TİHV: Süreç yasal kazanımlarla güvenceye alınsın

TİHV: Süreç yasal kazanımlarla güvenceye alınsın

TİHV Kurucular Kurulu'nun Ankara'da geçtiğimiz günlerde düzenlenen toplantısında çözüm süreci ele alındı. TİHV, konuyla ilgili açıklamasında, "barış dilinin içtenlikle etkinleştirilerek sürdürülmesini, sürecin yasal kazanımlarla güvenceye alınmasını" istediklerini belirtti.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Kurucular Kurulu 8. Dönem 24. Olağan Toplantısını Ankara'da yaptı. Türkiye ve dünyada insan hakları, demokrasi ve barış sorunlarını konuşup tartışmak, görüş ve öneriler geliştirebilmek için düzenlenen toplantıda, Kürt sorunu kapsamındaki çözüm süreci gündem oldu.

UMUTLARIN KALICILAŞMASI

TİHV Kurucular Kurulu, toplantıda yapılan tartışmalardan çıkan sonucu, "Bu yıl ki toplantının Türkiye’de 30 yıla yakın süredir devam eden ve on binlerce yurttaşımızın yaşamını yitirmesine, ağır insan hakları ihlallerine, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açan çatışma ortamının son bulacağına dair umutların yeşerdiği günlere denk gelmesini anlamlı ve önemli bulmaktadır" şeklinde açıkladı.

Açıklamada, şöyle denildi: "Kurulumuz, bu umutların kalıcılaşmasını, ülkemizde silahların mutlak olarak sustuğu, şiddetin bir daha geri dönmemecesine toplumsal hayatımızdan çıkarıldığı, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, sosyal adaletin ve insan haklarına dayalı bir hukuk sisteminin tesisi edildiği, barış içinde bir arada yaşanacak yarınlara en kısa zamanda ulaşılmasını arzu etmektedir."

'SİLAH VE ŞİDDET SİYASİ İKTİDARLARIN MAZERETİ OLDU'

Silah ve şiddetin kamusal/siyasal alanı tahrip eden, sözün ve diyalogun hükmünü ortadan kaldıran unsurlar olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Maalesef silah ve şiddet, her dönem siyasi iktidarlar için hak ve özgürlüklerden imtina etmenin gerekçesi, mazereti olmuştur. Umarız başlatılan süreçle artık bu gerekçe ve mazeretlerin hiçbir dayanağı kalmaz" ifadeleri kullanıldı.

'İNSANİ VE AHLAKİ GÖREV...'

TİHV Kurucular Kurulu, kalıcı ve adil bir barış için imha ve inkar politikalarının bir daha zemin bulamayacağı yasal ve anayasal düzenlemelerle tam demokrasinin inşasına başlamanın ve bunu talep etmenin, insani ve ahlaki bir görev olduğunu kaydetti.

Açıklamada, barış dilinin yaygınlaşması ve sürecin yasal kazanımlarla devam etmesi de istendi: "Kurulumuz, başlayan sürecin barış dilinin içtenlikle etkinleştirilerek sürdürülmesini, sürecin yasal kazanımlarla güvenceye alınmasını, yaşanan acıların onarılmasına yönelik etkin programların uygulamaya geçirilmesini, başta iktidar partisi olmak üzere demokratik toplumun vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler ve tüm kesimlerden beklemekte ve talep etmektedir."