ÝHD: Soykırımlarla yüzleşme süreci başlamalı
ÝHD: Soykırımlarla yüzleşme süreci başlamalı
Ýnsan Hakları Derneði (ÝHD), Ermeni Soykırımı’nın yıldönümü olan 24 Nisan vesilesiyle yaptıðı açıklamada, hükümeti “tarihte yaşanan soykırımlar başta olmak üzere insanlıða karşı işlenmiş suçlarla yüzleşme sürecini başlatmaya” çaðırdı.
ÝHD yazılı açıklamasında, “24 Nisan günü Türkiye’de tabu olmaya devam etmektedir. Ancak insan hakları savunucuları tarihte yaşanılan acı olaylarla yüzleşilmesi gerektiðini sürekli ifade etmekte ve bu konuda çeşitli çalışmalar yapmaktadırlar. Ýnsan Hakları Derneði, 1915 yılında başlayan ve belli bir süre devam ettirilen Ermeni ve Süryanilere yönelik sistematik yaşam hakkı ihlallerini soykırım olarak nitelendirmektedir” dedi.
Türkiye’deki Ýnsan Hakları Örgütlerinin Ermeni soykırımı konusunda ortak bir tutum geliştirdiklerini ve bu konuda dünya kamuoyuna açıkladıklarını belirten ÝHD, sözkonusu deklarasyonu yeniden hatırlattı:
“Ermenistan’da 6-8 Nisan 2010 tarihlerinde gerçekleşen FIDH 37. Kongresi çerçevesinde Türkiye’den ve Ermenistan’dan bir araya gelen insan hakları örgütleri aşaðıdaki ortak deklarasyonu açıklamıştır:
Bizler, insan haklarının Türkiye ve Güney Kafkaslardaki barış süreci için kilit bir rol oynayacaðına, bölge ülkeleri arasında saðlanacak uzlaşı ve iyi komşuluk ilişkilerine, güvenliðin saðlanmasına, bölgenin refah ve itibarının gelişmesine katkı saðlayacaðına inanıyoruz.
Bizler her iki ülkeyi ve toplumu, etnik ve dini temelli ayrımcılık gibi geçmişte yaşanmış insan hakları ihlallerinin olumsuz sonuçlarıyla ilgili telafi süreci için gerekli atmosferi oluşturma yönünde çabalarını birleştirmeye ve bundan sonrası için uluslararası dokümanlarca tanımlanmış insan hakları standartlarına baðlı kalmaya çaðırıyoruz.
Bölgede insan haklarına saygının gereði olarak, tüm ülkeleri, Türkiye’deki 301. Madde örneðinde olduðu gibi Türkiye Ermenistan diyalogunu sınırlayan ifade özgürlüðü önündeki yasal engelleri kaldırmaya çaðırıyoruz.
Bizler, Ermenistan ve Türkiye’deki iktidar ve muhalefet tüm siyasi grupları iki ülke ve toplum arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için gerekli adımları atma noktasında üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye teşvik ediyoruz. Bu adımlar, karşılıklı sınırların açılarak ilişkilerin normalleşmesiyle ilgili protokollerin uygulamaya konmasını kapsamaktadır. Bu yönde saðlanacak ilerleme ve Türkiye’deki demokratik deðişim süreci, trajik Ermeni Soykırımı meselesinin ifade edilmesinde olumlu bir atmosfer ortaya çıkartacaktır.
Bölgedeki uluslar arasında Militarist kurum ve ihtiraslarla beslenen her türlü düşmanlıðı kınıyoruz.
Türkiye ve Ermenistan arasındaki kalıcı barışın saðlanması gelecekte oluşabilecek her türlü husumetin önüne geçilmesi için, her iki devlete Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisini düzenleyen Roma Statüsünü onaylaması çaðrısında bulunuyoruz.
Ýki toplum arasında köprülerin inşa edilmesi amacıyla, her iki ülkenin içe dönük kapsamlı politikalar geliştirerek her alanda yaşanacak harici tutumların önüne geçmesi çaðrısında bulunuyoruz. Her iki ülkenin devletlerini ve sivil toplum kurumlarını, medya, eðitim, yönetim, hukuksal ve toplumsal pratikler gibi hayatın tüm alanlarında eşitliði ve adil muameleyi önceleyen politikalar geliştirmeye çaðırıyoruz. “
ÝHD, “Hükümetimizi yukarıda belirtilen deklarasyon metnine uygun davranmaya ve tarihte yaşanılan soykırım başta olmak üzere insanlıða karşı işlenmiş suçlarla yüzleşme sürecini başlatmaya davet ediyoruz” diye belirtti.
