Maraş'ın merkez Dulkadiroğlu ilçesine bağlı onlarca Alevi köyünün bulunduğu Terolar Bölgesi'ne AKP/Saray tarafından uzun vadede etnik bir soykırıma imza atmak amacıyla AFAD eliyle kamp yapılmak isteniyor. Suriye'deki cihatçı-selefi grupların oluşturduğu çetelerin yerleştirileceği bu kampa karşı yerel halk tarafından başlatılan direniş ise tüm baskı, sindirme ve maniple politikalarına rağmen devam ediyor. İlk etapta bölge sakinlerinden gizli olarak alınan karar doğrultusunda hayata geçirilmeye çalışılan kamp ve amacının öğrenilmesi üzerine 7'den 70'e bir katılım ile yerel halk tarafından başlatılan direniş, bugün itibariyle 50'nci gününe de girdi. Başladığı ilk günden itibaren direnişi kırmak adına Maraş Valiliği başta olmak üzere AKP/Saray'dan aldığı talimatlar üzerine emniyet ve karakollar teyakkuza geçirilirken, bölgede bir aylık gösteri ve eylem "yasağı" da getirilerek, basının da bölgeye girmesi engelleniyor.

Kamuoyunda gelişen onca tepkiye rağmen Alevilerin yaşadığı Terolar Bölgesi'nin tam da merkezine denk gelecek şekilde Aşağı Terolar köyündeki (Sivricehöyük) köylülerin mera alanında yapımı sürdürülen kampı istemeyen ve direnişte olan Terolu anneler, kampa dair kaygılarını ve düşüncelerini ANF ile paylaştı.

'YILMADAN, USANMADAN DİRENECEĞİZ'

İnançlarından ötürü 1978'de Maraş'ta devlet destekli yapılan Alevi Katliamı'na tanıklık eden 77 yaşındaki Emine Coşkun, yaşam alanlarında yapılmaya çalışılan AFAD kampının kendilerine ya soykırımı getireceğini ya da göçü dayatacağını belirterek, kamp istemediklerini vurguladı.

Coşkun, kamp yapımına karşı başlattıkları direniş ve taleplerine dönük yaklaşıma tepki göstererek, öfkesini şu sözlerle dile getirdi: "Bu kamp ile içime bir kez daha ateş (köz) düşürdüler. Bizim çocuklarımızın, gençlerimizin, evlatlarımızın geleceğine köreltmek için bu kampı yapıyorlar. Ama biz yılmadan, usanmadan kampa karşı direneceğiz. Bizim kimseye kötülüğümüz olmadı. Biz kimseye kıyamayız. Bizlerde insanız. Neden bize bunu yapıyorlar. Bizim top, tüfeğimiz yok. Kimseyi öldürmeyiz. Biz kimsenin malına göz dikmeyiz. Elimizdekiler ile geçinmeyi ve yaşamayı biliriz. Kabul ederiz. Şükretmesini biliriz. Ama bize bunu da çok görüyorlar."

'BUNLAR İNSAN ÖLDÜRÜP, KANDAN ÇIKMIŞ YANIMIZA GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR'

Terolar'daki direnişin başından beri nöbette olan 70 yaşındaki Naciye Demirci de yüzyıllardır yaşadıkları topraklara yapılacak AFAD kampı ile kim oldukları bilinmeyen kesimlerin yerleştirilmek istendiğini ifade etti.

"Bu topraklar bizimdir" diyen Demirci, "200-300 yıldır atalarımız, dedelerimiz bu topraklarda yaşamlarını sürdürdü. Biz bu kampı istemiyoruz. Köylerimiz içerisinde yapılacak kamp ve bu kampa yerleştirilecek kimseyi istemiyoruz. Bize gelmesinler. Bunu istemediğimiz için bize saldırıyorlar. Kadınlarımıza vurdular. Gençlerimizi gözaltına aldılar. Sırf biz bu kampı istemiyoruz diye. Şimdi biz buradan nereye gideriz. Bize işkence yapıyorlar. Biz korkuyoruz. Bunlara toprağımızı vermeyeceğiz. Bunlar insan öldürmüşler. Kandan çıkmış bizim yanımıza getirmeye çalışıyorlar" diye kaydetti.

'BİZE SALDIRACAKLAR'

89 yaşındaki Fatma Topluca da kendi yaşam alanlarında yapılmak istenen kamp ile düzenlerinin bozulacağı ve inançlarından ötürü hedef alınacaklarını belirterek, "Bizim ibadet yerimiz cemevi. Kampı ise hemen dibimizde yapıyorlar. Bizim her köyde bir cemevimiz var. Onlar için hemen iki cami de yapacaklar. Bunlar bizim cemevine ve inancımıza saldıracaklar. Suriye'de herkesi suni yapmaya çalışıyorlar. Olmayanları öldürüyorlar. Biz her şeyden vazgeçeriz inancımızdan asla. Bu yüzden bize de saldıracaklar. Biz yok etmek isteyecekler. Bu uzun süre devam edecek. Tüm topraklarımızı böyle işgal edecekler. Elimizden almak için. Eninde sonunda ne kadar dirensek de bunlar ile bizi buradan sürecekler" dedi.