'Türk devleti öldürdü, mallarına el koydu, unutturmak istedi'
Ermeni Soykırımı'nın 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen panelde konuşan Prof. Dr. Yumul, "Geleneksel katı tutum daha postmodern bir inkar şekline bıraktı" dedi.
Ermeni Soykırımı'nın 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen panelde konuşan Prof. Dr. Yumul, "Geleneksel katı tutum daha postmodern bir inkar şekline bıraktı" dedi.
Ermeni Soykırımı'nın 100'üncü yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen panelde konuşan Prof. Dr. Yumul, "Geleneksel katı tutum daha postmodern bir inkar şekline bıraktı" diyerek, Davutoğlu'nun soykırıma dair mesajını da, soykırıma maruz kalan Yahudiler için Almanya tarafından yapılan açıklamalara benzetti. Av. Keskin ise "İttihatçı yapının devam ettiğini" söyledi.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Ermeni Soykırımı'nın 100'üncü yılı dönümü vesilesiyle Cezayir Toplantı Salonu'nda "Soykırım Tanınsın, Devlet Özür Dilesin" başlığı altında bir panel düzenledi. Panelin düzenlendiği salona "Devlet, soykırımı kabul et, Ermenilerden özür dile" , "Talat Paşa komitesi dağıtılacak" pankartı ile soykırıma ilişkin talepleri içeren pankartlar asıldı.
PROF. DR. YUMUL: POSTMODERN İNKAR ŞEKLİ
"Soykırımın kabulü: Özür ve tazminat" konulu oturumda konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arus Yumul, 'Ermeni Soykırımı ile ilgili söylemlerle Türkiye'nin hafıza rejiminde önemli bir kırılma yaşandığını' belirtti. Prof. Dr. Yumul, "Devleti homojen bir bellek yaratmakla kalmayıp vatandaşlarının da sorgusuz sualsiz söylemlerini kabul ettiği dönem kırılmaya başlandı. Kireçlenmiş olan söylem çözülmeye başlandı. Geleneksel katı tutum daha postmodern bir inkar şekline bıraktı" dedi.
Türk Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun soykırıma dair yayımladığı mesaja işaret eden Prof. Dr. Yumul, asıl amacın geçmişi unutturmak olduğunu vurgulayarak, açıklamanın İkinci Dünya Savaşı'nda soykırıma maruz kalan Yahudiler için Almanya tarafından yapılan açıklamalara benzediğini söyledi.
DOÇ. DR. KESKİN: TANIMA VE ÖZÜR 1915 İLE SINIRLI OLMAMALI
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferda Keskin ise soykırımın birçok ülke tarafından tanındığını ifade ederek, "Ermeni Soykırımı tanınmaya devam ettiği sürece bir norm haline gelecek. Bu norm kabul edilirse Lozan Antlaşması'nın belirli maddeleri de iptal edilecek. Türkiye'de soykırımı tanıma, özür dileme ve tazminat meselesinin sadece 1915'le sınırlandırılmaması gerekiyor. Çünkü bizim tarihimizde Dersim katliamı, 6-7 Eylül olayları ve 1964 olayları var. Türkiye hepsi için özür dilemeli" şeklinde konuştu.
AV. KESKİN: İTTİHATÇI YAPI DEVAM EDİYOR
"1915'le Yüzleşme Mücadelesi" başlığıyla devam eden panelin ikinci oturumunda konuşan Avukat Eren Keskin, Türkiye'de öğretilen tarihin doğru olmadığını dile getirerek, "Türkiye Cumhuriyeti, ittihatçılar tarafından soykırımlar katliamlar yapılarak kuruldu" dedi. Ermeni Soykırımı'nın da İttihat Terakki zihniyetinin bir ürünü olduğuna vurgu yapan Keskin, "Soykırımla ilgili ilk önce kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor. Devletin soykırımcı yapısıyla yüzleşebilmek için önce kendimizle yüzleşmemiz gerekiyor" dedi. AKP Hükümeti'nin, "Papa'nın açıklamaları" ve Avrupa Parlamentosu'nda kabul edilen soykırım tasarısı ile ilgili yaptığı açıklamaları hatırlatan Keskin, "Bu açıklamalar bir kez daha bize Türkiye'de ittihatçı yapının hala son derece devam ettiğini gösteriyor" diye ekledi.
AV. ÇETİN: ÖLDÜRDÜ, EL KOYDU, UNUTTURMA POLİTİKASI İZLEDİ
Dink Ailesi'nin Avukatı Fethiye Çetin ise Hrant Dink ile 24 Nisan 2011'de askerdeyken şüpheli bir şekilde öldürülen Ermeni Sevag Balıkçı'nın katledilmesine giden süreci anlattı. "Hepimiz biliyoruz ki, 100 yıl önce devlet kendi tebaasında bir grubu yok etti, öldürdü, mallarına el koydu, delilleri yok etti ve unutturma politikası izledi" diyen Av. Çetin, 1915'de yok edilenler üzerine yeni bir devlet ve millet var edildiğini söyleyerek, "Artık kimlikler varlıklarını yok edilme sürecine borçlular. O varlığın çok önemli sembollerinden biri Sabiha Gökçen'di. 1915'le yüzleşilmedikçe daha pek çok şiddetle karşılaşacağız" dedi.
DSİP Eş Sözcüsü Şenol Karakaş da soykırımla yüzleşmek için devlete karşı mücadele verilmesi gerektiğini söyledi.