'Uçurumdan 500 Ermeni çocuk fırlatıldı'

Nesilden nesile aktarılan katliamın olduğu bölge üzerinde uzun yıllar araştırma yapan Eyüp Güven, Ermeni çocukların kol ve bacaklarından tutan Osmanlı askerlerinin, çocukları uçurumdan fırlatıp 'kuş uçuyor' dediklerini anlattı.

Mardin'in Derik ilçesinde 1915 yılında 'Gov' adı verilen mıntıkada en az 500 Ermeni çocuk katledildi. Nesilden nesile aktarılan katliamın olduğu bölge üzerinde uzun yıllar araştırma yapan Eyüp Güven, Ermeni çocukların kol ve bacaklarından tutan Osmanlı askerlerinin, çocukları uçurumdan fırlatıp 'kuş uçuyor' dediklerini anlattı.

Ermeni Soykırımı'nın olduğu 1915 yılında Osmanlı devletinin Mardin'in Derik ilçesinde bulunan 'Gov' mıntıkasında işlediği vahşi cinayetleri anlatan Araştırmacı-Yazar Eyüp Güven, 'Derik Tarihi' adlı kitabında yer verdiği binlerce Ermeninin katledildiği bölgeler, 5 kiliseden 4'ünün yıktırıldığı ve Surp Kevark Ermeni Kilisesi'nin de 'Dêra Ror' atlar için ahır olarak kullanıldığını belirtiyor. Güven, 500 Ermeni çocuğun 'Gov' mıntıkasında uçurumdan atıldığını belirtiyor.

'ERMENİ ÇOCUKLAR UÇURUMDAN KUŞ GİBİ FIRLATILIYORDU'

Ermeni Soykırımı üzerinde araştırmaları ile bilinen Güven, Derik'te yaşanan katliam yerlerini şöyle anlatıyor: "1914’ten 1915 yılına kadar ilçede gerçekleştirilen bir katliam sürecidir. Dışarıdan getirilen Ermeniler, binden fazla kadın, çocuk, yaşlı ve genç katledilmiştir. İlçedeki katliamlar Gov, Gire Kot, Texte Firêşîyê, Xerzikê Korta ismi ile anılan bölgeler, katliamın yapıldığı bölgelerin başında gelmektedir. Bu yerleşim birimlerden her birisi kendi alanında birer vahşet örneği olmuştur. Bunlardan biride Gov mevkisi vahşetidir.

İlçenin doğu yönüne denk düşen sıra dağlarının hemen eteğinde bulunan yarım ay şeklinde olan, yüksekliği en az 40-50 metre, iki uç arası 2 kilometre yakın olan Gov mıntıkası Ermeni çocuklarının öldürülmesi ile özdeşleşen bir yerdir. 1915 sürecinde ilçeden kaçma olanağı olmayan ailelerden bazıları Müslüman Kürtler tarafından himaye edilirken bazıları da katliamdan kurtulamamışlardır. İlçe sakinlerinden olan bazı aileler vasıtasıyla, 1 ile 5 yaş arası çocuklar at ve eşek heybelerine 5’er ve 10’ar gruplar halinde doldurulup Gov mıntıkasına getirilmekteydi. Bu mıntıkaya getirilen çocuklar bir bacağından tutup kollarıyla tam daire çevirerek havaya doğru güya, karşı tarafta bulunan kişiye doğru savurmaktaydılar. Bu esnada onu havaya savururken 'Çuk firriya –Çuk Hat, Kuş Uçtu- Kuş geldi' diye havaya atarlardı ve o çocuklar havada bir daire çizer çizmez 100 metre yükseklikten aşağıdaki sivri kayalıklara doğru düşer parçalanırlardı. En az 500’e yakın bu yaştaki çocuklar bu yöntemle katledilmişlerdir."

