Tuncel, Bakan'a Bakırtepe'yi sordu

Tuncel, Bakan'a Bakırtepe'yi sordu

Bakırtepe'deki siyanürle altın arama çalışmasını Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın gündemine taşıyan BDP Milletvekili Tuncel, "Kaz dağlarında oluşturulacak maden aramalarının, kullanılacak siyanürün çevreye, doğaya, kültürüne ne düzeyde zarar vereceği Bakanlığınız tarafından bilinmekte midir?"  diye sordu.

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Sivas'ın Kangal ilçesine bağlı Bakırtepe'de siyanürle altın aranması çalışmalarını Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın gündemine taşıdı.

Bayraktar'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Tuncel, "Ağır bir zehir olan siyanür geniş bir çevreye zarar veren, toprağı ve suyu kirleten, insan sağlığına ciddi etkileri olan bir madde olduğu bilindiği halde Demir Export Firması'na işletme hakkı verilmiştir. Yöre halkının en büyük tepkilerinden biri de söz konusu arama alanında Bakırtepeli Alevi vatandaşların adak adadığı, lokma dağıttı yani kutsal saydığı Hızır Taşı bulunmasına ilişkindir. Bu yer 1948 yılında Westfalya Anlaşmasına göre inanç özgürlüğü, tüm özgürlüklerin anası olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla halk tarafından kutsal olarak kabul edilen bir yerin bir şirkete verilerek dinamitle patlatılmasına izin verilmesi ne vicdani açıdan ne de inanç özgürlüğü açısından kabul edilir bir nokta değildir. Bu yaklaşım, yöre halkı tarafından kutsal değerlerine bir saldırı olarak değerlendirilmektedir. Devletin inanç mekanlarını yok etmesi bir yana, insanların inançlarını özgürce yaşayabilmelerini sağlaması gerekmektedir" dedi.

Bergama, Erzincan, Tunceli, Gümüşhane ve Kaz Dağları'nda siyanürle altın arama çalışmalarının ekolojiye ve insana verdiği zararlara dikkat çeken Tuncel, "Buna rağmen, Bakırtepe'de vatandaşların hukuki itirazlarının sonuçlanması beklenmeden, hukuk çiğnenerek şirket çalışmalara başlamıştır. Temiz enerji imkanları varken insanların zehirlenmesi pahasına şirketlere ekolojinin peşkeş çekilmesi, talan edilmesi AKP iktidarı döneminde bir yaklaşım olmuştur. Bu yaklaşımın gelecekte önü alınamaz sorunlara yol açacağı bir an önce görülmelidir ve bu yaklaşımdan vazgeçilmelidir" diye belirtti. 

Ne kadarlık bir alana arama ruhsatı verildiğini öğrenmek isteyen Tuncel, "İşletme ruhsatı verilen alan ne kadardır? Bu çalışma için ÇED raporu sonuçlarında toprağın, suyun, yaşam alanlarının etkilenme durumu nedir? Bu çalışmadan etkilenecek insan sayısı nedir?" diye sordu.

"Kaz dağlarında oluşturulacak maden aramalarının, kullanılacak siyanürün çevreye, doğaya, kültürüne ne düzeyde zarar vereceği Bakanlığınız tarafından bilinmekte midir?" diye soran Tuncel, ayrıca şu sorulara yanıt verilmesini istedi:

"Çevre örgütlerinin, yöre halkının ve odaların konuyla ilgili görüşleri alınmış mıdır? Alınmadıysa neden alınmamıştır? Eğer alındıysa, Çevre örgütlerinin maden aramalarının sonlandırılması ve şirketlerin ruhsatlarının iptal edilmesi taleplerini karşılamayı düşünüyor musunuz?

Çevresel konularda yöre halkının görüşlerinin dikkate alınmasını öngören Aarhus Sözleşmesi’ne Türkiye ne zaman taraf olacaktır? 

Alevilerin inançları açısından kutsal bir mekanın dinamitle patlatılmasına Bakanlığınız tarafından nasıl izin verilmektedir? Kutsal mekana yönelik bu saldırıyı Alevi yurttaşlarınıza nasıl izah etmeyi düşünüyorsunuz?"