Tutuklu 22 KESK’li için tahliye kararı
Tutuklu 22 KESK’li için tahliye kararı
Tutuklu 22 KESK’li için tahliye kararı
“KCK üyesi olmak ve KCK adına sendikal faaliyette bulunmak” suçlamalarıyla yargılanan 22’si tutuklu 72 KESK’linin yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi. Mahkeme heyeti, 22 KESK’linin tahliyesine karar verdi.
72 KESK’linin yargılandığı davanın ilk duruşmasının öğleden sonraki ikinci oturumunda yargılanan sendikacılar savunmalarını verdi. Duruşmada ilk savunma yapan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, gözaltına alındıklarında kendilerine 115 sayfalık soru sorulduğunu, kendisinin de ilk duruşmada 115 sayfalık savunma yapacağı yönünde açıklama yaptığını belirtti. Özgen, zamanın kısıtlı oluşu ve savunma yapacak sendikacıların sayısındaki yoğunluk nedeniyle yazılı olarak hazırladığı 5 sayfalık savunmasını okudu.
Gözaltına alındıkları sırada kamuoyunda çıkan kimi haberlerle teşhir edildiklerini söyleyen Özgen, “Hukuksuz uygulamalar ve hasmane yaklaşımlarla gözaltına alındık. Bulunduğum yer bilinmesine rağmen Silvan’a giderken 3 adet zırhlı araçla yolum kesilerek durdurulup gözaltına alındım. Sıkıyönetim ve OHAL manzaralarına maruz bırakıldım. 12 Eylül sonrasında bu şekilde gözaltına alınan ilk genel başkanım. Faaliyetlerimiz yasadışı ilan ediliyor. Dosyada gizlilik kararı var dendi. Ancak gözaltına alındığımız ilk 4 gün boyunca gizlilik kararı var denilen dosya basına servis edildi. Bunun hukukla ilgisi yok” dedi.
İki yıl boyunca telefon görüşmelerinin takip edilmeleri ve izlenmelerine rağmen iki ihbar maili neticesinde bu operasyonun yapıldığını belirten Özgen, “Ne hikmetse bu mailler açıklamandı. Kim nerede nasıl bir ihbarda bulunmuş belli değil. Bu şekilde suçlanmayı doğru bulmuyoruz. Eylemlerimiz zaten polislerce biliniyordu ancak toplantılarımızın da gizlice izlendiğini öğrendik. İki yılda hangi delilleri elde etmişlerdir. Sendikal görüşlerimiz dışında hiçbir şey yok. Yargı 40’ı aşkın teknik takip onayı vermiş. Görüşlerimiz öğrenilmek isteniyorsa genel kurullarımız, çıkardığımız yayınlar, web sitemiz üzerinden bunlar mümkün. Bunları zaten paylaşıyoruz. Yasadışı eylemlerle sendikayı ele geçirmeye çalıştığımız iddia ediliyor. DEMEP zaten yasadışı değil, konfederasyon seçimlerinde faal olan bir yapıdır” ifadelerinde bulundu.
YARGILAMANIN ÖZÜ KÜRT KİMLİĞİNDEN KAYNAKLIDIR
Kürt sorununa karşı da duyarlı bir konfederasyon olduklarının altını çizen Özgen, “İnkar siyasetine karşıyız. Çözüm için katkı sunacağımıza inanıyoruz. Kürt siyasetinde kullanılan kavramları kullanmamız ise delil olarak gösteriliyor. Bu suçlama kararı yapılamaz. Kürt’üm, sendikacıyım ve de sosyalistim. Yasal mücadele yürüten Kürtler her alanda olduğu gibi sendikal mücadelede de yasadışı bir konuma itilmek isteniyor. Bu hukuksuzluktur. Sendikacılar hedef olmuştur. Gazeteciler, öğrenciler, siyasiler, emekçiler bundan ötürü hedef oluyor. Kürt kimliğinden dolayı yargılanıyoruz” dedi.
KÜRTLER KENDİ KİMLİKLERİYLE SENDİKAL MÜCADELEDE YER ALIYOR
Özgen, kendi şahsında KESK’in yargılanmasının hakaret içerikli yaklaşımla örgütle bağlantı kurulmaya çalışılarak gerçekleştirilmek istendiğini söyleyerek, şunları ifade etti: “Kürtler sendikal alanda kendi kimlikleriyle yer alıyor. KCK yapılanması olmadan önce 1989’dan bu yana yer alıyoruz. Kürt emekçileri sendikal mücadele yürütüyor. Savcının örgüt üyeliği yaklaşımı ise ayrımcı, ötekileştiricidir. KESK resmi bir kurumdur. Yuvalanma, sızma gibi hakaret edici yaklaşım haksızdır. KESK’lileri zan altında bırakmaktadır. Çeşitli sivil toplum örgütlerinin de yer aldığı 34 etkinliğin ‘örgüt talimatıyla’ yapıldığı iddia ediliyor. Hakkaniyet, bu iddiaların dosyadan çıkarılmasını gerektiriyor. Suçlamaları kabul etmiyoruz.”
