Türkiye’de AKP/Saray yanlısı olmayanların “hain” ilan edildiği son siyasal süreçte kirli savaş konseptli yürütülen politikalar ile de muhalif olan herkese dönük başlatılan saldırılar hız kesmeden devam ediyor. 15 Temmuz gecesi yapılan sözde askeri darbe girişimi ardından OHAL’e sığınılarak çıkarılan KHK’lar ile kamuda kendi yandaşı olmayan herkesi tasfiye eden AKP/Saray rejiminin saldırı odağının başında ise Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve bağlı sendikaları geliyor. 

Özellikle KESK’e bağlı Eğitim Sen’e dönük saldırılarda da binlerce eğitim emekçisi görevlerinden alma ve ihraçlar ile kamudan tasfiye edilmeye edildi. Eğitim alanından yaklaşık bin eğitim emekçisinin görevden alındığı ve ihraç edildiği Urfa’da da siyasi soykırım saldırılarının odağında olan Urfa Eğitim Sen Şubesi’nin yaklaşık 500’ü bulan üyesinin kimisi meslekten ihraç edildi, kimisi de görevden alındı. AKP/Saray’ın sendika eve üyelerine dönük saldırılarına ilişkin Urfa Eğitim Sen Şubesi Eş Başkanı Dilek Çakıltaş, ANF’ye konuştu.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası, darbeyi KESK gerçekleştirmişçesine bir saldırıya maruz kaldıklarını söyleyen Çakıltaş, KESK’in askeri darbe girişimi sonrası mağdur edilen ve haksızlığa uğrayan bir sendika konumuna geldiğini dille getirdi. Çakıltaş, 15 Temmuz sonrası Eğim Sen üyesi 10 bin 200 eğitim emekçisinin maruz kaldığı ihraç ve görevden almalar içerisinde Urfa’dan da 462 üyelerinin açığa alındığını söyledi. Uğradıkları haksızlığa ve tasfiyeye karşı yoğun bir şekilde eylem ve etkinlikler yapmaya çalıştıklarını belirten Çakıltaş, ancak birkaç basın açıklamasının ardından OHAL gerekçe gösterilerek eylem ve etkinliklerinin de engellendiğini kaydetti. 

‘MÜCADELEMİZ SEKTEYE UĞRATILMAYA ÇALIŞILIYOR’

29 Ekim’de yeni bir KHK ile 8 arkadaşlarının özellikle ilçelerde ihraç edildiğini söyleyen Çakıltaş, Urfa’da sendika üyelerinden toplam 23 eğitim emekçisinin meslekten ihraç edildiğini belirtti. Sendika olarak açığa alınan arkadaşlarıyla dayanışma içerisinde olduklarının altını çizen Çakıltaş, ziyaretler gerçekleştirdikleri ve sendika olarak oturma eylemlerinin hala devam ettiğini kaydederek, şöyle devam etti: “Nöbetimiz devam ediyor. Tüm bunların hepsi bu ülkede emek mücadelesi veren ülkenin demokratikleşmesi için, insanca bir yaşam için mücadele veren böylesi kurumların mücadelesi sekteye uğratılmaya çalışılıyor. Hiçbir gerekçe gösterilmeden açığa alıp ve hiçbir soruşturmanın yürütülmemesi, açığa alınan üyelerimizin ifadelerinin alınmaması, bir savunma istenmemesi hukukun askıda olduğunu bizlere gösteriyor. Ama bizler bundan da yine güçlü bir şekilde çıkacağımızı biliyoruz.”

‘ÇOCUKLAR ÖLMESİN DİYENLER MESLEKTEN ATILDI’

Sokağa çıkma yasakları döneminde genel merkezleri tarafından alınan kararla tüm Türkiye’de 29 Aralık’ta bir günlük açlık grevine gittiklerini söyleyerek, açığa alınan kişilerin o günkü greve katılan üyeleri olduğuna dikkat çeken Çakıltaş, “O gün bizler çocuklar ölmesin, okula gidebilsinler diye bölgedeki eğitim emekçilerinin yaşam güvenceleri olsun diye bu taleplerle bir günlük iş bırakmıştık. Bizim gördüğümüz ve hukukçularımızın da incelediği kadarıyla açığa alınma nedenimiz için bu durum gösteriliyor. Ama sendika eylemleri suç değildir ve anayasa güvencesi altındadır. Biz de haklılığın verdiği bir güç ile şuan da birbirimize kenetlenerek ayakta durmaya çalışıyoruz” dedi.

‘BİZ EKMEĞİMİZİ TAŞTAN DA ÇIKARTIRIZ’

“Türkiye şuan da herkes için yaşanılmaz bir duruma getirilmeye çalışılıyor” diyen Çakıltaş, her ne olursa olsun kendilerinin umutlarının diri olduğunun altını çizerek, sendikalarını ve KESK’i korumaya çalışacaklarını kaydetti. Çakıltaş, yanlış bir şey yapmadıklarını, hem hukuksal hem de demokratik zeminde mücadele yürütmeye çalıştıklarını belirterek, mücadelelerinin hukuksal anlamda devam edeceğini ve eğer iç hukuk tükenirse AİHM’e kadar gideceklerini ifade etti. Sendika olarak kendilerinin aynı zamanda ihraç edilen üyelerine kısmi de olsa ekonomik destek sunmaya çalıştıklarını ifade eden Çakıltaş, kendilerini açlıkla terbiye etmeye çalışanlara karşı kendi aralarında dayanışma fonu örgütlediklerini söyleyerek, “Biz barış ve demokratik bir ülke istedik bundan sonrada bunları istemeye devam edeceğiz. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakabilmek için tüm bedeller ödemiştik ve bundan sonrada eğer bu bedelleri ödememiz gerekiyorsa yine öderiz. Bizi açlıkla terbiye etmeye çalışanlara cevabımız: Biz ekmeğimizi taştan da çıkartırız, bölüşürüz yoldaşlarımızla ama hiçbir şekilde aç kalmayız” dedi.