DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, partisinin il yöneticilerinin hukuksuz bir şekilde tutuklanması üzerine Ardahan'a gitti. 
MYK üyelerinden Mehmet Arslan ve Semra Demir ile parti çalışanlarının da eşlik ettiği Tuncel, il binasında basın açıklaması yaptı.
Tuncel, "Devlet psikolojik olarak kitlemizi baskı altına almak, partimizi yalnızlaştırmak için çok özel politikalar yürütüyor. Bu yüzden uyduruk nedenlerle çalışanlarımız ve yöneticilerimiz başta olmak üzere üyelerimize tutuklama yapıyor. Ardahan’da siyasi operasyon yaparak, arkadaşlarımızı gözaltına alıp, tutuklatarak aslında asıl mesajı dışarıda kalanlara vermek istiyor" dedi.

ÖZGÜR GÜNDEM

Özgür Gündem ile dayanışma gösterdiği için Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Gazeteci Erol Önderoğlu ve Yazar Ahmet Nesin'in tutuklanmasını kınayan Tuncel, şunları belirtti: "Her üç arkadaş da çok bilinçli bir şekilde tutuklandı. Bu tutuklama ile aslında topluma mesaj vermeye çalışıyorlar. Yani ‘Kürtlerle dayanışmayın. Kürtlerin yanında durmayın, bunu yaparsanız tavrımız bu olur’ demek istediler.  Daha önce barış isteyen akademisyenlere de aynısını yaptılar. Ancak onların hesap etmediği bir şey vardı, ne akademisyenler ne de gazeteciler geri adım atmadılar. Aksine duruşları ve yaptıkları siyasi savunma ile devleti yargıladılar. Akademisyen ve avukatlar davasında da olduğu gibi, gazeteciler davasında da böyle olacak. Gazetecilerin tutuklanmasından hemen sonra Can Dündar, Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışmak için mesaj yayımladı. Dayanışma gittikçe büyüyecek."
Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksel'in tutuklanmasına da değinen Tuncel, partilerine dönük özel bir saldırı olduğunu vurguladı. 

BELEDİYELERE KAYYUM GİRİŞİMİ

CHP'nin darbeci uygulamalar karşısındaki sessizliğine de tepki gösteren Tuncel, belediyelerinin hedeflenmesine ilişkin de şunları kaydetti:
"Belediyelerimiz halkımıza hizmet yaptığı için, hizmeti halka götürdüğü için Erdoğan ve AKP belediyelerimize bu denli baskı yapıyor. Niye hizmet yapılıyor, niye insanlarla bu kadar içli dışlı, neden Kobanê ve Şengal’den gelen mültecilere bu belediyeler yardımcı oluyor. Aslında bunun intikamını almak istiyorlar. 21 belediye eş başkanımız tutuklu, 30’u da görevden alınmış durumdadır.  Arkadaşlarımız buna rağmen hizmet sunmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kayyumu bu yüzden atamak istiyorlar. Kayyumdan kasıtları halkın iradesini yok sayarak rant elde etmek etmektir. Bunlar belediyelere tüccar gözüyle bakıyorlar. Belediyelerimizi bile bir şirket olarak görüyorlar. Kendileri çocuklarını, damatlarını devleti parasıyla zengin ettiler. Kendileri nasıl yaşıyorsa bizi de öyle görüyorlar. Kendisi bu halkın cebindeki üç kuruşa bile göz dikmiş."

ÇÖKTÜRME PLANI

Topyekûn bir faşizmle karşı karşıya olunduğuna vurgu yapan Tuncel, AKP'nin 'Çözüm Süreci' sırasında dahi 'Çöktürme Planı' hazırladığını kaydetti. Tuncel, "Erdoğan ve AKP’nin bu 'Çöktürme Planı'nda 300 bin Kürdün yerinden yurdundan göçertilmesi, 15 bin Kürdün ölümü ve 10 binin tutuklanması var" diye ekledi.
Türkiye'nin Rojava'daki kazanımlara yönelik saldırılarına da tepki gösteren Tuncel, soykırım saldırılarına da şöyle değindi:

DİRENİŞ

"Gever’de, Nusaybin’de, Şırnak’ta, Cizre’de ve Sur’da çok büyük bedeller verildi. Ama inanın ki; bu direniş AKP faşizminin hedefine ulaşmasını engelledi. Kürtleri yerinden zorla göç etmeyi kafasına koymuş, ama ne yaptılarsa bir türlü amacına ulaşamadılar. Kürtler '90’lardaki gibi savaşta batıya göç etmedi. Bakın, Şırnak ve Nusaybin’de 3 Haziran’dan beri operasyon bitmesine rağmen halen 'sokağa çıkma yasağı' devam ediyor. Niye kaldırmıyorlar biliyor musunuz? Sağlam kalan evleri de yerle bir etmek için. Bunu Gever'de gördük. Halkımız direnişini AKP’nin bu göçertme politikasına karşı durarak verdi."

'ÇÖZÜM ELİMİZDE'

DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, açıklamasının sonunda şu mesajları verdi: "Hep savaş olmayacak; buna inanın. Barış, çözüm bizim elimizde. Biz yan yana geldikçe, örgütlendikçe, Ardahan’da meydana çıkıp ‘savaş değil barış istiyoruz’ dedikçe onların alanı daralır. Onların bu saldırganlığı sonlarının ne kadar yakın olduğunu gösteriyor.”