Geçtiğimiz Çarşamba günü, İsveç Parlamentosu’nda Türkiye’de insan hakları ihlallerini ele alan bir panele konuşmacı olarak katılan TiHV Başkanı ve Evrensel Gazetesi yazarı Şebnem Korur Fincacı’nın Türk devletinin yoğun saldırıları altında bulunan Özgür Gündem’e destek verdiği için İsveç Parlamentosu'nda düzenlenen panele katılmasının üzerinden 4 gün geçtikten sonra tutuklandığı belirtilen makalede şu görüşlere yer veriliyor:
“Fincancıyla beraber Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu ve Yazar Ahmet Nesin göstermelik bir duruşmada tutuklandı. Suçları susturulmak istenen Özgür Gündem'le sürdürülen bir kampanyaya katılmaları. Özgür Gündem Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlallerini gündeme getirdiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hedef alındı. Bu yıl 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü'nde gazeteyle dayanışmak amacıyla sembolik olarak bir kampanya başlatıldı. Kampanyaya katılarak gazetenin genel yayın yönetmenliği görevini üstlenen 37 tanınmış gazeteci aleyhinde dava açıldı. 14,5 yıl hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.”
ERDOĞAN REJİMİ CESUR GAZETECİLERİ SUSTURMAK İSTİYOR
“Türkiye'de görevlerini yaptıkları için gazeteciler neden tutuklanıyor?”, sorusuna cevap verilmesi gereken makalede, cevabın çok açık olduğu belirtildikten sonra, “Çünkü Erdoğan rejimi cesur gazetecileri susturmak ve basın ve ifade özgürlüğünün kırıntılarını tamamen ortadan kaldırmak istiyor. Tutuklanan gazetecilerin ortak noktaları; araştırmacı gazeteci olmaları ve insan hakları ihlallerini kamuoyuna açıklamaları” deniliyor.
Erdoğan'ın muhalif medyayı susturmak için başvurduğu yöntemlerin ele alındığı makalede Türkiye cezaevlerinde tutuklu bulunan gazetecilere de şu cümlelerle dikkat çekiliyor.
“Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın verilerine göre 10 Haziran tarihi itibariyle 35 gazeteci cezaevlerinde. Bunların çoğunluğu bağımsız haber ajansı DİHA ve Özgür Gündem gibi Kürt basınında çalışıyor. Erdoğan ve rejimini eleştiren herkes “terörist”, “”vatan haini” ve “casus” olmakla suçlanıyor ve ardından savcılar eleştirel sesleri susturmak için dava açıyor.”
TÜRKİYE GAZETECİLER İÇİN CEHENNEME DÖNÜŞTÜ
AKP Hükümeti ve Erdoğan'ın baskıları sonucu medyanın kendi kendisini sansür ettiği için halkın haber alma hakkının önemli ölçüde engellendiği belirtilen makalede, “Bir başka değişle Türkiye gazeteciler için bir cehenneme dönüştü ve Türkiye en fazla gazeteciyi hapseden ülke olmada liderliğini sürdürüyor” deniliyor.
Makalede imzası bulunan Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi ile Murat Kuseyri, olanları izlemekle yetinen dış dünya, Avrupa Birliği ve İsveç Hükümeti'ne de eleştiriler yöneltiyor.
İsveç'in dünyanın ilk basın özgürlüğü yasasını çıkaran ülkesi olduğu ve bu yıl basın özgürlüğünün 250. yılının kutladığını hatırlattıktan sonra, “İsveç, Türkiye'deki gazetecileri kendi kaderleriyle baş başa bırakamaz. Dışişleri Bakanımız Margot Wallström, sessiz diplomasiye son vermeli, açıkça Fincancı, Önderoğlu, Nesin ve cezaevlerindeki 35 gazeteciyle dayanışma içinde olduğunu açıklamalıdır” diyor.