Can kaybının 51'e yükseldiğini bildiren Toğrul, "Cenazelerin otopsi işlemleri bir taraftan yapılıyor. Şu an bize bildirilen 41 kişinin otopsi işlemlerinin tamamlandığı. Hayatını kaybedenlerin önemli bir kısmı çocuk yaşta ve üzerlerinde kimlikleri olmadığı için kimliklendirme sorunu da var. Aileler çocuklarının kayıp olduğunu söylüyor ama cenazelerini de bulamıyor" dedi.

Devlet kurumlarından yaşamını yitirenlere ve yaralılara dair isim listesini istediklerini ancak kendilerine verilmediğine dikkat çeken Toğrul, "Madem 41 kişinin otopsi işlemi tamamlanmış, isim listesini verin, dedik. Aileler böylece daha kolay cenazesini alır. Ancak bu konuda bile olumlu yanıt alamıyoruz" diye konuştu.

Katliamın ardından Ersin ve Yaşam hastanesinin önünde cihatçı grupların ellerinde bayraklarla toplandığına dikkat çeken Toğrul, "Kürtlerin saldırıya geçtiği söylenmiş. Bunun üzerine cihatçılar da çeşitli yerlerde toplanmış. Ancak kısa sürede bu gruplar dağıtıldı" dedi. 

Toplumun çok fazla karşıtlaştırıldığını belirten Toğrul, şunları söyledi: "Defalarca kentteki IŞİD örgütlenmesine ilişkin soru önergeleri verdik, yetkililere aktarmaya çalıştık. Ancak bu uyarılarımızın hiçbirini ciddiye almadılar. Soru önergelerimize bile yanıt verilmedi. Önlem alınmadığı için bugün bu katliam yaşandı. Hatta IŞİD örgütlenmesinin üzerine çok gidiyoruz diye, Antep valiliği gibi yetkililer bize karşı cephe aldı. Antep'in ismini kamuoyunda kötülediğimiz söylendi. Böylesi suçlamalarla karşılaştık. Araştırma önergesi verip bu konuyu gündeme getirdiğimde, Antep vekilleri hep bir ağızdan aynı şeyi bana söylemişti. Ben 'Bu yaptığınızın doğru olmadığını göreceksiniz, IŞİD ile aynı çuvala girmek çok tehlikelidir" dediğimde, çok utanmazca yanıtlar verilmişti. Ama keşke biz haklı çıkmasaydık."

İnsanların cenaze yerinde bile kaygılı olduklarını anlatan Toğrul, "Çok büyük bir kalabalık var ama kaygı var. Üç beş insan bir araya gelmeye çekinir oldu. Yaşadığı apartmanda komşusunun kim olduğunu bilemez duruma gelmiş. Herkes herkesten kaygı duyar hale geldi" dedi.