ANF’ye bir açıklama yapan Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), AKP / MHP faşist ittifakı sonucu Türkiye ve Kürdistan’da ilan edilen OHAL ve KHK’larla temel özgürlüklerin ve hakların gasp edildiğini, baskı, işkence ile tutuklamalarla dikta rejiminin kendisini kurumsallaştırmaya çalıştığını kaydetti.
“Kadınlara dönük ayrımcılık ve cinsiyetçi politikalar en üst seviyeye ulaşmış, kadın kazanımları büyük bir saldırı ile karşı karşıya kalmıştır. AKP şefi Erdoğan tarafından kadına yapılan sözlü hakaretler alenen bir devlet politikası haline getirildi. Eşitsizliği kadının fıtratına bağlayan, ölümü erkekçe kutsayarak ‘madam’ gibi ölünmez diyerek, kadını aşağılayan Erdoğan kendi şahsında kabadayı ve maço bir protip erkeği, toplumuna bir model olarak sunmuştur. Kadınları siyasetin dışına atan, ekonomi başta olmak üzere yaşamın tüm alanlarını erkek aklı ve vicdanı ile yönetmeye çalışan AKP/MHP faşist diktası kapkara yüzüyle toplumun üstüne çöreklenmiş durumda” denilen açıklamada Kürdistan’da çöktürme planı ile havaya, suya, toprağa düşmanlık yapan bu iktidarın militarizm dışında Kürdistan’da varlık bulamadığı kaydedildi.
Bu nedenle kentler, kasabalar, köylerin yakıldığını, yıkıldığını, insanların sokak ortasında infaz edildiğini, çocukların öldürüldüğünü, anaların cesetlerinin sokak ortasında teşhir edildiğini, kadın gerillaların cansız bedenlerinin teşhir edildiğini, yargısız infaz edildiğini, Kürdistan’ın dağı-taşı, bayrının kimyasal bombalarla insansızlaştırıldığı vurgulandı.
Faşist ve tek adam diktatörlüğünün Kürdistan’a yıkım ve katliam getirirken, Türkiye siyasetini kirlettiği, Türk toplumunu tek tip siyaset ve yaşam tarzına mahkum edildiği de belirtilen açıklamada şunlara yer verildi: “Demokratik mücadele ile kazanılmış haklar ve demokratik değerler iğdiş edilmiştir. Bu zihniyetin sahibi AKP/MHP ittifakı içte ve dışta saldırgan politikalarla milliyetçiliği halklar arasına bir nifak tohumu olarak serpmiş, dincilik ile farklı inanç gruplarını hedef haline getirmiştir.
Erdoğan dikta rejiminin bütün bu politikalarına kayıtsız kalmayan birçok kesim gibi bizlerde HAYIR diyoruz. Tek adam diktatörlüğü ve faşizm ile Türkiye ve Kürdistan’a kabus yaşatmak isteyenler, halkların birikmiş demokratik değerlerine saldıranlara karşı mücadele ve direniş değerlerini insanlık değerleri olarak korumak-savunmak için HAYIR cephesi daha örgütlü bir duruş ile HAYIR’ı referandumda çıkartacaktır.
Erdoğan dikta rejiminin yaşatmış olduğu acılar bizler için; yılğınlığın, bitmişliğin, sinmişliğin gerekçesi olamaz aksine büyük öfkenin ve haklı davamızda ısrarın adı olacaktır. Bu nedenle HAYIR acılarımızın, kaybettiklerimizin ve yitirdiğimiz değerlerimiz adına bir hesaplaşma günüdür.”
‘KADINLARIN DİLİ, SORUNLARI EVRENSELDİR, ÇÖZÜMLERİ DE ORTAKTIR’
Toplumun iradesizleştirdiği, karşıtlık temelinde kutuplaştırıldığı böylesi bir dönemde bütünleyecek olanların, toparlayacak olanlar olduğu da belirtilen açıklamada, “Öncülük edecek olanlar kuşkusuz kadınlardır.
Kadınların dili evrenseldir, kadınların sorunları evrensel olduğu kadar çözümleri de ortaktır. Faşizm önce kadınları teslim alır ardından topluma teslimiyeti dayatır. Savaş hükümetine asker doğuran, ülkedeki değeri doğurduğu çocuk sayısı kadar olan, eve kapatılan, kendi yaşamına ilişkin söz ve irade gücünü kaybeden kadın AKP-MHP savaş çığırtkanlığına ve milliyetçiliğe yedeklenmiştir. Bu nedenle kadınlar barışı, kardeşliği ve hoşgürüyü geliştiren taraf olarak HAYIR cephesinde yer almak durumundadırlar.
Cinsiyetçi politikaların hedefi haline gelen kadın, eril politikalarla hiçleşmek istemiyorsa varlığını-kimliğini ve özsaygısını korumak istiyorsa HAYIR bir lütuf değil aslında zorunluluktur.
Kadın katliamlarında yargısıyla, siyasetçisiyle, evdeki reis olan koca aklıyla ölümümüz AKP/MHP rejimi tarafından meşrulaştırılmıştır. Çorbada tuz olmadığı için ya da yemeğin altının yanması ölüm gerekçesi haline getirilmiş ve bu gerekçeler mahkemelerde hafifletici neden olarak görülüyorsa, cinsel istismara uğrayan çocuklar suçlanıp suç devlet tarafından örtbas ediliyorsa, erkeğin bir iki iftirası ile kadının katli ceza indirimine uğruyorsa, konuşan-tartışan-sorgulayan ve hak arayan kadın terbiyesiz ve iffetsiz gösteriliyorsa bu iktidara biz kadınların diyeceği tek bir şey var KİRLİ ELLERİNİ KADINLARDAN ÇEK olacaktır. Bu nedenle kadınlar HAYIR’ın tarafındadır. HAYIR veya bir red ile başlayan kavgamız nice hayırlar ve reddelerin eklenmesi ile bizleri özgürlüğe götürecektir. Bu nedenle başta Kürt kadınları olmak üzere Türk, Arap, Asuri-Süryani-Ermeni kadınların referanduma aktif katılması çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Alevi kadınlar bu referandumda da zalimin zulmüne HAYIR diyeceklerdir. Hak ve hakikat adına Alevi kadınlar referandumda Hızır paşalara gereken dersi verecektir. Bu temelde tüm kadınların oylarını geciktirmeden kendi geleceklerine ve demokratik değerlere sahip çıkmaları çağrısını yineliyoruz” denildi.