ANF NEWS AGENCY
ÝHD yazılı açıklamasında, “24 Nisan günü Türkiye’de tabu olmaya devam etmektedir. Ancak insan hakları savunucuları tarihte yaşanılan acı olaylarla yüzleşilmesi gerektiðini sürekli ifade etmekte ve bu konuda çeşitli çalışmalar yapmaktadırlar. Ýnsan Hakları Derneði, 1915 yılında başlayan ve belli bir süre devam ettirilen Ermeni ve Süryanilere yönelik sistematik yaşam hakkı ihlallerini soykırım olarak nitelendirmektedir” dedi.
Türkiye’deki Ýnsan Hakları Örgütlerinin Ermeni soykırımı konusunda ortak bir tutum geliştirdiklerini ve bu konuda dünya kamuoyuna açıkladıklarını belirten ÝHD, sözkonusu deklarasyonu yeniden hatırlattı:
“Ermenistan’da 6-8 Nisan 2010 tarihlerinde gerçekleşen FIDH 37. Kongresi çerçevesinde Türkiye’den ve Ermenistan’dan bir araya gelen insan hakları örgütleri aşaðıdaki ortak deklarasyonu açıklamıştır:
Bizler, insan haklarının Türkiye ve Güney Kafkaslardaki barış süreci için kilit bir rol oynayacaðına, bölge ülkeleri arasında saðlanacak uzlaşı ve iyi komşuluk ilişkilerine, güvenliðin saðlanmasına, bölgenin refah ve itibarının gelişmesine katkı saðlayacaðına inanıyoruz.
Bizler her iki ülkeyi ve toplumu, etnik ve dini temelli ayrımcılık gibi geçmişte yaşanmış insan hakları ihlallerinin olumsuz sonuçlarıyla ilgili telafi süreci için gerekli atmosferi oluşturma yönünde çabalarını birleştirmeye ve bundan sonrası için uluslararası dokümanlarca tanımlanmış insan hakları standartlarına baðlı kalmaya çaðırıyoruz.
Bölgede insan haklarına saygının gereði olarak, tüm ülkeleri, Türkiye’deki 301. Madde örneðinde olduðu gibi Türkiye Ermenistan diyalogunu sınırlayan ifade özgürlüðü önündeki yasal engelleri kaldırmaya çaðırıyoruz.
Bizler, Ermenistan ve Türkiye’deki iktidar ve muhalefet tüm siyasi grupları iki ülke ve toplum arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için gerekli adımları atma noktasında üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye teşvik ediyoruz. Bu adımlar, karşılıklı sınırların açılarak ilişkilerin normalleşmesiyle ilgili protokollerin uygulamaya konmasını kapsamaktadır. Bu yönde saðlanacak ilerleme ve Türkiye’deki demokratik deðişim süreci, trajik Ermeni Soykırımı meselesinin ifade edilmesinde olumlu bir atmosfer ortaya çıkartacaktır.
Bölgedeki uluslar arasında Militarist kurum ve ihtiraslarla beslenen her türlü düşmanlıðı kınıyoruz.
Türkiye ve Ermenistan arasındaki kalıcı barışın saðlanması gelecekte oluşabilecek her türlü husumetin önüne geçilmesi için, her iki devlete Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisini düzenleyen Roma Statüsünü onaylaması çaðrısında bulunuyoruz.
Ýki toplum arasında köprülerin inşa edilmesi amacıyla, her iki ülkenin içe dönük kapsamlı politikalar geliştirerek her alanda yaşanacak harici tutumların önüne geçmesi çaðrısında bulunuyoruz. Her iki ülkenin devletlerini ve sivil toplum kurumlarını, medya, eðitim, yönetim, hukuksal ve toplumsal pratikler gibi hayatın tüm alanlarında eşitliði ve adil muameleyi önceleyen politikalar geliştirmeye çaðırıyoruz. “
ÝHD, “Hükümetimizi yukarıda belirtilen deklarasyon metnine uygun davranmaya ve tarihte yaşanılan soykırım başta olmak üzere insanlıða karşı işlenmiş suçlarla yüzleşme sürecini başlatmaya davet ediyoruz” diye belirtti.
ANF NEWS AGENCY
