Tutsaklara ses verdiler: Tecrit hemen kaldırılsın

Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi, siyasi tutsakların 40 günü aşan açlık grevine ses vermek için Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde kitlesel eylem yaptı.

Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde siyasi tutsakların açlık grevlerine ses vermek için kitlesel eylem düzenledi. Zılgıt ve ıslıklar eşliğinde cezaevi önüne akın eden yüzlerce kişi, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganını attı.  Barış Anneleri'nin beyaz tülbentleriyle ön saflarda yerini aldığı eyleme, HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit katıldı. “Talepleriniz taleplerimizdir. Bijî berxwedana zindanan” yazılı pankart ile “Çıplak aramaya son”, “Sürgünler durdurulsun”, “Tecrit insanlık suçudur” dövizlerini taşıyan kitle hep bir ağızdan, “Bijî berxwedana zindanan”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “Bijî Serok Apo”, “Selam selam Selo’ya, Figen‘e bin selam", “Faşizme karşı omuz omuza”, “Jin, jiyan, azadi”, “Anayız, barıştan yanayız” sloganları attı. 

‘BİZ DİRENİŞİ MAZLUM DOĞAN’LARDAN BİLİYORUZ’

Eylemde ilk sözü alan Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi Eş Sözcüsü Gülsev Kaya, devlet geleneğinin düşünceyi beton duvarlara sıkıştırarak yok edeceğini sandığını ancak bunun mümkün olmadığını belirten Kaya, “Biz direnişi Mazlum Doğan’lardan, İbrahim Kaypakkaya’lardan biliyoruz” dedi. Kaya, "Bizler zindanın sesi olmaya devam edeceğiz. İçeride bulunan politik tutsaklar yalnız değildir” diye konuştu. 

‘TUTSAKLARIN SESİ OLMAK BOYNUMUZUN BORCU'

HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit ise Türkiye cezaevlerinde siyasi tutsaklara 'cezaevi içinde cezaevi' yaşatıldığına işaret etti.  Koçyiğit, devletin siyasi tutsaklara bir öç alma gözüyle yaklaştığını ve 15 Temmuz’dan bu yana OHAL gerekçe göstererek cezaevlerinde her gün haksız ve hukuksuz uygulamalara imza atıldığını vurguladı. Tutsakların tabi tutulduğu hak ihlallerini sıralayan Koçyiğit, “Biz şunu biliyoruz; tutsakların hiçbir şeyleri yok, ellerinde sadece bir tek canları var ve bugün hak almak için insan onuruyla bağdaşmayan tutumlara karşı o canlarını ortaya koymuş durumdalar. Buna karşı ses olmak, can olmak ve bu sesi yankılatmak, duyurmak biz dışarıdakilerin boynunun borcu” diye konuştu. 

'ÖCALAN'A TECRİT DERHAL KALDIRILSIN'

Devletin cezaevi pratiğini, Ulucanlar'dan, Diyarbakır zindanlarından, 19 Aralık Katliamı'ndan çok iyi tanıdıklarını kaydeden Koçyiğit, aynı sürecin yaşanmaması için hükümete sorumlu davranma çağrısında bulundu. ”Sanmasınlar ki dört  duvar arasındalar; sesleri dışarıda ulaşmıyor, her gün sesleri dışarıyla buluşuyor” diyen Koçyiğit,  içerde 2000’li yılların tekrarlanmasına izin vermeyeceklerinin altını çizdi.  AKP'ye seslenen Koçyiğit, “İçeriden tek bir tabutun dahi çıkmasına izin vermeyeceğiz. Size düşen içeridekileri yaşatmaktır, cezaevine koyduğunuz insanların yaşam hakkını, güvenliğini korumaktır. Başta Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit derhal kaldırılmalıdır. Buradan tecridin mutlak insanlık suçu olduğunu yineliyoruz” dedi. 

'SESLERİMİZİ YÜKSELTECEĞİZ'

HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise “Hapishanede olduğunuz zaman size yapılan her muameleyi kabul edeceksiniz anlamına gelmez” diye konuştu. Ortada hiçbir suç yokken, insanların cezaevlerine gönderildiğine işaret eden Kerestecioğlu, özellikle son 2 yıldır bir adam başkan olsun diye Türkiye’deki bütün muhaliflerin cezaevlerine doldurulduğunu söyledi. Cezaevlerindeki açlık grevlerinin 43’üncü gününe dayandığına dikkat çeken Kerestecioğlu, "Yılmayacağız, boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz. 16 Nisan’da cezaevinde olan insanlar nasıl seslerini bedenleriyle yükseltiyorlarsa bizler de seslerimizi yükselteceğiz” diye konuştu. 

DESTEK ÇAĞRISI

Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifi adına açıklamayı Arif Yılmaz okudu. Siyasi tutsakların tabi tutulduğu hak ihlallerini sıralayan Yılmaz, tutsakların keyfi sürgünlere, zorla çıplak arama dayatmasına maruz kaldığını, tedavilerinin engellendiğini, eşyalarının zorla toplatıldığını, kitaplarının kısıtlandığını, avukat görüşme odalarının kamera ile izlendiğini, Kürtçe hiçbir yazının verilmediğini, sohbet ve ortak alan etkinliklerinin yasaklandığını, koğuş ve hücrelere giriş çıkışlarda parmak izlerinin alındığını, hücrelerine sürekli baskın yapıldığını söyledi. Yılmaz, tüm demokratik, devrimci kamuoyunu tutsakların açlık grevi direnişine destek vermeye çağırdı. 

Açıklamanın ardından kitle oturma eylemi gerçekleştirdi.