‘KESK ŞAHSINDA DEMOKRASİ GÜÇLERİ YARGILANIYOR’
Onca etkinlik hakkında 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten hiçbir şekilde dava açılmadığını dile getiren Özgen, şunları söyledi: “Toplantı ve çalıştaylarımız yasadışı ilan ediliyor. Bu nedenle tutuklanan arkadaşlarımızın cezaevinde kalmaları ise hakkaniyetle bağdaşmıyor. Masumiyet karinesi de yok sayılıyor. İddianamenin son bölümlerinde Antep’te karakola yapılan bombalı saldırının failinin devlet memuru olduğu ve KESK’li sendikacıların zan altında bırakıldığı bu ibarelerde sanki tüm emekçiler bu saldırıyı gerçekleştirmişçesine bir yaklaşım var. Bir polis işkence yapıyorsa tüm polisler suçludur bu anlayışa göre. Hukukla ilgisi olmayan bu davada sadece KESK’liler değil, demokrasi güçleri de yargılanıyor.”
‘YÜRÜTÜLEN MÜCADELE MEŞRU SENDİKAL MÜCADELEDİR’
Özgen, okuduğu savunmayı daha sonra mahkeme başkanına iletti. Özgen’in ardından diğer 15 sendikacı da yazılı olarak savunmalarını sundu. Ancak her KESK’li yazılı savunmanın yanı sıra sözlü olarak da savunma verdi. Sendikacıların savunmalarının ortak paydası suçlamaların hukukla bağdaşmadığı ve yürütülen sendikal, emek mücadelesinin meşru olduğunun altı çizildi. Ayrıca yargılanan KESK’liler, katılmadıkları toplantılara katılıp konuşma yapmış gibi iddianamenin şişirildiğine de dikkat çekti. 7 sendikacı da tercümanlar eşliğinde savunmalarını Kürtçe olarak yaptı. Yazılı olarak savunmalarını mahkeme başkanına sunan 7 sendikacı, ayrıca sözlü olarak da savunma yaptı.
‘DELİLLER YASAYA AYKIRI’
KESK’lilerin savunmalarının ardından savcı tutuklu 22 sendikacının adli kontrol hükümleri uygulanmak şartıyla tahliye edilmelerini talep etti. Savcının talebinin ardından söz alan KESK’lilerin avukatlarından Öztürk Türkdoğan, Levent Kanat ve Mehmet Tiryaki, yaptıkları savunmalarda delillerin yasaya aykırı olduğunu, telefon dinlemelerinin yasaya aykırı yapıldığını vurguladı. Avukatlar, müvekkillerinin tutuklu kalmalarını gerektirecek durumlarının söz konusu olmadığını belirterek, tahliyelerini talep etti.
Mahkeme duruşmaya kısa bir ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Metin Vuranok, Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri İzzettin Alpergin, Eğitim Sen Genel Kadın Sekreteri Sakine Esen Yılmaz, BTS Eski Genel Başkanı KESK Genel Meclis Üyesi Yunus Akıl, KESK Genel Meclis Üyesi Belgizar Sazak, Tüm Bel-Sen Ankara 2 No'lu Şube Yöneticisi Yılmaz Yıldırımcı, SES Ankara Şube Üyesi Erdal Turan, Tüm Bel-Sen Ankara 2 No'lu Şube Üyesi Ferruh Çelik, Eğitim Sen Ankara 2 No'lu Şube üyesi ve KESK Genel Meclisi Üyesi Aykut Erhan Turgut, Haber-Sen Genel Kadın Sekreteri Seyran Şık, Tarım Orkam-Sen Ankara Şube Örgütlenme Sekreteri Mehmet Sezgin İbin, Yapı Yol-Sen Ankara Şube Başkanı Mustafa Bozan, Eğitim Sen Ankara 4 No'lu Şube Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Arda, Eğitim Sen Ankara 1 No'lu Şube Özlük ve Hukuk Sekreteri Nihat Kılınçalp, Eğitim Sen Gebze Şube üyesi Deniz Bozbey, Eğitim Sen Adıyaman Şube Üyesi ve Şube Eski Başkanı Bekir Gürbüz, Eğitim Sen Malatya Şube Üyesi ve Şube Eski Yönetim Kurulu Üyesi Tarık Kaya, Eğitim Sen Ankara 5 No'lu Şube Üyesi Osman İşçi, Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, Eğitim Sen Ankara 2 No'lu Şube Sekreteri Çerkez Aydemir, SES Merkez Denetleme Kurulu Başkanı Fikret Çalağan, Eğitim Sen Urfa Şube Üyesi ve Siverek Eski Temsilcisi Şerif İldoğan’ın tahliyesine karar verdi.
'ZAFER DİRENEN EMEKÇİLERİN OLACAK'
Kararın verilmesinin ardından tutuklu sanıklar, zılgıt çekti. Mahkeme önünde bekleyen yüzlerce kişi tahliye kararını almasıyla birlikte “Zafer direnen emekçilerin olacak” ve “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganı attı. Mahkeme çıkışında kısa bir konuşma yapan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, siyasal bir sürecin tanığı oldukların belirterek, “Emekçilere karşı dayatılan haksız ve hukuksuz tutumlara karşı sanık olduğumuz bir davayı kazandık. Emek ve demokrasi mücadelemiz birilerini korkutmuş durumda. Kürt emekçileri ve emek ve demokrasi mücadelesi veren emekçiler şahsında bir dönemin tarihi yargılandı” dedi.