Tuğluk: Tacizci kişiliklere karşı net bir tutuma sahibiz

Tuğluk: Tacizci kişiliklere karşı net bir tutuma sahibiz

DTK Eşbaşkanı ve Wan Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Siirt’teki taciz olayına ilişkin yayınladığı açıklamada “Bu durum Kürdistan’da ‘ahlaki ve politik toplum’ inşa etmek için alternatif bir proje ortaya koyan Kürt hareketine karşı, ahlaksızlığı yaygınlaştırıp dejenere ve apolitik bir toplum yaratma hamlesiyle yanıt verilmesi anlamına gelmektedir. Bizler bu politikaların farkındayız” dedi.

Siirt Belediye Başkan Yardımcısı Abdullatif Çekin’in yaşları 13 ve 17 olan iki kız çocuğuna yönelik cinsel istismarda bulunmasının, asla ve katiyen kabul edilemeyecek iğrenç bir olay olduğunu belirten DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, “Tacizci kişi, olağanüstü toplanan BDP Disiplin Kurulu tarafından derhal partiden ihraç edilmiştir. Tacizci kişiliklere karşı her kim olursa olsun kesin ve net bir tutuma sahibiz. Tacize, tecavüze, kadına ve çocuklara yönelik her türden şiddete karşı sıfır tolerans politikasını ilkesel olarak savunuyoruz. Kim olursa olsun en sert cezayı alması için kesin bir duruşa sahibiz. Bizler, taciz ve tecavüz kültürüne karşı her ne pahasına olursa olsun mücadele etmekte kararlıyız. Peki ya devlet?

Ne yazık ki bölgedeki devlet görevlilerinin geneli için aynı şeyi söylemek mümkün görünmemektedir. Bu bağlamda, Siirt’te açığa çıkan rezil olayda, tacizci kişinin uzun bir zamandır polis tarafından izlendiği halde kasıtlı bir biçimde müdahale edilmediği yönündeki iddialar oldukça vahimdir. Bu durum, yıllardan beri süregelen devlet zihniyetinin değişmediğinin göstergesidir. Zaten inkarcı ve imhacı zihniyetin temel hedefi, her zaman kadınlar ve çocuklar olmuştur. Tarihte Kürtlere uygulanan büyük katliam ve soykırımlara, kadınlara ve çocuklara yönelik yaygın taciz ve tecavüzler eşlik etmiştir. Günümüzde de halen bölgede taciz ve tecavüz olaylarının sıklıkla yaşanması, sömürge koşulları ve yıllardır uygulana gelen inkar ve imha temelindeki devlet politikalarıyla birebir ilintilidir” dedi.

Sömürgeci uygulamaların temelinde yer alan, Kürdistan’ın geri bıraktırılması ve yoksullaştırılması politikalarının aynı zamanda yozlaştırma hedefini de güttüğüne dikkat çekti. Bir yandan işsizlik ve yoksulluk yaygınlaştırılırken, bir yandan da taciz ve tecavüz kültürünün yaratıldığına vurgu yapan Tuğluk şöyl edevam etti: “Bir yandan da taciz ve tecavüz kültürü yaratılmakta, gençler fuhuş ve uyuşturucu bataklığına çekilmektedir. Devlet görevlileri bölge halkını sömürgeci bir gözle görerek cinsel istismar ve tecavüzü olağan görmekte, sıradanlaştırmak istemektedir. Siirt’te yaşanan olayın daha önceki benzerlerinde karşılaştığımız, işin içinde ordu, emniyet ve devlet bürokrasisinde çalışanların yoğun bir biçimde yer alması durumu, asla rastlantı değildir. Tüm bunlar bütünsel bir politikanın temel parçalarıdır. Bilinçli bir politikanın tezahürleridir. Özel savaş konseptinin kirli ve alçak uzantılarıdır. Esasen, bu durum Kürdistan’da ‘ahlaki ve politik toplum’ inşa etmek için alternatif bir proje ortaya koyan Kürt hareketine karşı, ahlaksızlığı yaygınlaştırıp dejenere ve apolitik bir toplum yaratma hamlesiyle yanıt verilmesi anlamına gelmektedir. Bizler bu politikaların farkındayız. Bölgede yaygınlaştırılmak istenen taciz, tecavüz, fuhuş ve uyuşturucunun belli bir siyasi proje dahilinde toplumsal yaşamı zehirleme ve çürütme amacıyla yürürlükte olduğu ortadadır. Bu konsept, toplumsal yaşamın tümüne yaygınlaştırılmak istenmekte Kürt toplumunun tüm kurum ve hücrelerine sızdırılmak istenmektedir.”

Siirt’te açığa çıkan rezilliğin, cinsiyet eşitlikçi toplum paradigmasındaki ısrarın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha kanıtladığını da belirten Tuğluk, “Bu tür olayların açığa çıkması, kadın kurtuluş ideolojisi temelinde taciz ve tecavüz kültürüne karşı verdiğimiz amansız mücadelemizi daha da yükseltmemize vesile olmaktadır. Dünyadaki kadın hareketlerine parmak ısırtacak denli büyük bir mücadele azmi, geleneği ve gücü olan Kürt kadın özgürlük mücadelesi, tacizci ve tecavüzcülere karşı her kim olursa olsun asla müsamahakâr olmayacaktır. Her zaman olduğu gibi, mağdur olan çocukların ve kadınların yanında olacaktır. Çocuk istismarcılığına ve cinsel şiddete karşı tavizsiz tutumunu sürdürecektir. Tacize, tecavüze, kadına ve çocuklara yönelik her türden şiddete sıfır tolerans politikasını ilkesel bir netlikte savunmaya devam edecektir.

Bu bağlamda, sadece bölgede değil tüm Türkiye’de tecavüz olaylarının özellikle son iki yılda muazzam bir biçimde artış göstermesi nedeniyle, AKP’nin eril ve muhafazakâr ideolojisi ile ondan beslenen cinsiyetçi biyo-politikasına karşı mücadeleyi tüm demokrasi güçleriyle birlikte daha da yükselteceğiz. Çözüm, mevcut ‘demokratik kurtuluş ve özgür yaşam’ hamlesi sürecinde taciz, tecavüz, fuhuş ve uyuşturucuya karşı ‘ahlaki ve politik toplum’ hedefine doğru daha bir kararlılıkla yürümektir” dedi.