'ZANAATKARLARIMIZ ERMENİLERDİ'

Derik'te yaşayan Ermenilerin soykırımdan geçmelerinin, insanlık medeniyeti için de büyük bir kayıp olduğuna işaret eden Güven, Derik'te yüzlerce yıl Kürtlerle yaşayan Ermenilerin zanaatkar yönlerine değinerek, "Dünya tarihinde yeryüzünde bugün hala yaşayan en eski kavimlerden biri olan Ermenilerin tarihi geçmişlerinden ziyade onların ilçemizdeki var oluşları ve ilçemizde yaptığı çalışmalar ve yenilikler hiçbir zaman azımsanamayacak düzeydedir. İlçemizin temel ekonomik kaynağı olan Zeytincilik, Ermeni halkının girişimleri sonucu büyük bir önem kazanmıştır, hatta rahatlıkla şunu diyebiliriz; ilçede yetişen zeytin ağaçları onların eserleridirler. Zeytinpınar ve Xab bahçelerindeki zeytinliklerin isimleri günümüzde dahi onların isimleri ile anılmaktadır. Bir diğer olay ise ilçemizde hangi köklü aile araştırılırsa mutlaka bu ailenin içerisinde Ermeni kökenli olan bir birey ile evlilik görülür ve bu evlilikle hemen hemen ilçedeki herkes dayı yeğen konumuna gelmişlerdir" şeklinde konuştu.

'BİNLERCE AİLEDEN BİR AİLE KALDI'

Derik'te katliam öncesinde binlere varan Ermeni nüfusundan sadece tek bir ailenin kaldığını söyleyen Güven, "Ancak 1915 yılından önce ilçede yaşayan Ermeni nüfusu 1900 olarak bilinmektedir. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bu köylere dağıtılan çocuklar ilçeye dönmüşlerdir. Günümüzde gerek ekonomik gerek siyasi istikrarsızlık yüzünden Ermenilerin tümü göç etmiş durumundadırlar. İlçemizde nüfus yapısı itibariyle yüzde kırklara varan nüfustan sadece bir aile kalmıştır" bilgisini verdi.

'5 ERMENİ OKULU VE 5 KİLİSE VARDI'

Ermeni Soykırımı öncesinde 5 okul, sinema salonları, sabun imalathaneleri gibi birçok zanaat yerlerinin de olduğuna işaret eden Güven, Ermeni cemaatinin eğitime verdiği öneme dikkat çekerek, "1915 sürecinden önce ilçemizde eğitimi yapılan beş okul mevcut olup, ilköğretim düzeyinde Ermeni çocuklarının eğitimi için iki okul vardı. 1. mektebi ibtidai (yeni başlayanlar için anaokulu), 2. mektebi sibyan; ilkokul seviyesinde eğitim vermekteydi. Bu okullarda 5 ve 6 yaşındaki çocuklara okuma-yazma ve dini bilgiler verilirdi. Fransızca diliyle eğitim görülmekteydi. Ayrıca 3 Ermeni kız okulu; Fransızca ve Ermenicenin kullanıldığı kız öğrencilere yönelik okul vardı. İlçemizin her yerinde gerek kültürel alanda gerek tarihi miras alanında en önemlisi zanaatkârlıkta varlıkları tartışılmazdır" diye kaydetti.

'EVLER ASKERLİK ŞUBESİ OLDU'

Araştırmacı-Yazar Eyüp Güven, şunları da belirtti:

"(...)Derik’teki cemaat 5500 lira ödeyerek, atlarının ahırları olarak kullanılan Surp Kevork Ermeni Kilisesi'nin 1957 yılında mülkiyetini geri almıştır. Bu yüzden ilçemizde bulunan kilise özel mülkiyet statüsündedir. Bununla birlikte evlerinin birçoğu başta askerlik şubesi olmak üzere çeşitli resmi daire için kullanılmıştır. Ancak bu evler daha sonra açılan mahkemeler sonucu kendilerine iade edilmişlerdir. İlçede yaptıkları iş sahaları ve bıraktıkları çalışma şekli bu durumu çok güzel bir şekilde ifade etmektedir. Derik’te yaşadıkları süre içerisinde iki sinema salonu, yedi sabun imalathanesi (Karxanê Sabunê) vardı."

...
...