIKIMCI ZİHNİYET'

En son Sur ilçesinde belediye eşbaşkanlarımız tutuklandı. Sur’a da kayyım atandı. Sur’u biliyoruz, Sur’un nasıl yıkıma tabii tutulduğu orada nasıl bir katliam yapıldığı, Sur ile ilgili nasıl projeleri olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu rantçı, bu yıkımcı zihniyet Sur'a da kayyum atadı. Sur ve Suriçi tarihsel öneme sahip tam bir tarih merkezi. Orada TOKİ aklıyla rantçı akılla oraya saldırıları başlatmışlar. Hatta Sur'un 6 mahallesine giriş yasağı vardı. Şimdi Sur'a kayyım atadılar, bunun yegane neden işte bu zihniyettir.
Bu zihniyet kent yıkıcıdır, tarih yıkıcıdır doğa talancıdır. Tıpkı Hasankeyf’e yaptıkları gibi.
O denli sıkışmış durumdalar ki ülkeyi parsel parsel pazarlıyorlar.
İstanbul'un yok olması, Marmara'nın yok olması umurlarında değil. Sipariş verdikleri bilim insanları dışında Kanal İstanbul'a olumlu yaklaşan bilim insanı yok

ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI VE KONGRE

Erken seçim çağrısı yaptık, ne kadar çabuk kurturulursak o kadar iyi diye. Tüm Türkiye’ye bu çağrıyı yaparken bunun sadece bir seçim talebi olmadığını anlatmaya çalıştık. Bir sistem değişikliğine yeniden ihtiyacımız var. Eskiye öykünerek bunu söylemiyoruz, evet sistem değişmeli ama eskiyi tekrar etmek adına değil. Türkiye halklarının bir arada yaşama iradesine, demokratik cumhuriyeti var edebilecek bir anlayışa uygun bir sistemi var etmeliyiz. Seçim onların siyasi hayatlarının sonu olacak.
Erken seçim kaçınılmaz ama erken seçime kadar yapacaklarımız var. Erken seçime kadar demokratik anayasa, demokratik zemin süreçlerinin var edilmesi, demokrasi ittifakı çerçevesinde örülmesi, var edilmesi, politik toplumsal örgütlenme ayaklarının inşa edilmesi önemli görevlerimizden biridir.
Çağrımız, tüm Türkiye halklarına, çağrımız emekçilere, kadınlara, gençlere; HDP büyük kongreye gidiyor, gelin bu süreci hep birlikte örelim Türkiye’yi,bu ceberrut iktidardan hep birlikte kurtaralım."