'Türkiye ekonomisi en kırılgan dönemini yaşıyor'

Hükümetin uyguladığı politikalardan dolayı Türkiye'nin adı konulmamış bir krizin içinde olduğunu vurgulayan Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Görevlisi-Ekonomist Aydın Arı, savaş politikalarının halkı yoksullaştırdığını kaydetti.

Türkiye ekonomisi son 14 yılın en sallantılı günlerini yaşıyor. Dolar tarihin en yüksek değeri olan 3.28 liranın üzerinde işlem görüyor. Bunun yanı sıra altın ve euro da dahil tüm kurlar psikolojik sınırın çok üstünde. İşsizlik oranları devletin rakamlarına göre yüzde 11'lerde olsa da üniversite öğrencileri, ev kadınları, askerler,  cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerle beraber bu rakam yüzde 30'ları aşıyor. 

Türkiye'nin adı konulmamış bir kriz yaşandığını kaydeden Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Görevlisi ve Ekonomist Ahmet Aydın Arı, krizin nedenlerini ise, Türkiye ekonomisinin başta Suudi Arabistan ve ABD'ye bağımlı olmasıyla beraber hükümetin içerde ve dışarıda saldırgan bir politika izlemesinin yanı sıra siyasetteki belirsizlikler ile baskıcı politikalar olarak sıraladı. 

RAKAMLAR KRİZİ DOĞRULUYOR!

Çeşitli kurumların ve devletin paylaştığı rakamlara göre ,Türkiye'nin ekonomik krizde olduğu değerlendirmesini yapan Arı, "Türkiye’nin büyüme rakamları, üretimin tüketime oranı, enflasyon, cari açık, işsizlik oranı tüm bunların dışında en önemlisi de halkın alım gücünün olması gerekenin çok altında oluşu krizi somutlaştırıyor" dedi. 

'HÜKÜMET GÜNÜ KURTARIYOR'

Hükümetin inşaat sektörü ve bir takım sıcak para kaynakları sayesinde 'günü kurtardığını' kaydeden Arı, "İnşaat sektörü kendi içinde enerji, ulaşım, hastane, karakol, alt yapı gibi alt başlıkları barındırıyor. Evet bu kalemler ekonomide bir hareketlik yaratıyor. Ancak eninde sonunda yaşanan kriz orta ve uzun vade de geniş halk kitlelerine yansıyacak" diye belirtti.

'AÇIKLANAN ENFLASYON ORANLARININ PİYASADA KARŞILIĞI YOK!'

Devletin enflasyonu yüzde 8 olarak açıklamasının piyasalarda bir karşılığının olmadığının altını çizen Arı, "Hükümet geçtiğimiz yıla göre ev kirası, enerji, ulaşım, gıda gibi temel kalemlere en az yüzde 15 zam yaptı. Ancak emekçilere ise maksimum yüzde 8'lik bir artırım yaptı" dedi.

'HERKESİN BANKALARA BORCU VAR'

Türkiye halklarının her yıl daha da yoksullaştığını dile getiren Arı, "Neredeyse herkesin bankalara borcu var. Kredi kartları şişmiş durumda. Gayrimenkul satışları olağanın çok üstünde. İnsanlar, mortgage kredilerinin taksitlerini bitiremeden evini satmak zorunda kalıyor" değerlendirmesini yaptı. 

'SİYASETTEKİ BELİRSİZLİK KRİZİ TETİKLEDİ'

Siyaset alanında yaşanan belirsizliklerin başta küçük esnaf olmak üzere tüm halkı etkileyeceğini belirten Arı, "Ülkede yaşanan siyasi belirsizlik ekonomi de krize yol açar. Bu ekonominin temel kuralıdır. Artan belirsizlik ülkedeki vatandaşların mal yada hizmet taleplerinde azalmaya yol açar. Bu da doğrudan küçük esnafı vurur. Son süreçte yaşanan siyasi belirsizlikler krizi tetikledi" dedi. 

Türkiye ekonomisinin en kırılgan dönemlerini yaşadığını önemle vurgulayan Arı, "Siyaset alanının ve buna paralel olarak ekonominin geleceği belirsiz. Belirsizlik demek kriz demektir. Kişilerin borç yükü çok yüksektir. Bu durum eninde sonunda geniş halk kitlelerine yayılacak" diye konuştu.

'SAVAŞ POLİTİKALARI HALKLARI YOKSULLAŞTIRIYOR'

Savaşın geniş halk kitlelerine ekonomik kriz olarak yansıdığını söyleyen Arı, 80'lerde, 90'larda ve günümüzde yaşanan krizin savaşlardan ve çatışmalardan bağımsız ele alınamayacağına işaret etti. Savaşlarda halkların payına ölüm ve yoksulluğun düşeceğini vurgulayan Arı, "Halklar yoksullaşacak. Bunun yanında başta silah, inşaat, ecza gibi sektörler olmak üzere uluslararası sermaye ise zenginliğine zenginlik katacak" dedi. 

'2023 HEDEFLERİ KRİZİ DERİNLEŞTİRECEK'

Türkiye'nin 2023 hedeflerinin gerçekleri yansıtmadığının altını çizen Arı, şunları belirtti: "2023 hedeflerine göre her yıl 400 bin kişi işe alınacak. Ancak 2023'te sadece üniversitelerden her yıl 800 bin öğrenci mezun olacak. Sadece bu tabloya bakarsak bile ne kadar geride olduğumuz anlaşılacak. Kriz her yıl daha da derinleşecek. Hükümette bunun farkında. Onun için Türkiye'de ekonomi konuşulmuyor".